TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Aralık ayının son yazılarında 2008'de Türkiye'nin temel makroekonomik göstergelerinin alabileceği değerleri tartışmıştım. Bunu yapabilmek için de dört farklı senaryo oluşturmuştum. Senaryoları 'daha olumlu', 'olumlu', 'olumsuz' ve 'daha olumsuz' olarak adlandırmıştım. Olumlu senaryolarla olumsuzlar arasındaki temel fark, dış dünyada olacak biteceğe ilişkindi. Özellikle de ABD ekonomisinde bundan sonra olacaklar ayırt ediciydi.Birkaç yazı ABD ekonomisindeki olası gelişmeler üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Bu çerçevede yanıtını aradığım sorular şunlar: 2008'de ABD ekonomisindeki gelişmeler uluslararası dengeleri sarsmayacak şekilde mi olacak? Yani, ABD ekonomisinin büyüme hızı kimseleri tedirgin etmeyecek biçimde ılımlı bir şekilde mi yavaşlayacak? Yoksa tüm dünyanın olumsuz yönde etkilenme olasılığını artıracak gelişmeler mi yaşanacak? Diğer bir ifadeyle, birkaç çeyrek üst üste ABD ekonomisinin reel ekonomik faaliyet hacminde, sanayi üretiminde ve istihdam düzeyinde belirgin bir daralma mı olacak (ABD resesyona mı girecek)?ABD ekonomisi üzerinde uzmanlaşmış bazı ünlü ekonomistler korkulanın başımıza gelmek üzere olduğunu savunuyorlar: ABD ekonomisinin resesyona girme olasılığını yüksek görüyorlar. Hatta şu anda zaten bir resesyon yaşanıldığını ileri sürenler de var.Bu nedenle, bir süredir ne tür karşı önlemler alınacağı da tartışılıyor. Temel görüş şu: Amerikan Merkez Bankası'nın, bir resesyonu engellemek ya da olumsuz etkilerini en aza indirmek açısından faiz indirimlerine gitmesi yeterli olmayacak. Kaldı ki, faiz indirimlerinin belli bir noktadan sonra enflasyonist baskılar doğurabileceği düşünülüyor. Bu nedenle de faizlerin belli bir düzeyin altına düşürülemeyeceği savunuluyor. Maliye politikasının bir an önce devreye girmesi konusunda görüşler var.Resesyon olasılığını artıran gelişmeler şunlar: 2007 yılında gözlerimizin önünde cereyan eden, ama nerelere ne ölçüde sıçradığını tam kestiremediğimiz mali çalkantı başrolde. ABD'de ev fiyatlarında oluşan balonun patlamasıyla tetiklenmişti. Konut kredi piyasaları sarsılmıştı. Peşi sıra büyük mali kuruluşların zarar açıklamaları geldi. Tüm kredi piyasaları olumsuz etkilendi. Bu gelişmeler ABD tüketicisinin harcama miktarını azaltıyor.Aslında kredi alabilme olasılığı çok düşük olan ama kredi alarak ev sahibi olmuş insanlar, faizlerin artmasıyla zor duruma düşüyorlar. Borçları artıyor (değişken faizli krediler). Geri ödeme zorluğuna düşebiliyorlar. Aynı ortamda konut talebi de düşüyorsa konutların değeri azalıyor. Aldıkları kredi karşılığında bankanın teminat olarak kullandığı konutlarının değeri azalınca, teminatları yetersiz kalıyor; bir süre sonra evlerini elden çıkarmak zorunda kalıyorlar. Konut fiyatları daha da düşüyor. Bir kısmı kredilerini geri ödeyemiyor, kredi açan kuruluşlar bu konutlara el koyuyor. Bu gelişmeler başkalarına açılacak konut kredilerini de olumsuz yönde etkiliyor. Bu nedenle de konut talebi azalıyor. Konut fiyatları tekrar düşüyor. Mali çalkantının derinleşmesiyle azalan kredi miktarı diğer harcama planlarının da rafa kaldırılmasına yol açıyor. Mesela, artan evinin değerini teminat olarak gösterip otomobil kredisi almayı planlayan bir tüketici, evinin değeri düşünce bu planını gerçekleştiremiyor.Bu zincirleme gelişme iç talebin giderek azalması ve işsizliğin artmasıyla sonuçlanıyor. Nitekim, Aralık 2007'de işsizlik oranı yüzde 5'e yükseldi. Aralık 2006'dan bu yana işsizlik oranı her üç ayda (ortalama olarak) 0.4 puan artmış vaziyette. ABD açısından büyük bir artış bu. Bu düzeyde bir işsizlik artışı son olarak 2001 resesyonu öncesinde gözlenmiş. Kredi piyasasındaki olumsuz gelişmeler, iç talebi azaltıp işsizliği artırırken, bu ekonomik ortamda kredi daralması daha da artıyor. İç talep daha da daralıyor... Kısır bir döngü oluşuyor. Bir de ham petrol fiyatlarının 100 dolar civarında gezindiği gerçeğini engelleyin (henüz bir arz şoku oluşturmasa da olası bir arz şoku bu).Bu verilerden yola çıkan çok sayıda ekonomist 2008 içinde ekonomik faaliyet düzeyinde birkaç çeyreklik bir daralma (resesyon) öngörüyor. Resesyon olmasa bile 2008'de ABD ekonomisindeki büyüme hızının son derece düşük olacağına dair görüş birliği var neredeyse. Devam edeceğim.
Bu yazı 20.01.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.