TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
'Neden şimdi farklı?' sorusunun dayanılmaz cazibesine kapıldım, peşi sıra gidiyorum. 2002-2006 hem 1995-1995 hem de 2000 mali disiplin çabalarından büyümeyi artırmak ve faiz ile enflasyon oranlarını düşürmek açısından ayrılıyor.Bu dönemleri ayrıştıran unsurlara odaklanmak gerekiyor soruyu yanıtlayabilmek için. Önce mali disiplin açısından iki temel farklılık: Birincisi, 2002-2006 dönemindeki mali disiplin çok daha kuvvetli.İkincisi, çok daha uzun soluklu.Ama daha başka önemli farklılıklar da var. Bunlardan ilki uygulanan programın ne ölçüde 'güven'i artırdığı ve riskleri düşürdüğü ile ilgili. Her üç tabloda da Merkez Bankası'nın yayımladığı güven endeksinin mali disiplin dönemindeki, öncesindeki ve sonrasındaki ortalamaları veriliyor. Son iki tabloda ise bir de iflas riski hakkında bilgi yer alıyor. İflas riski, Hazine'nin yabancı para cinsinden yurtdışında sattığı tahvillerin getirisi ile aynı vadeli ve aynı para birimi cinsinden ABD tahvillerinin getirisi arasındaki fark (Embi spread) ile ölçülüyor. Tabloların son iki satırında uygulama öncesindeki dönemin ortalamalarına kıyasla uygulama esnasında ve sonrasında ne gibi farklar oluşmuş ona bakılıyor. 2007 değerleri olmadığı için, son tablonun son satırındaki karşılaştırma 2006 ile 1999 arasında.Güven endeksinde artış ve iflas riskinde azalış uygulanan programa olan güvenin temel bir göstergesi. İlk dönem bu açıdan çok başarısız. İkinci dönem krizle bitiyor; güven hızla düşüyor ve risk sıçrıyor. 2002-2006 arası ise güveni sağlamada ve riski azaltmada son derece başarılı.Bu gelişmeler bankaların bilançolarına olumlu biçimde yansıyor. Tabloların ilk dört sütununda ilgili veriler var. Değerleri enflasyonun etkilerini arındıracak biçimde Dünya Bankası'nın yöntemiyle düzelttim. Özellikle tüketici kredilerinde büyük artış var. Şirketler kesimine açılan krediler de artıyor, ancak bu kadar çarpıcı değil. Hemen belirtmek gerekiyor: Bu kredilere sorunlu krediler de dahil. Sorunlu kredi oranı 1990'ların sonlarına doğru giderek yükselmiş ve 2000 sonunda zirveye çıkmıştı. Bu düzeltme yapılırsa (tablolarda yok), aslında şirketlere açılan krediler açısından son dönemde daha çarpıcı bir gelişme görmek mümkün. Bir diğer ilginç farklılık ise ilk iki dönemde banka bilançolarındaki büyümenin sadece kamu sektörüne yaraması. Son dönem böyle değil oysa. Uzun lafın kısası bir yandan kredi artışı, diğer yandan da sağlanan güven ortamı 2002-2006'yı farklı kılıyor. Öte yandan 2002-2006 döneminde hem işsizliğin hem de cari açığın arttığını biliyoruz (dünkü yazımdaki tablolarda var). Bu açıdan da dönemleri incelemek istiyorum. Ama bu konuya biraz ara vereceğim.
Bu yazı 14.01.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.