Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Krizden etkilenme olasılığı ve iktisat politikası

    Hasan Ersel, Dr.24 Kasım 2008 - Okunma Sayısı: 988

    Hükümetin IMF ile anlaşma kararı, krizin Türkiye'yi etkilemesine yüksek olasılık atfettiğini gösteriyor. Hükümetin krizin yüzde 60 olasılıkla Türkiye'yi olumsuz etkileyeceği varsayımıyla hazırladığı program, bu olasılığın yüzde 100 olduğunu düşünen IMF'yi ikna etmeye yetecek mi?   Hükümetin küresel kriz karşısındaki tutumu zaman içinde farklılıklar gösterdi. Hükümet, önce, küresel krizin Türkiye'yi mevcut iktisat politikasını değiştirmeye gerektirmeyecek kadar az etkileyeceğine inandığı izlenimini verdi. Bir süre sonra ise hükümet IMF ile pazarlık yapıp, daha yumuşak koşullarla bir program yapılmasından söz etmeye başladı. Zaten belirsizlik doruk noktada olmasa, "hükümet bizlerin algıladığı belirsizliği artırdı" denilebilir. Sanırım, hükümet de belirsizliğin yarattığı kararsızlığının kurbanı oldu. Sonuçta da politika saygınlığına gölge düşmüş oldu. Kanımca bunun nedeni dünyanın içinde bulunduğu durum ve bunun Türkiye üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi konusunda, hükümetin hem Türkiye'deki karar alıcılardan hem de dünyanın kalanındakilerden farklı bir konumdan başlaması. Hükümetin geçen hafta vermeye başladığı sinyallerin nedeni ise bu konumunun sürdürülemez olduğunu kabullenmeye başlaması. Ne demek istediğimi bir örnekle açıklayayım.  Kolaylık olmak üzere de bir programın ekonomi üzerindeki etkisini sadece büyüme hızı ile ölçelim. Yine kolaylık olmak üzere olayı sadece 2009'un büyümesiyle sınırlayalım. İki politika aracı olsun. Bunlardan birisi bütçe harcamaları içinde kamu yatırımlarının payı ikincisi ise bütçe açığı. Hükümetin yaptığı açıklamalardan, bütçe olanaklarını, örneğin, bankaların sermayelerinin artırılması (transfer harcamalarını artırmak) yerine kamu yatırımlarının payının yükseltilmesi biçiminde kullanmayı tercih ettiği anlaşılıyor. Ayrıca hükümet, bütçe açığının biraz (çok değil) artmasının da büyüme hızına olumlu katkı yapabileceği kanısında. Tablo-1'in her gözdeki ilk sayı, kriz Türkiye'ye ciddi bir etki yapmadığı durumda beklenen büyüme hızını, ikinci sayı ise Türkiye krizden etkilendiği durumdaki büyüme hızını göstersin. (Rakamlar hayalidir)     

    1) Türkiye krizden etkilenmeyecek varsayımı İktisat politikası yapımcısının küresel krizin Türkiye'ye önemli etki yapmayacağını düşündüğünü varsayalım. Böyle bir karar alıcı, her hücredeki ikinci sayıları ihmal edecek ve, doğal olarak, en yüksek büyüme hızını veren politikanın ne olduğunu saptamaya çalışacaktır. Bu durumda da elindeki politika araçlarını nasıl kullanacağını bulabilmek için her satırdaki en büyük öğeyi bulacak, sonra bu öğeler arasında da yine en büyüğünü seçecektir.Bu yaklaşım, Tablo-2'den görüleceği üzere, örneğimizde yüzde 4 büyüme hızını vermektedir. Bu sonucu veren politika paketine göre hükümetin izleyeceği yol kamu yatırımlarının payını ve bütçe açığını artırmak olacaktır.

    2) Türkiye krizden etkilenecek varsayımı Küresel krizin Türkiye'ye ciddi olumsuz etki yapacağını bekleyen bir karar alıcı ise her hücredeki ilk sayıları ihmal edecek ve ihtiyatlı bir yol izleyerek ekonomideki en az daralmayı sağlayacak politikayı benimseyecektir. Ancak yine de bu durumda mevcut seçenekler arasında en hızlı büyümeyi vereni seçecektir. Ancak, Tablo-3'den görüleceği üzere, bu defa çözüm büyüme hızının sıfır olmasıdır. (Çünkü diğer seçenekte ekonomi yüzde 1 de olsa daralıyor). Bu da hükümet kamu yatırımlarının sınırlanması ve bütçe açığının daraltılması biçimindeki politika bileşimini seçecektir Görüldüğü üzere, aynı karar kuralı uygulanmasına rağmen tamamen farklı iki çözüm ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni ise krizin Türkiye'yi olumsuz etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin değerlendirme farkıdır. Hükümetin IMF ile anlaşma yönünde yön değiştirmesi, küresel krizin Türkiye'yi etkilemesine daha yüksek olasılık atfettiğini gösteriyor. Bu durumda ne olacak? Diyelim ki hükümet, biraz geç de olsa, Türkiye'nin krizden etkilenmesi olasılığının sıfır değil yüzde 60 olduğuna karar verdi. Bu durumda hükümetin karar almak için kullandığı bilgiler Tablo-4'de verildiği gibi olacaktır: Bu durumda, Türkiye'nin 2009'da sağlaması beklenen azami büyüme hızı yüzde 0,4 olmaktadır. Bu ise bütçe açığının ve kamu yatırımlarının "bir miktar" (ilk durumdan daha az, ikincisinden ise daha çok) daraltılması ile sağlanabilir. Bu durumda geriye bir sorun kalıyor: Acaba, hükümetin krizin yüzde 60 olasılıkla Türkiye'yi olumsuz etkileyeceği varsayımıyla hazırladığı program, bu olasılığın yüzde 100 olduğunu düşünen IMF'yi ikna etmeye yetecek mi? IMF başkanı, "çabuk anlaşırız" derken bu soruya olumlu mu yanıt veriyordu, yoksa hükümetin IMF'nin kaygılarına daha da yaklaşacağını beklediğini mi ima ediyordu? 

    TABLO 1 Beklenen Büyüme Hızı (%)

    Bütçe Açığını Büyütmek Bütçe Açığını Daraltmak
    Kamu Yatırımlarını Artırmak (4, -3) (2, -1)
    Kamu Yatırımlarını Sınırlamak (3, -2) (1,0)
    TABLO 2 Krizin Etkilemediği Durumda Büyüme Hızı (%)
    Bütçe Açığını Büyütmek Bütçe Açığını Daraltmak Satırın En Büyük Sayısı
    Kamu Yatırımlarını Artırmak 4 2 4
    Kamu Yatırımlarını Sınırlamak 3 1 3
    TABLO 3 Krizin Etkilediği Durumda Büyüme Hızı (%)
    Bütçe Açığını Büyütmek Bütçe Açığını Daraltmak Satırın En Büyük Sayısı
    Kamu Yatırımlarını Artırmak -3 -1 -1
    Kamu Yatırımlarını Sınırlamak -2 0 0
    TABLO 4 Krizin Etkilediği Duruma %60 Ağırlık Verildiğinde Büyüme Hızı (%)
    Bütçe Açığını Büyütmek Bütçe Açığını Daraltmak Satırın En Büyük Sayısı
    Kamu Yatırımlarını Artırmak 0,4x4+0,6x(-3)=-0,2 0,4x(2) +0,6x(-1)=0,2 0,2
    Kamu Yatırımlarını Sınırlamak 0,4x(3) +0,6x(-2)=0 0,4 x(1)+0,6x(0)=0,4 0,4


    Bu yazı 24.11.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır