Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    2009'un ilk yarısında ödemeler dengesi

    Hasan Ersel, Dr.14 Ağustos 2009 - Okunma Sayısı: 1025

    Bilinenleri tekrarlayarak başlayayım. Cari açığımız 2009'un ilk yarısında, bir önceki yıla oranla yüzde 75,7 azalmış. Bunun temel nedeni de ithalatımızın, değer olarak bir önceki yıla oranla yüzde 41,6 düşmüş olması. Bunun değer cinsinden düşüş olduğuna dikkat etmek gerek. İthal ettiğimiz malların fiyatlarında da düşmeler var. Örneğin petrolde. Dolayısıyla miktar olarak düşüş aslında daha az. Benzer bir durum ihracatımız için de geçerli. Bu dönemde ihracatımız da değer olarak, yüzde 29,4 düşmüş. İhracattaki düşüşün ekonominin büyümesini olumsuz etkilediği açık. Ancak ilk çeyreğe ilişkin GSYH verilerinden de görüldüğü üzere, Türkiye'de daralma ihracattaki düşüş ile açıklanamayacak kadar fazla. Ödemeler dengesine ilişkin, iki farklı konuyu ele alacağım. Türkiye'nin dış ticaretindeki düşüşün nedenleri üzerinde biraz daha dikkatle durmak gerekiyor. Yakınlarda Türkiye'nin dış ticretinin finansmanı konusunda firma verilerine dayalı bir çalışma yayımlandı. [Ozan Acar: Türkiye'de Dış Ticaret ve Dış Ticaretin Finansmanı- Durum Değerlendirmesi, TEPAV, Temmuz 2009]. Sayın Ozan Acar'ın bu önemli çalışması, şirketler ve bankalarla yapılan görüşmelerden elde edilen bilgilere dayanıyor. Dolayısıyla olayı tüm yönleriyle görme olanağı sağlıyor. Bu çalışmanın temel bulgusu Türkiye'de dış ticaretin finansmanında ciddi sorunlar olduğu biçiminde. Türkiye'deki dış ticaret yapan şirketler, ister ihracat ister ithalat yapsınlar, genelde, riski üstlenen taraf konumundalar. Üstelik, 2008 Eylülü'nden sonraki dönemde dış ticaretin finansmanı daha da zorlaşmış/pahalılaşmış durumda. Bu olayın bir başka açıdan ifadesi ise bankacılık ve sigortacılık kesimlerimizin dış ticarete yeterli destek veremedikleridir. Bu, yeni bir olay değil. Ancak kriz nedeniyle şirketlerimizin bu hizmetleri yurtdışından temin etmede karşılaştıkları güçlükler nedeniyle bu sorun daha da önem kazandı. Unutulmaması gereken, krizden çıkış sürecinde, dış ticaretini finanse edebilen ülkenin dış pazar olanaklarını ele geçirmede büyük avantaj sağlayacağı. Burada geç kalmanın bedeli ise krizden çıkış sürecinde dış ticaretin katkılarından yeterince yararlanılamaması, dolayısıyla ekonominin toparlanmasının gecikmesi olacaktır. Net hata ve noksan kalemi, Ocak-Haziran 2009 döneminde (artı) 8.9 milyar dolar. Bu rakamın bir sene öncenin aynı döneminde sadece (eksi) 1.6 milyar dolar olduğu anımsanırsa çarpıcı bir sıçrama var ve bu açıklanmaya muhtaç. Bu kaleme yıllık bazda bakıldığında ise haziranda 15.3 milyar dolara ulaşmış. Bu, rahatsız edici bir rekor. TCMB Haziran 2009 ödemeler dengesi tahminleriyle beraber Türkiye'de yerleşik olanların yurtdışındaki mevduat varlıklarındaki hareketlere ilişkin bilgi verilmiş. Ancak bu bilgi sadece 2008 yılına ilişkin. Söz konusu yılda, Türkiye'de yerleşiklerin yurtdışı mevduat varlıklarında 3.5 milyar dolarlık bir artış olduğu tahmin edilmiş. Buna yol açan hareket ise şöyle: Yerleşiklerin yurtdışı mevduat varlıklarında 2008 yılının ilk üç çeyrek döneminde toplam 7.9 milyar ABD Doları artış olmuş. Aynı yılın son çeyreğinde ise 4.4 milyar ABD Dolarlık azalış ortaya çıkmış. Bu verilerin ışığında 2008 yılı için ödemeler dengesi tahminleri de yenilenmiş. Ancak, yenilenen 2008 ödemeler dengesi tablosunda net hata ve noksan terimi daha da büyümüş. Eski rakam 4.4 milyar dolardı, yenisi ise 5.1 milyar dolar.

    BIS'nin ilk çeyrek için yayımladığı istatistiklere göre 2009'un ilk üç ayında yerleşiklerin yurtdışı mevduatlarında önemlice bir azalma görülüyor. TCMB'nin yayımladığı veriler bu hareketi içeriyor mu, bilemiyorum. İçermiyorsa, diğer her şey aynıyken bu hareket de hesaba katıldığında net hata ve noksan kalemi daha da yükselecek. TCMB'nin bu konuda bizlere, kısa zaman içinde, doyurucu bir açıklama getireceğini umuyorum.

    Bu yazı 14.08.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır