Arşiv

  • Nisan 2024 (13)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Brezilya’nın yapamadığı, bizim yapabileceğimiz

    Fatih Özatay, Dr.15 Aralık 2008 - Okunma Sayısı: 891

    'Herkesin önlemi kendine; önemli olan aynı önlemleri almak değil, özünde aynı işi yapmak. Yani güveni artırıcı önlemler almak gerekiyor.'  şeklinde bitirmiştim dünkü yazımı. Brezilya geride bıraktığımız perşembe günü yine ilginç ekonomik kararlar açıkladı. Paketin ilk maddesinde vergi indirimleri var. İkinci unsur çok daha ilginç: Özel sektörün 2009'da vadesi gelen dış borçlarını geri ödeyebilmesi için Brezilya Merkez Bankası'nın döviz rezervleri kullanılacak. Başlangıç olarak, 10 milyar dolarlık bir borç geri ödemesi
    yapılacağı hesaplanıyor. Bu tutar 40 milyar dolara kadar çıkabilirmiş.

    Bunun  üzerine oldukça olumsuz raporlar yayınlandı. Nedeni malum. Brezilya'nın kamu sektörünün net döviz pozisyonunu (döviz cinsinden varlıkları ile döviz cinsinden borçları arasındaki fark) 40 milyar dolar kadar azaltabilecek bir uygulama olacak bu. Brezilya'nın riskinin artacağı ileri sürülüyor. Böyle olursa da beklenen Brezilya parasının değer kaybetmesi ve Brezilya'nın dış piyasalardan yapacağı yeni borçlanma faizlerinin artması. Yani Özel sektöre 'kaşık' ile verdiğinizin çok daha fazlasının bir süre sonra uluslararası piyasalar tarafından 'kepçe' ile geri alınması olasılığı var.

    Brezilya'nın bu ekonomik önleminin benzeri bazı gelişmiş ülkelerce de alındı. Kimse o ülkelerin bu tür önlemler nedeniyle risklerinin arttığını falan belirtmedi. Elbette, adalet kaygıları ileri sürüldü, geniş halk kitlelerini rahatlatıcı önlemler de talep edildi. Ama risk artışı gündeme gelmedi.

    Bu nedenle aslında apaçık bir gerçek olması gerekeni yine de söyleyeyim: Ekonomik önlem paketi tasarlıyorken ülkenizin özelliklerini, içinde bulunduğu durumu, çevre koşullarından nasıl etkilenmekte olduğunu, kısaca 'başlangıç koşullarını' dikkate almanız gerekiyor.

    Evet, aynı krizi yaşıyoruz, ama aynı krize karşı farklı coğrafyalarda alınan önlemlerin bir kısmı bize uymayabiliyor.Brezilya ile Türkiye de ayrışıyor bu noktada. Brezilya'nın aldığı önlemin benzerini bunca 'kaş göz çıkarmadan' yapabiliriz; 'başlangıç koşullarımız' Brezilya'dan farklı. Amaç özel sektörün dış borç geri ödemelerinin sorun çıkarmadan yapılmasını sağlamak, böylece şirketlerin zor duruma düşmesini önleyerek olası üretim azalışına ve işsizlik artışına çare bulmak ise, bunu yapmanın bir yolunu daha önce defalarca yazdım. Kısaca tekrarlayayım.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (MB), yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın döviz mevduatları var. MB bu anlamda ticari bankacılık yapıyor. Oysa bu mevduatları ticari bir banka gibi şirketlere krediye dönüştüremiyor. Fikir basit: Bu mevduatları krediye dönüştürecek bir mekanizma tasarlamak. Bu mevduatların MB'den çıkıp başka bir kuruma gittiğini düşünün. Brezilya'da olduğu gibi bu eylem MB'nin döviz rezervini azaltacak. Ama Brezilya'dan farklı olarak MB'nin döviz cinsinden borcu da aynı miktarda azalacak. Çünkü yurtdışında çalışan mevduat sahipleri paralarını MB'den istemeyecekler artık. Kısacası aynı amaca hizmet eden ekonomik önlem, Brezilya'da kamunun net döviz pozisyonunu bozarken Türkiye'de bozmuyor. Üstelik MB'yi ticari banka yapan o garip özellik de ortadan kalkıyor.

    Riski yok mu? Tabii ki var. Birincisi, mevduat sahipleri MB güvencesi altında; mevduatları başka bir yere transfer edilirse aynı güvenceyi alacaklarından emin olmalılar ki mevduat çekilişi olmasın. İkincisi, kamunun net dış pozisyonu bozulmuyor ama MB'nin brüt döviz rezervleri azalmış oluyor. Uluslararası mali yatırımcılar yine de sızlanabilirler. Ama her iki riski de ortadan kaldırıcı ek önlemler alınabilir. Özellikle ilkine karşı yapılabilecekler çok kolay.

    Bu yazı 15.12.2008 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır