Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Çocuğunuz için güzel bir ev mi iyi bir eğitim mi?

    Güven Sak, Dr.20 Eylül 2013 - Okunma Sayısı: 2334

    Çocuğa nitelik kazandırmanın bir getirisi olduğu için çocuğa iyi bir eğitim sağlamak önem kazanıyor.

    Geçenlerde Güney Koreli bir dostum, “Kore’nin üst orta gelirli bir ülkeden, yüksek gelirli bir ülkeye dönüşmesine neden olan en önemli faktör nedir diye sorsan, eğitimdir diye cevap verirdim.” dedi. “Koreli anne ve babalar için çocuklarının eğitimi önemlidir demem yetmez, çocukların eğitimi onların hayattaki temel takıntısıdır” diye de ekledi. İşte ben birkaç gündür bunu düşünüyorum. Türkiye’de çocukların eğitimi, Türk anne ve babaların hayattaki temel takıntısı mıdır? Aşağıdaki resim, sınava giren çocuklarını bekleyen anne ve babaları gösteriyor. Bizim buralarda da benzer resimleri görüyoruz. Ama bu kadarını gördüğümüzden emin değilim. Şimdi bir düşünün. Mutlaka çocuğunuz için hayatta en iyisini istersiniz. Peki, çocuğunuza şehrin değer kazanacak yerinde bir ev ya da arsa mı bırakmak istersiniz yoksa iyi bir eğitim alması için gereken masrafa mı katlanırsınız? Hayatta öyle her şey aynı anda olmuyor. Hayatta bütçe kısıtı diye bir kavram var. Dürüst olun: Hangisini yapardınız?

    Yukarıdaki soruya Kore’de verilen cevap açık. Orada ebeveynler çocuklarına iyi bir eğitim vermek için kendilerini paralıyorlar. Bunun sonucu da ortada. 1995 yılında Koreli gençlerin yüzde 40’ı üniversiteye gidebiliyormuş, o vakit Türkiye’de bu oran yüzde 20’nin altındaymış. 2011 yılı itibariyle Türk gençlerinin yüzde 40’ı üniversiteye girebiliyor. Koreli gençler arasında ise bu oran yüzde 70’i aşmış durumda. Koreli gençlerin üniversiteye erişimi, Türk gençlerinden daha kolay. Şöyle diyeyim: Kore’de sınavlar daha kolay değil, imkanlar daha fazla. Bu ilk nokta olsun.

    Geleyim ikinci noktaya: Kore’de yüksek öğretimin finansmanını anne ve babalar, Türkiye’de ise devlet gerçekleştiriyor. Kore’de yüksek öğretim masraflarının yüzde 75’i özel kaynaklardan, Türkiye’de ise yüzde 95’i kamu kaynaklarından karşılanıyor. Devletçi Fransa’da bile gençlerin yüksek eğitim masraflarının yaklaşık yüzde 80’i kamu kaynaklarından karşılanıyor. İşte “Kore’de çocukların eğitimi anne ve babaların temel takıntısıdır” sözünden ben bunu anlıyorum. Eğitim, ailenin kendi kaynakları ile finanse ediliyor ve eğitimin bir fark yaratacağına inanan aile, çocuklarına iyi bir eğitim sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hayatlarının temel amacı bu oluyor.
    Bu kadar kaynak ayrılınca, 40 ülke için Pearson tarafından yapılan bir çalışmada, Finlandiya’nın eğitim sistemi birinci, Kore’ninki ikinci en iyi çıkıyor. Türkiye ise, 34üncülükle, vasatın dibi ülkeler grubuna düşüyor. On yıllık tek parti iktidarında beş milli eğitim bakanı gören bir ülkenin eğitim sistemi kararlı bir dengeye bir türlü oturamıyor. Bu da üçüncü nokta.

    Peki, nedir Türkiye’nin problemi? Öncelikle Türk anne ve babalarda belirgin bir bozukluk olmadığını temel varsayım olarak almak gerekiyor. Biz de çocuklarımızın bizden daha iyi bir yaşam sürmesini elbette isteriz. Ama ortada bir sistem sorunu var bana kalırsa. Eğitim bizim için de önemli, ama o kadar da değil galiba. Neden? Baştaki soruya gönül rahatlığı ile “eğitim” diyebildiniz mi? Zor bana kalırsa. Kore’nin başkenti Seul’de ev alabilmek son derece büyük bir yatırım. Onunla kıyasladığında, çocuğun eğitimi için kaynak ayırmak çok daha kolay olabilir. Zaten Türkiye’de ev sahipliği oranı yüzde 60 civarında, Kore’de ise yüzde 50’lerde. Bu bir. İkincisi, Seul’de arsa ve binanın değer artışları ağır bir biçimde vergilendiriliyor. Kentsel rant vergiye tabi olduğunda, çocuğa ev ya da arsa bırakmak, onun ve ailenizin hayatını kurtarmıyor. Çocuğa nitelik kazandırmanın bir getirisi olduğu için, çocuğa iyi bir eğitim sağlamak önem kazanıyor.

    Niye Kore ve Türkiye’nin kişi başına milli gelirlerinin Amerikan milli gelirine oranı, 1970’lerde, yüzde 20’lerde iken, şimdi Kore Amerikan kişi başına milli gelirinin yüzde 60’ına ulaştı ve biz hala yüzde 20’lerde debeleniyoruz? Bundan.

    gkore

    Sınav kapısı önünde dua eden Koreli anne ve babalar.

     

    Bu köşe yazısı 20.09.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır