TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bu depremi bir yana koyduğumuzda, bizim gibi ülkeleri belirgin biçimde etkileyen en son çalkantı 2006 yılında yaşanmıştı. Şu sıra devam eden deprem ile o dönemdeki çalkantı karşılaştırıldığında, piyasa tepkisi açısından çarpıcı bir farklılık saptanıyor.30 Nisan 2006 tarihinde 1 avro ve 1 dolardan oluşan döviz sepeti 2.98 YTL değerindeymiş. Yaklaşık iki ay sonra, 26 Haziran 2006'da kur en yüksek noktasına ulaşmış ve 3.84 YTL olmuş. Bu kadar kısa sürede kurdaki artış oranı tam yüzde 29.Aynı karşılaştırmayı son deprem için yapalım. İki farklı başlangıç tarihi alalım: 15 Ekim 2007 ve 14 Ocak 2008. Bu tarihlerin kurun en düşük olduğu tarihler olmaları ve depremin yaşandığı dönem içinde yer almaları dışında başka bir anlamları yok. Yani, deprem 15 Ekim'de başlamıştır saçmalığına falan zinhar soyunmuş değilim.Son depremde döviz sepetinin ulaştığı en üst düzey, pazartesi günü (mart ayının son günü) gözlendi: 3.4 YTL. Ekim ayının 15'inde bu değer 2.86 YTL düzeyindeydi. Ocak ortasındaki değer ise 1 kuruş daha düşüktü. Kısacası ekim ortasından bu yana, yani 5.5 ay gibi bir sürede kur yüzde 19 oranında yükselmiş. Aynı değer 2.5 aylık ikinci dönem için de geçerli.Dolayısıyla, salt kurdaki hareketler açısından ele alınınca, bu depremin kendinden önceki son çalkantıya göre ilk farklılığı hemen belirleniyor: Kurdaki hareket hem daha düşük bir düzeyde hem de yavaş yavaş oluşuyor. Üstelik yukarıya doğru olan eğilim etrafında sık sık aşağıya doğru yönelişler gözleniyor; dalgalanma çok fazla.Dikkatinizi çekmek isterim. 'Deprem' ve 'çalkantı' sözcüklerini özellikle kullandım. Son yaşadığımız deprem niteliğinde iken, öncekini olsa olsa çalkantı olarak sınıflandırabileceğimiz gerçeğine karşın, çalkantıda gözlenen kur hareketi çok daha yüksek ve daha ani.İkinci gözlem piyasada oluşan faiz ile ilgili. 2006'daki çalkantının başlangıcında piyasa faizi yüzde 13.66 düzeyindeymiş. Kurun zirveye çıktığı 26 Haziran günü ise ulaştığı değer yüzde 22.8. Dokuz puanı aşan bir sıçrama söz konusu. Farklı bir ifadeyle neredeyse yüzde 50'ye varan bir artış yaşanmış piyasa faizinde.İçinde bulunduğumuz depremde faiz en yüksek değerine yine mart ayının sonunda ulaştı: Yüzde 18.6. 15 Ekim 2007'deki değeri yüzde 16.3, 14 Ocak'taki ise yüzde 16.4 düzeyindeydi. Yani, faizdeki artış sadece 2.2 puan dolayında kaldı. Faiz açısından bakıldığında da aynı saptamayı yapmak mümkün: Deprem sırasındaki faiz tepkisi, çalkantı dönemindekine kıyasla hem çok sınırlı, hem de uzun bir süreye yayılıyor.Dolayısıyla, iki soru akla geliyor: Birincisi, neden dünya mali piyasalarında böyle büyük bir deprem yaşanıyorken, bu depreme döviz kurunun ve piyasa faizinin verdiği tepki sınırlı oluyor? İkincisi, bu sınırlı tepki neden bu kadar uzun bir zamana yayılıyor? Farklı bir ifadeyle, hem hız düşük, hem de ivmelenme. Neden?Pazartesi günü 'sürdüreceğim' dediğim konuyu 'sürdürmedim', farkındayım. Onu ileride ele alacağım, ne yapayım, bu sorular bana giderek çok ilginç geliyor. Bir süre etraflarında dolaşmaya değer. Doyurucu bir yanıt bulabilirsek belki bundan sonraki olası kur ve faiz hareketleri için çıkarsama da yapabiliriz. Kim bilir...
Bu yazı 03.04.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.