Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Neden 'yerel' seçimler 'yerel' değil

    Hasan Ersel, Dr.09 Mart 2009 - Okunma Sayısı: 1234

    Ali T. Akarca'nın çalışmasına göre iktidar partileri yerel seçimlerde genel seçimlere oranla daha az oy alıyor. AKP'nin yerel seçimleri genel seçim havasına döndürmekle oy oranını yükseltmeyi hedeflediği düşünülebilir. 7-8 Mart 2009 tarihli Referans gazetesinde Gökçe Aytulu'nun güzel bir yazısı yayımlandı. Sayın Aytulu, Türkiye'de geçen 10 yılı aşkın sürede yerel seçimlerin makro düzeydeki politikanın uzantısı olmaktan çıkıp yerelleşme yönünde filiz vermeye başladıklarına dikkat çekiyor. Ancak Sayın Aytulu 29 Mart 2009 seçimlerinde bu eğilimin tersine çevrilmekte olduğunu da vurguluyor. Bunun temel nedeni olarak da iktidar partisinin bu seçimi bir "meşruiyet sınavı" olarak kullanmak istemesini gösteriyor. Sayın Aytulu'nun görüşlerine başvurduğu Fuat Keyman, Ali Yaşar Sarıbay ve Altan Öymen de önümüzdeki yerel seçimlerin "yerellik" özelliğini yitirdiği görüşüne katılıyorlar ve demokratikleşme açısından duydukları kaygılarını da dile getiriyorlar. Ben, bu görüşü, bir başka noktadan hareket ederek ele almak istiyorum. İktisat, İşletme ve Finans dergisinin son sayısında Chicago'daki Illinois Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Ali T. Akarca'nın bir çalışması yayımlandı. [Ali T. Akarca: A predicition for AKP's nationwide vote share in the 29 March 2009 Turkish local elections, İİF, 27(276) 2009, s. 7-22]. Bu çalışmada geçmişteki seçimlere ilişkin bilgiler ışığında ekonometrik yöntemler kullanılarak AKP'nin ülke ölçüsünde oy oranı öngörülmeye çalışılıyor. Bu değerli çalışmaya haksızlık ettiğimin farkında olarak, yaklaşımını özetlemeye çalışacağım.  

    Stratejik oy verme Çalışmada Sayın Akarca ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Sayın Aysıt Tansel tarafından geliştirilen ve Türkiye'de seçim sonuçlarını açıklamada ve öngörmede kullanılan modelin gözden geçirilmiş biçimi kullanılmış. Bu model, seçim olgusuna, siyaset biliminin bu alandaki bulguları ışığında, şöyle bakıyor: Seçmenler siyasal görüşlerine ve iktisadi çıkarlarını temsil ettiğini düşündükleri partiye oy verirler. Dolayısıyla her şey aynıyken, daha önce oy verdikleri partiye oy verme eğilimlerinin yüksek olması beklenir. Ancak, iktidar partisine oy verenlerin bir kısmı başka partilere yönelir. Bu eğilim özellikle yerel ya da kısmi seçimlerde ortaya çıkar. Seçmen, bu davranışıyla daha önce oy verdiği partiyi iktidardan uzaklaştırmaz ama uyarmış olur. Buna siyaset bilimi yazınında "stratejik oy verme" deniyor. Seçmenleri iktidar partisine oy vermekten uzaklaştırabilecek bir ikinci neden "iktidarda olmanın maliyetidir". İktidarda olmak sonuçta bazı uzlaşmalar yapmayı gerektirir, tavizler verilir ve/veya bazı sözler yeterince yerine getirilemez. Bu da bazı seçmenlerin oylarını başka partilere yöneltmesine yol açar. İktidarda kalma süresi uzadıkça bu eğilim daha da belirgin hale gelir. İktidarların buna oy törpüleyici davranışların etkisini azaltabilmek için kullanabileceği en önemli araç, iktisadi başarı sağlamaktır. Bu nedenle de siyasal iktidarların, genelde, seçimden yaklaşık bir yıl öncesinden itibaren "popülist politikalara" kaymaya başladıkları gözlenir. Tabii bu tür bir politikanın geri tepmemesi için, bu dönem içinde enflasyona yol açmaması gerekir. Öte yandan model Türkiye'de, geçmişte partiler arasında olağan dışı oy kaymaları olduğunu da göz önüne alıyor. Nihayet model genel seçim ile yerel (ya da kısmi) seçimleri farklılaştırıyor. Bu model yardımıyla 29 Mart 2009 seçimlerinin sonucunu öngörebilmek için 2008 yılı aralık ayı sonunda TCMB tarafından yapılan anket sonuçları kullanılıyor. Bu anketten hareketle 2008 için beklenen büyüme yüzde 2, 2009 için ise yüzde 1,2 olarak alınmış. (Özellikle 2009 için beklenen büyüme rakamı bugün epeyce iyimser görünüyor.)

    AKP ne kadar oy alır Bu durumda modelin öngörüsü iktidar partisinin (AKP'nin) yerel seçimlerde yüzde 40 dolayında oy alacağı biçiminde. İstatistiksel açıdan daha doğru ifadeyle model yüzde 95 olasılıkla AKP'nin oy oranının yüzde 36,3 ile yüzde 43,7 arasında olmasını öngörüyor. 2007 seçimi öncesinde olduğu gibi, siyaset yaşamına hesaba katılamayan müdahaleler olursa, bu hata aralığı iki katı dolayında daha da büyüyor. Ortalama rakam temel alındığında, bu sonuç AKP'nin bir önceki seçime oranla 6.6 puan kadar daha düşük oy alması demek. Ancak Sayın Akarca modele başka bir ilginç soru soruyor. O da şu: Eğer bu seçim yerel seçim değil de genel seçim olsaydı, AKP'nin alacağı oy oranı ne olurdu? Modelin verdiği sonuç ilginç. Bu durumda ortalama değer olarak bakıldığında AKP'nin oy oranı yüzde 43,25'e yükseliyor. İşte bu nokta önemli: Demek ki AKP yerel seçimleri genel seçim havasına döndürmekle oy oranını yükseltmeyi bekleyebilir. Bu da AKP'nin seçim stratejisini bir ölçüde açıklayabilir. Peki, başta CHP olmak üzere, bazı muhalefet partileri niçin yerel seçimlerde benzer bir yaklaşım sergiliyorlar? Bu, modelin tasarlanma amacının dışında bir soru. Ama yanıtını merak ediyorum doğrusu.

    Son bir nokta daha: "İktidarda kim olursa olsun iktidara yakın olmazsanız yerel sorunlarınızı çözemezsiniz" sözünün bu ortamda söylenmesi, bence, siyasal açıdan bir hataydı. Ama ne yazık ki, bu söz yanlış değil. Yanlış olan, bütçe gelirlerinin yüzde 40'a yakın bir kısmını merkezi yönetimden temin eden yerel yönetimlerin bağımsız olabileceğini düşlemek! Acaba, yerel seçimlerde yerellik ararken acele mi ettik?

    Bu yazı 09.03.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır