TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Pazar günü yeteri kadar iç karartıcı bir yazı yazmaya muvaffak olabildim mi bilemiyorum. Yurtdışındaki deprem, falan, oldukları yerde kalsınlar. Bugün pazartesi, hafta başı, biraz konu değiştirelim.
Grafikte dikey eksende bazı ülkelerin 1980-2007 dönemindeki ortalama büyüme hızları ölçülüyor. Yatay eksende ise her bir ülkenin 1980 yılındaki kişi başına milli geliri var. Bu milli gelir, satın alma gücü paritesi (SGP) ile ölçülen milli gelir. Grafikteki her yuvarlak, dolayısıyla, her bir ülkenin 1980'deki kişi başına gelir düzeyine karşı gelen 1980-2007 dönemindeki ortalama büyüme hızını gösteriyor. Veriler, IMF'nin internet sayfasından (World Economic Outlook Database, Nisan 2008).Gelir düzeyini SGP ile ölçmenin temel nedeni şu: Gelir düzeyi düşük ülkelerde genellikle fiyatlar genel düzeyi de düşük oluyor. SGP ile ölçmesek ve normal milli gelirlerini alsak, gelir düzeyi düşük ülkeler gelişmiş ülkelerle kıyaslandıklarında olduklarından çok daha kötü durumda görülecekler. Oysa fiyatlar genel düzeyi daha düşük olduğu için, gelirleri düşük de olsa o ülkelerde yaşayanlar daha fazla tüketim yapabiliyorlar. SPG ile ölçülen milli gelirler, bu nedenle, refah düzeylerini daha iyi yansıtıyor ülkelerin.Grafikte yer alan bütün ülkeleri işaretlemedim. Ancak G-7 ülkelerinin hepsi var. Ayrıca, diğer gelişmiş ülkelerin büyük kısmı yer alıyor. Diğer ülkeler şöyle: Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan, Kore, Hong-Kong, Singapur, Tayland ve Türkiye. IMF Türkiye için yeni açıklanan milli gelir serilerini kullanmış. 1998 öncesindeki milli gelirleri ise bir varsayımla yaklaşık yüzde 15 artırarak 1980'e kadar geri götürmüşler.Teoriye göre bu tür bir grafikte belenen ilişki şu: Noktalar sol üstten başlayarak sağ alta doğru gitmeli. Daha teknik ifadeyle bu noktalara en yakın olacak şekilde çizilecek bir eğrinin aşağıya doğru eğimli olması gerekiyor. İktisadi anlamı şu: Başlangıçta (burada 1980) kişi başına gelir düzeyi düşük olan ülkeler, zengin ülkelere kıyasla zaman içinde çok daha yüksek bir hızla büyüyorlar. Yani, düşük gelirliler zamanla yüksek gelirlilere yakınsı-yorlar. Aslında bu grafiği daha gerilere, mesela 1950'lere kadar gidip öyle çizmek daha anlamlı. Ama yararlandığım veri seti 1980'den başlıyor.Teorik olarak beklenen ilişki bu ülkeler için geçerli; grafikteki eğri aşağıya doğru eğimli. Oysa grafikte gösterilen ilişkinin daha kuvvetli olmasını daha iyi görülmesini engelleyen bazı ülkeler var: Brezilya ve Arjantin, bir ölçüde de Türkiye. Bu ülkelerin daha yüksek hızla büyümeleri gerekirdi. Mesela, Türkiye'nin bu dönemdeki ortalama (SGP ile ölçülmüş) kişi başına milli gelir büyümesi yüzde 6 düzeyinde. Aynı rakam ABD için yüzde 5.19080'deki kişi başına gelir düzeyleri dikkate alındığında bizim ortalama büyüme hızımızın daha yüksek olması beklenirdi. Yani, grafikte daha kuzeyde olmamız gerekirdi. Yaklaşık 30 senelik bir dönemde gelişmişlere arzu edilir bir hızla yakınsamamışız kısacası.Belki, Arjantin ve Brezilya'ya bakıp avunabiliriz. Ya da grafikte yer almayan, alsalardı grafikteki ilişkiyi bozacak ve anlamsız hale getirecek Afrika ülkelerine bakıp durumumuza şükredebiliriz. Ama sonuç değişmiyor. 1980'lerden bu yana pek de başarılı olamamışız.2001 krizinden sonra uygulamaya konulan program bu resmi değiştirmek için gerekli olan zemini hazırladı. O zemini kullanarak yeni bir programla atılım yapabiliriz (dik). Ama bırakın o zemini kullanmayı, zemini de bozuyoruz. Yine karamsar mı oldu, ne?
Bu yazı 14.04.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
07/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
06/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
04/12/2024
Güven Sak, Dr.
03/12/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
02/12/2024