Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    ABD'de batan bankalar

    Hasan Ersel, Dr.03 Mart 2010 - Okunma Sayısı: 2376

    İçinde bulunduğumuz kriz ABD bankacılık kesimine ne kadar zarar verdi? Bunu görmek için kullanılabilecek göstergelerden birisi "tökezleyen" (batan ya da devlet desteği almak zorunda kalan) bankaların sayısı ve bunların büyüklükleri. FDIC (Federal Mevduat Sigorta Kurumu), ABD'de batan ya da kamu desteği almak zorunda kalan bankaları açıklıyor. Bu rakamların seyrine bir göz atalım. Ancak bu rakamların ne anlama geldiğini görebilmek için 2009 yılı sonunda ABD'de FDIC'e bilgi veren 6839 ticari banka olduğunu anımsatayım. Söz konusu bankalarda 8 trilyon 333 milyar dolar mevduat var ve bunların varlıklarının toplamı 11 trilyon 846 milyar dolar. Türkiye'nin bankacılık sisteminin aynı tarihte topladığı tüm mevduatın 514 milyar dolar (ABD'nin yüzde 6,2'si) ve sistemin varlıklarının toplamının da 564 milyar dolar (ABD'nin yüzde 4,8'i) olduğuna da dikkati çekeyim. Krizden önceki son yıl olarak düşünebileceğimiz 2007 yılında sadece üç banka batmış. Bu bankaların toplam mevduatı 2.4 milyar dolar, toplam varlıkları ise 2.6 milyar dolarmış. 2008 yılında ABD bankacılık kesimi krizin ilk darbesini yemiş. 25 banka batmış, 5 banka kamu desteği almak zorunda kalmış. Bu bankaların mevduat yükümlülükleri 515 milyar dolar, toplam varlıkları ise 1 trilyon 678 milyar dolarmış. Tökezleyen bankaların varlıklarının toplam içindeki payı yüzde 14,3. (Toplam varlık olarak yıl başı ve yıl sonu rakamlarının ortalaması alınmıştır.) Bu darbenin FDIC için bile sarsıcı olduğu rakamlardan anlaşılıyor. Ama bir sonraki yıl, 2008'i mumla aratmış. 140 banka batmış, 8 banka kamu desteği almak zorunda kalmış. Bu bankaların mevduat yükümlülükleri ise bir önceki yılın iki buçuk katı dolaylarında: 1 trilyon 227 milyar dolar! Toplam varlıkları ise 2 trilyon 87 milyar dolar. Toplam içindeki pay yüzde 17,3'e çıkmış. Olay bitmiş mi? Pek öyle görünmüyor. Banka batışları 2010'da da devam ediyor. 26 Şubat 2010 günü itibariyle 22 banka daha batmış durumda. Bu bankların toplam mevduat yükümlülüğü 13.5 milyar dolar, toplam varlıkları da 15.5 milyar dolar. Bu arada, FDIC krizin yan etkilerinin asıl 2010'da görüleceği, tökezleyen banka sayısının tepe yapacağı biçiminde bir uyarı yaptı. Akla FDIC'ın bütün bu işin altından nasıl kalkabildiğine gelince, yanıt basit: Kalkamamış. Sigorta fonu eksiye düşmüş durumda. Kongre, ABD hazinesine FDIC'a 500 milyar dolar kredi açması için yetki vermiş. Geçen sene de FDIC'ın bütçesi yüzde 56 artırılmış. Çalışan sayısı 2010'da 7010'dan 8653'e çıkarılacakmış. Bunlardan 1559'u geçici, 84'ü ise sürekli pozisyonmuş. Geçici denildiğinde kaç yıllık bağıt kastediliyor bilemiyorum. Ancak, yeni açılan pozisyonların çok büyük bir çoğunluğu banka tökezlemesi olaylarıyla ilgilenen bölümdeymiş. FDIC Başkanı Sheila Bair, 2010'da olması beklenen çok sayıda banka tökezlemelerinden doğacak sorunların ele alınması ve bundan epeyce fazla olacağı beklenen "sorunlu kurumların" gözetiminin yapılabilmesi için bunların gerekli olduğunu söylemiş. FDIC'ın aldığı önlemler ile ABD hazinesinin bu kuruluşa açabileceği kredi miktarı bir arada düşünüldüğünde, 2010 yılında "küçük bankalarda" sorun olması bekleniyor. Dolayısıyla sorunlu banka sayısında beklenen artışa oranla FDIC'ın mevduat güvencesi nedeniyle yükümlülüğü daha az artacak. Olayların FDIC'ın beklediği yönde gelişmesi ABD'de bankacılık kesimini sarsacak çalkantılar döneminin geçilmiş olduğu anlamına gelecek. Ama öte yandan, bu 2010 yılında mali krizin henüz sona ermediğinin de bir göstergesi. İki ayda batan banka sayısı kriz öncesi dönemin son yılı olan 2007'nin 7 katı, varlıkları ise (nominal olarak) 6 katı dolayında. Pazartesi günkü yazımda "kısa dönemde ABD'nin, AB gibi, kendi mali sorunlarını çözmekle meşgul olacağını varsayabiliriz" derken kastettiğim bu tür gelişmelerdi.

    Bu yazı 03.03.2010 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır