Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Hedeflemeden vaz mı geçsek?

    Fatih Özatay, Dr.07 Ağustos 2008 - Okunma Sayısı: 1086

     

    Enflasyon hedeflemesi rejimini uygulamaktan vazgeçmek gerekiyor mu? Tüketici enflasyonu yüzde 12'ye yükseldi. Merkez Bankası'nın (MB) son raporunda, bu olumsuz gelişmede enerji fiyatlarının oynadığı rolün altı çiziliyor. İkinci neden olarak da gıda fiyatlarındaki hareketler gösteriliyor. Büyük ölçüde dış gelişmelere bağlı bir artış var kısacası.Yılbaşındaki hedefin yüzde 4 olduğunu hatırlayalım. Yıl içinde açıklanan enflasyon raporlarında önümüzdeki döneme ilişkin verilen tahminlerde birkaç kez ve yukarıya doğru önemli değişiklikler yapıldığını göz önüne alalım. Bu çerçevede orta vadeli hedeflerin değiştirildiğini, 2008 sonu için hedef yerine eski hedefin oldukça üzerinde bir gerçekleşme tahmini yapıldığına dikkat edelim. 2007'nin son aylarıyla 2008'in ilk aylarında politika faizleri indirilirken, bu politika kararının tersine bir gelişme yaşandığını ve enflasyonun tekrar yükselmeye başladığını da unutmayalım. Dikkate almamız gereken başka unsurlar da var: Geçtiğimiz yılın ortalarında ham petrol fiyatlarının 2008'de alacağı değerlere ilişkin küresel tahminler şu andaki düzeylerin çok daha altındaydı. Buna karşın bir ara varili 150 dolara dayandı petrolün. Bu çerçevede MB, enflasyon raporunda petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarını değiştirdi ve yukarıya çekti. Son günlerde petrol fiyatları düşmeye başladı. Varsayılan değerin altına indi. Neyse... Daha fazla uzatmanın anlamı yok. Yurtiçi fiyat hareketlerini belirleyen unsurların nasıl gelişeceğine ilişkin uzun bir süredir çok fazla belirsizlik var. Üstelik yine azımsanmayacak bir süredir bu unsurlar arasından dış unsurlar olumsuz yönde ön plana çıkıyorlar. Bu gelişmeler hem öngörülebilirliği azaltıyor, hem de politika kararlarının oluşturulmasını zorlaştırıyor. Böylelikle alınan karalarda hata yapma olasılığı da yükseliyor.
    Aslında bu durum büyük ölçüde küreselleşmeden kaynaklanıyor. Küreselleşmenin enflasyon hedeflemesi rejimine başka etkileri de var. Bu etkileri ileride tartışırız. Ancak girişte sorduğum sorunun büyük ölçüde küreselleşmenin yarattığı problemler nedeniyle gündeme geldiğini unutmamak gerekiyor. Bu problemler bundan sonra da bizimle birlikte olacak. "Bundan sonra enflasyon hedeflemesi rejiminden daha iyi bir para politikası rejiminin bulunması (icat edilmesi) mümkün değil" demek herhalde komik olurdu. Nasıl bir ara parasal hedefleme en 'moda' para politikası rejimi idiyse ve sonradan 'tu kaka' olduysa, aynısı neden enflasyon hedeflemesinin başına gelmesin? Ama şu anda para teorisi ve uygulaması çerçevesinde bakıldığında bilinen daha iyi bir para politikası rejimi yok. Bu durumda enflasyon hedeflemesine devam edeceğiz. 'Devam etmenin' tek nedeni 'daha iyi'nin olmaması da değil. Küresel gelişmeler uygulamayı ne kadar zorlaştırırsa zorlaştırsın, bu rejimin önce örtük sonra da açık biçimde uygulanmasının önemli katkıları oldu. Birincisi para politikası önemli bir disiplin kazandı. Amacı ve o amaca ulaşmak için ne tür araçlar kullanıldığı herkesçe anlaşıldı. İlgili kamuoyu bu rejim sayesinde para politikası uygulaması ve enflasyon dinamikleri hakkında önemli bir bilgi sahibi oldu. Yayınlanan düzenli raporlarda ileriye yönelik tahminlere özel bir ağırlık verildi. Bu tahminlerin arkasındaki olası para politikası tepkileri belirtildi. Bunlar oldukça cesur adımlar. Herhalde, çok değil, 1990'ların sonlarında hayal bile edilemezlerdi. Bu kazanımları korumak gerekiyor. Ama enflasyon hedeflemesi rejiminin de daha iyisi bulunamaz bir rejim olmadığını unutmamalı. Zaman içerisinde üzerinde bazı değişiklikler yapılmayacak bir rejim ise hiç değil.

     

    Bu yazı 07.08.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır