Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Bir küreselleşme öyküsü

    Hasan Ersel, Dr.28 Ağustos 2009 - Okunma Sayısı: 1408

    21 Temmuz 2009 günü Finlandiya'nın Pietarsaari Limanı'ndan Malta bandıralı 4000 tonluk Arctic Sea gemisi, 1.8 milyon dolar değerinde kereste yüklü olarak hareket etti. Bir Finlandiya şirketi tarafından işletilen geminin 15 kişilik mürettebatı Rusya vatandaşıydı. Geminin 4 Ağustos'ta Cezayir'in Bejaia Limanı'na varması planlanmıştı. Ama öyle olmadı. 24 Temmuz gecesi, İsveç'in Öland ve Götland adaları arasında ve bu ülkenin karasuları içinde kendilerine polis süsü veren 10-12 kişi gemiye botla yanaştılar. Uyuşturucu aradıkları iddiasıyla gemiye çıkan bu kişiler mürettebatı dövüp gemiyi ele geçirdiler. Gemi 28 Temmuz'da Büyük Britanya'nın Dover sahil güvenlik noktası ile temas kurdu. 29 Temmuz'da Fransız ve Portekiz deniz kontrol noktaları geminin verdiği otomatik mesajı aldı. Gemi 30 Temmuz'da Fransa'nın Brest sahilleri açığında saptandı. Gemiden daha sonra haber alınamadı. 12 Ağustos'ta Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rus silahlı kuvvetlerine geminin bulunması için her önlemin alınması talimatını verdi. 14 Ağustos'ta ise Fransız Savunma Bakanlığı, Arctic Sea gemisine benzer bir geminin Cape Verde Cumhuriyeti (Batı Afrika sahillerinin 375 mil batısında Atlantik Okyanusu'nda yaklaşık 4000 kilometre kare alana yayılmış başlıca 10 adadan oluşan yarım milyon nüfuslu bir ülke) açıklarında görüldüğünü bildirdi. 17 Ağustos'ta Rus deniz kuvvetlerine bağlı Krivak-I tipi, 3420 tonluk Ladny güdümlü füze firkateyni Arctic Sea'yi Cape Verde'nin 300 mil açığında yakaladı. Gemiye çıkan Rus deniz piyadeleri, sekiz korsanı tek bir mermi bile atmadan etkisiz hale getirdiler. Mürettebatın sağ ve güvende olduğu dünyaya bildirildi. Rusya Cape Verde'ye üç Il-76 ağır nakliye uçağı gönderdi. 18 Ağustos'ta Renaissance Insurance adlı bir Rus sigorta şirketi gemiyi kaçıranların 1.5 milyon dolar fidye talep ettiklerini açıkladı. 20 Ağustos'ta ikisi Rus, dördü Estonyalı ve ikisi Letonyalı olan saldırganlar ve gemi mürettebatından 11 kişi Moskova'ya getirildiler. Geminin kaptanı dahil dört kişi ise Arctic Sea'de kaldılar. Gemi bir römorkör tarafından çekilerek Karadeniz'deki Novorosisk Limanı'na doğru yola çıktı. Burada gemi etraflı bir biçimde aranarak yasadışı bir yük taşıyıp taşımadığına iyice emin olunacakmış. Saldırganlar ise Moskova'nın Basmanny bölge mahkemesine çıkarıldılar. Mahkeme tutuklanmalarına karar verdi. Rusya'nın NATO nezdindeki Elçisi Dimitri Ragozin, NATO askeri istihbaratının Rusya'nın gemiyi bulması için önemli destek verdiğini söyledi ve teşekkür etti. Finlandiya, İsveç, Malta ve Estonya polis örgütleri ortak bir takım oluşturarak bu konuyu soruşturmaya karar verdiler. Bu geminin başına neden bunların geldiği hâlâ gizemini koruyor. Benim ilgimi ise başka bir nokta çekti. Deniz ticaretinde güven sağlanması bir küresel kamusal maldır (global public good). Bu malın sağlanmasının önemini kavrayan ülkeler korsanlık gibi faaliyetler söz konusu olduğunda işbirliği yapma gereğini yıllar önce saptamış, buna ilişkin hukuksal çerçeveyi oluşturmuş. Bu son olay da bir korsanlık eylemi. İlginç olan yanı dünyanın üç yüz yıldır korsanlık eylemine rastlanmayan bir bölgesinde, Baltık Denizi'nde olmuş olması. Somali sahillerindeki korsanlık olayında olduğu gibi bu olayda da ülkeler arası işbirliği hemen sağlandı. Rusya, donanmasını harekete geçirdi, NATO askeri istihbarat kanallarını çalıştırdı. Rus uçaklarının Cape Verde'ye kadar uçup, inmesi ve korsanlarla gemi mürettebatını alıp geri dönmesi için gerekli işbirliği sağlandı. Yasal çerçeve zaten hazır. Deniz hukukuna göre korsanları yakalayan ülke yargılar. Bu nedenle Rusya yargı sürecini başlattı. Hiçbir ülkeden de itiraz gelmedi.

    Küresel iktisadi krizlerden korunmak da bir küresel kamusal mal. Bu konuda ülkeler arası işbirliğinde neredeyiz? Eğer anlaşma olursa, olsa olsa IMF'nin Ladny güdümlü füze firkateyninin oynadığı rolü oynaması sağlanmış olacak. O kadar! Bu alanda ulaşmayı umduğumuz işbirliği düzeyi deniz güvenliği alanında geçerli olsaydı, acaba Ladny, Arctic Sea'yi yakalayabilir miydi?

    Bu yazı 28.08.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır