Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Türkiye ve İngiltere Eğitim Bakanlıkları arasındaki 5 fark

    Esen Çağlar23 Ocak 2012 - Okunma Sayısı: 3727

     

    Her taraf kar olduğu için aslında kaldırım konusuna devam edesim var. Çünkü arabaların gideceği yerlerdeki karları temizleyen zihniyet, insanların üstünde yürüyeceği kaldırımları pek umursamıyor. Ama bunu bir başka yazıya bırakıyorum. Kaldırımlarda gezinmek isteyen vatandaşa saygı duymuyoruz, bunu artık anladım. Peki internette gezinen vatandaşına devletimiz ne kadar saygı duyuyor? Bu yazıda vasat bir internet kullanıcısı olarak birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.

    Bunun için devletimizin bir bakanlığını ve İngiltere’den aynı işi yapan bir bakanlığı örnek olarak incelemeye karar verdim. Bunu seçerken de, ilk 10 ekonomiden biri olmamıza en fazla katkıyı sağlaması gereken, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’nı aldım. Önce biraz arka plan bilgisi:

    • İngiltere dünyanın 6. büyük ekonomisi, biz şu anda 17. sıradayız.
    • Öğrencilerin başarısını ölçen uluslararası PISA sınavı sonuçlarına göre, 30 OECD ülkesi arasında İngiltere 9., Türkiye 29. sırada.
    • Ortalama bir İngiliz lise ikiden (9,5 yıllık eğitime sahip), ortalama bir Türk orta ikiden terk (6,5 yıllık eğitime sahip).
    • İngiltere’de ilk ve orta öğretimde 8,1 milyon öğrenci ve 713 bin öğretmen var. Bizde 16 milyon öğrenci ve 750 bin öğretmen var.

    Yani iki bakanlık da yaklaşık aynı sayıda öğretmene sahipken, bizim Eğitim Bakanlığımız iki kat fazla öğrenciyle ilgileniyor. Peki web siteleri arasındaki farklar sizce nasıl olabilir? Bunun için isterseniz önce bir www.meb.gov.tr adresine bir göz atın sonra da www.education.gov.uk sitesinde bir 10 dakika harcayın. [1]

    Benim gördüğüm aradaki beş fark kısaca şöyle:

    1. Hedef kitle belli mi? Bir web sitesinin başarılı olmasının ön koşulu, onu tasarlayanların hedef kitlenin ne olduğu konusunda net bir fikre sahip olmasıdır. İngiliz Eğitim Bakanlığı’nın web sitesine baktığınızda, o sitenin kimler için tasarlandığını gayet kolay anlayabiliyorsunuz. Büyük ölçüde öğretmenler ve biraz da veliler için bol miktarda içerik var. Bizim bakanlığımızın web sitesinin hedef kitlesini ise pek anlayamadım.  Eğer “Milli Eğitim Bakanı Fan Klüp” gibi bir şey varsa hedef kitle o olsa gerek. Zira site büyük ölçüde Bakan’la ilgili haberlerle dolu.

    2. İçerik zengin ve güncel mi? Kurumsal bir web sitesinin diğer başarı kriteri de hedef kitlesinin ihtiyacı olan içeriği zengin ve güncel biçimde sağlaması. İngilizlerin sitesinde saatlerce sıkılmadan dolaşabilirsiniz. Özellikle öğretmenler için, müfredatın güncellenmesinden yeni değerlendirme tekniklerine bir çok şey var. Son 1-2 gün içinde girilmiş bir sürü sayfa ve bilgi bile var. Bizim bakanlığımıza gelince. İngilizlerininkine benzer bir içerik maalesef göremedim. Öğretmenlerimizin müfredatla ilgili pek bir içerik ihtiyacı yok diye düşünüyorlarsa, endişelenmeliyiz. Ayrıca şunu da not etmek lazım: “Veli Bilgi Sistemi (VBS)”, “E-Okul” ve “Mebbis” isimli üç farklı sistem var. Bunlara bayağı bir emek harcandığını, yatırım yapıldığını sanıyorum. Ama bu sistemlerin sağlamakta olduğu içeriğin ilan panosu ve kişiye özel dosya bilgileri sağlamanın (örn. çocuğunuzun ders notları, devamsızlık bilgileri, öğretmenlerin özlük hakları, atama durumları vb.) ne kadar ötesine geçiyor tam emin olamadım.

    3. Şifreli giriş mi şeffaflık mı? Bu içerik eksikliğine rağmen, VBS, E-Okul ve Mebbis’e çok sayıda giriş yapılıyor anladığım kadarıyla. Bu sistemlerin sağladığı içeriğin, bizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma noktasında ne kadar etkili olduğundan pek emin değilim. Ama esas merak ettiğim bu üç sisteme neden şifreyle giriş yapıldığı. İngilizlerin Eğitim Bakanlığı’nın web sitesinde şifreyle giriş yapılan bir modül göremedim. Bu aslında teknik bir detaydan çok daha ötede, bir zihniyet problemine ve daha da önemlisi bir şeffaflık eksikliğine işaret ediyor. Örneğin, İngiliz Eğitim Bakanlığı’nın sitesinde, tüm okulların tek tek teftiş raporlarını bulabiliyorsunuz. Bakanlığın müfettişlerinin o okul hakkında ne raporladıkları web sitesi üzerinden tüm dünyaya ilan ediliyor.[2] Ayrıca, ben bir Türk vatandaşı olarak, Konya’dan, İngiltere’de 713 bin öğretmene sağlanan tüm bilgilere erişebilirken, bizim bakanlığımızın hiçbir sistemine şifrem olmadığı için giriş yapamadım. Ve bunu pek yadırgadım.

    4. Reform gündemi var mı? Türkiye’nin eğitim alanında bir hamle yapması gerektiği açık. Ama bakanlığımızın web sitesinde bu konuda neler olup bitiyor, planlar nedir göremiyorsunuz. Mesela, bence son yılların en heyecan verici işlerinden biri olan her öğrenciye ücretsiz bir tablet bilgisayar dağıtılması projesiyle (namı diğer Fatih Projesi) ilgili herhangi bir şey göremedim. Belki bir yerlerde vardır ama göz önünde olan diğer pek çok manasız şeyden daha önemli olan bu projede neler yapıldığının daha açık biçimde anlatılmasını beklerdim. Öte yandan İngilizlerin eğitimim reformuna ne kadar ihtiyaçları var bilmiyorum ama Bakanlığın yaptığı yeniliklerle ilgili pek çok bilgiyi sitelerinde bulabiliyorsunuz. Örneğin, çocuklara verilen müzik eğitiminin reform edilmesine yönelik planlarına anlatan bir belgeye göz attım, gayet ilginçti.[3]

    5. Paylaşılan veri-istatistiklerin niteliği? Kamu kurumlarımız, sağladığı verilerin sadece müfettişleri ilgilendirdiğini düşünüyor olmalılar. Ülkemizde pek az kurumun sağladığı veriler kolayca kullanılabilen cinsten. MEB de bunlara dahil. TÜİK’ten eğitimle ilgili bazı temel göstergeleri bulabiliyorsunuz (çok şükür) ama MEB’in web sitesinde, ancak bir PDF formatında yani bir kitaba tablo olarak konulmuş verileri alabiliyorsunuz. Bu verilerden manalı bir bilgi üretebilmeniz için bayağı bir emek sarf etmeniz gerekiyor. İngilizlerin eğitim bakanlığının web sitesi ise bizden bir 20 yıl ileride bu konuda. Neden İngiltere’den eğitim iktisatçısı çıkıyor ama Türkiye’den çıkmıyor sorusunun cevabını da burada bulabilirsiniz. Hem ülke genelinde derlenmiş eğitimle ilgili her türlü veriye rahatça ulaşabiliyorsunuz, hem de bir harita üzerinden seçebileceğiniz herhangi bir okula dair neredeyse tüm verileri rahatça indirebiliyorsunuz. Bu iki sitenin sunduğu verilere baktıktan sonra duyduğum tek his kıskançlık, başka bir şey değil.

    Aslında kıskançlıktan başka hisler de var ama uzatmayacağım. Kullanıcı dostluğu, sosyal medya, mobil uygulamalar, videoların kullanımı gibi farklılıkları da sizlerin yorumuna bırakıyorum. İngilizlerininkine benzer web sitelerine sahip olmak için bilgi-işlemcilere ve bilgisayarcılara sahip olmak yetmiyor. Çok ciddi bir paradigma değişikliğine,  kurumsal reformlara ihtiyacımız var. İnternette gezinince hazırlıklı olduğumuzu göremiyorum.


    [1] www.alexa.com verilerine göre MEB’in web sitesi, Türkiye’de en fazla ziyaret edilen 13. site ve en fazla ziyaret edilen kamu kurumu sitesi. İngiliz Eğitim Bakanlığı’nın sitesi ise, trafik sıralaması açısından İngiltere’de 2,157. sırada.

    [2] Mesela bir tanesi için: 

    http://www.ofsted.gov.uk/provider/files/922581/urn/110080.pdf

    [3] https://www.education.gov.uk/publications/eOrderingDownload/DFE-00086-2011.pdf

     

     

    *Esen Çağlar, TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti, http://www.tepav.org.tr/tr/ekibimiz/s/25/Esen+Caglar

    Etiketler:
    Yazdır