Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Mısır'da değişim

    Hasan Ersel, Dr.10 Mart 2011 - Okunma Sayısı: 1677


    Mısır'ın nereye gideceğini belirlemede en önemli unsur Ulusal Demokrasi Partisi içindeki ve çevresindekilerin nasıl bölüneceği.

    Geçen yılın son aylarından bu yana Arap dünyasında önemli çalkantılara tanık olduk. Bu çalkantıların bu ülkelerin toplumsal iktisadi düzeninde köklü değişikliklere yol açıp açmayacağı ise o kadar açık değil. Bu, söz konusu ülkelerde olup bitenleri küçümsediğim anlamına gelmiyor. Bu ülkelerin artık eski yönetim anlayışına döneceğini sanmıyorum. Sorun, buradan nereye gidileceğinde. Mısır üzerinde durmak istiyorum. Oraya ilişkin gözlemlerin Tunus'u anlamak için de bir dereceye kadar yardımcı olacağını düşünüyorum. Diğer ülkeler için olayı baştan kurgulamak gerek. Şiddet unsurunun ön plana çıktığı Libya ise bambaşka bir olay.

    Mısır'da iki farklı sorun

    Mısır'da özde birbirinden farklı iki sorun var gibi görünüyor. Bunlardan ilki Başkan Mübarek'in kişiliğinde somutlaştırılan yönetimden, ikincisi ise mevcut toplumsal-iktisadi düzenden kaynaklanıyor. Mübarek yönetimine karşı duyulan güvensizlik yeni değil. Beceriksizlikten yolsuzluğa, oradan baskıcılığına kadar uzanan geniş bir yelpazeye yayılan eleştiriler, yıllardır, hemen herkes tarafından dile getiriliyordu. Dolayısıyla Mübarek yönetiminin sona ermesi gerektiği konusunda geniş bir çevrede görüş birliği sağlanması şaşırtıcı değil. Hemen herkesin yaklaşık aynı sonucu istemesi durumunda da buna yönelik bir eylemin başlaması için bir kıvılcım yeterli olabiliyor. Bir anlamda Mübarek yönetimine karşı olanların bir noktada buluşmaları -teknik deyişle bir 'büyük koalisyon kurmaları'- için kendi istekleri yönünde hareket etmeleri yetiyordu. Nitekim öyle de oldu. Tahrir Meydanı, büyük koalisyonu simgeleyen mekân olarak tarihe geçti.

    Şimdi ise temel sorun bundan sonra ne yapılacağı. Bu noktada bir 'büyük koalisyon' olacağını beklemek saflık olur. Kabaca bir yanda mevcut toplumsal-iktisadi düzenin bazı ufak tefek düzeltmeler yapılarak devam ettirilmesinde, öte yanda da köklü değişiklikler yapılmasından yana olanlar olacak. Bunlar da kendi aralarında isteklerinin derecelerine göre ayrılacaklar. Mısır'a uzaktan bakıp ilk grubu geçmiş iktidar yanlıları, ikincisini de Müslüman Kardeşler diye tanımlamak son derece yanıltıcı olur. Değişim yanlıları çok daha geniş bir yelpaze içinde yer alıyor. Bu cephede konuyu enine boyuna incelemiş ve öneriler geliştirmiş aydınlar da yer alıyor. Bu bağlamda ERF Direktörü Ahmed Galal tarafından yazılan bir yazıya dikkati çekmek isterim. Ahmed Galal: "Socially conscious growth desparately needed in Egypt", Neveen Wahish, 19 Şubat 2011.

    İki cephe bulunuyor

    Düzeni sürdürmek isteyen cephenin mevcut en somut örneği de Mübarek'in tayin ettiği ve askeri yönetim tarafından, şimdilik, yerinde tutulan hükümet. Maaş zammı vs gibi popülist önlemlerle durumu idare etmeye çalışıyor. Bunun sürdürülemez olduğu ise apaçık. Er ya da geç bazı önlemler alınacak, bazı çıkarlar zedelenecek. İşte o zaman düzenin değişmesine karşı olanların safları da genişlemeye başlayacak. Görülen o ki, Mısır'ın nereye gideceğini belirlemede en önemli unsur da geçen yıl sonuna kadar iktidarda görünen Ulusal Demokrasi Partisi içindeki ve çevresinde olanların bu iki cephe arasında nasıl bölüneceği olacak. Bu partinin 2 milyon dolayında kayıtlı üyesi olduğunu da belirteyim.


    Bu köşe yazısı 10.03.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır