Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Yabancı doğrudan yatırımın gözdesi Çin, Türkiye atakta

    Hasan Ersel, Dr.23 Nisan 2007 - Okunma Sayısı: 1740

     

    Çin 2000-2005 döneminde Türkiye'nin 5 katı yabancı doğrudan yatırım çekti. Söz konusu dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen yabancı doğrudan sermayenin yüzde 23,7'si bu ülkeye gitti. Son dönemde yabancı doğrudan yatırımların arttığı Türkiye'nin çekebildiği miktar ise bu büyüklüğün sadece yüzde 4,2'si.

    Cari açığımızın büyüklüğü karşısında teselli noktamız, "açığımızın finansmanın kalitesinin iyileşmesi" oluyor. Söylenmek istenen cari açığımızı karşılayabilmek için artık daha az borç alıyor olmamız. Başka bir deyişle ülkemizin temin ettiği toplam dış kaynaklar içinde yabancı doğrudan yatırımların payı ciddi ölçüde artıyor. Buraya kadarı doğru. Sonra ne oluyor?

    Borç aldığımızda ne olacağı hakkında bir fikrimiz var. Geri ödeyeceğiz. Faizi var, YTL'nin değerindeki değişikliklere göre değişen yükü var, vs. Peki, yabancı doğrudan yatırımlar söz konusu ise ne olacak?  Bir görüşe göre her şey harika olacak. Ödemeler dengesinde istediğimiz kadar açık verebileceğiz, istihdam yükselecek, ekonomi büyüyecek, ihracat artacak, yeni teknoloji gelecek, iş yapma yöntemleri öğreneceğiz... Listeyi uzatmak olanaklı. Neredeyse inanılmaz derecede  düşünceli birisi bize durup dururken bağış yapıyor! Bir de bunun tam tersini söyleyenler var. Bence en güzel söyleyen de Şilili şair Pablo Neruda. İlk kez 1950de basılan Canto General adlı şiir kitabında Güney Amerika'nın öyküsünü anlatırken yabancı yatırımcılara da yer veriyor. Kitabın İhanet Edilen Arena (La arena traicionada) başlıklı beşinci bölümünde Standard Oil Co., Anaconda Copper Mining Co. ve United Fruit Co. adlı şiirlerde, yabancı doğrudan yatırımların sevimsiz yüzü anlatılıyor. Bu öyküyü biraz daha heyecanlı bir ortamda dinlemek isterseniz Mikis Teodorakis'in Canto General adlı oratoryosunu, özellikle de bariton, koro ve orkestra için ünlü La United Fruit Co. adlı bölümünü, tavsiye ederim.

    Yabancı doğrudan yatırım nedir

    Aşık olmadan ya da nefret etmeden önce yabancı doğrudan yatırımların ne olduğuna bir göz atalım. UNCTAD'ın verdiği tanımda şu öğeler yer alıyor:

    1) Bir ekonomide yerleşik bir iktisadi karar birimi bir başka ekonomide yerleşik bir girişme yatırım yapması,

    2) Söz konusu yatırım uzun dönemli bir ilişkiyi içermesi,

    3) Bu ilişkinin kalıcı bir ilgiyi ve denetimi yansıtması.

    Burada önemli olan bir nokta da söz konusu ilişkinin temelinde, ödemeler dengesi hesaplarının mantığına koşut olarak, "yerleşiklik" ilkesinin önem taşıması. Yani Türkiye'de faaliyet gösteren bir Avrupa şirketi ABD'de yatırım yaparsa bu Türkiye'den ABD'ye yabancı doğrudan yatırım yapılmış anlamına geliyor.

    UNCTAD verilerine göre 1980 yılında dünyadaki tüm yabancı doğrudan sermaye stoku, yaklaşık 560 milyar dolar imiş. 2005 yılında 10.1 trilyon dolara ulaşmış. Yılık akımlara, yani bir yılda yapılan yabancı doğrudan yatırım miktarı da zaman içinde çok hızlı artmış. 1980 yılında bu yatırımlar toplam 55.3 milyar dolar iken, 2005 yılında 916 milyar dolara yükselmiş.

    Dünya ölçüsünde bakıldığında en çok doğrudan yatırım yapanlar gelişmiş ülkeler. 2005 yılında, toplam yabancı sermaye stokunun yüzde 86,9'u gelişmiş ülkeler tarafından yapılmış. Ancak, yabancı doğrudan sermaye yatırımlarından aslan payını alan yine gelişmiş ülkeler. Bu ülkelere gitmiş olan yabancı doğrudan sermaye stokunun toplam içindeki payı yüzde 71,3. Bu ilişki, doğrudan sermaye stoku yerine bir yılda yapılan yabancı doğrudan yatırımlar göz önüne alındığında da pek değişmiyor. Örneğin, 2005 yılında dünyadaki toplam yabancı doğrudan yatırımlarının yüzde 82.3'ü gelişmiş ülkeler tarafından yapılmış ve yüzde 60,7'si de bu ülkelere yönelmiş.

    Bazı ülkelerin ilginç rakamları

    Yabancı doğru yatırımlara ilişkin olarak ülkelerin deneyimleri de çok farklı. Birkaç örnek vereyim. Önce başka ülkelere en çok yatırım yapan ülke olarak ilk aklımıza gelen ülkelere, yani ABD ve Japonya. UNCTAD verilerine göre 2005 yılı itibariyle ABD'nin ülke dışına doğrudan yatırım biçiminde gönderdiği sermaye toplamı 1,6 trilyon dolara ulaşmış. Bu aynı tarihte dünyadaki bu türde sermaye stokunun yüzde 16sına karşılık geliyor. Japonya'nınki ise 386.6 milyar dolar. Bu ise dünya toplamının yüzde 3,8'i. UNCTAD'ın verilerine göre 2005 yılında, yabancı doğrudan yatırım yoluyla en çok yurt dışına sermaye ihraç eden ülke sıralamasında ABD birinci sıradayken Japonya ancak yedinci.

    Bu iki ülke arasında çok önemli bir fark daha var. ABD, 2000-2006 döneminde ihraç ettiğinden daha fazla yabancı doğrudan yatırım çekmiş. Tablo 1'in son sütunundan görüleceği üzere ABD'nin bu dönemin tümü itibariyle bakıldığında ülke dışına yaptığı doğrudan yatırımların (çıkış), ABD'de yapılan yabancı yatırımlara (giriş) oranı yüzde 90. Tablodan çıkan bir başka özellik ise 2002'den itibaren ABD'nin yabancı doğrudan yatırım çekmede zorlanmaya başlaması. 2005'de ise ABD ülke dışındaki yatırımlarını düşürmüş görünüyor. Japonya'ya gelince ABD'nin tam tersine görünümde. Bu ülke çok az yabancı doğrudan yatırım kabul etmiş. 2000-2005 döneminin tümü ele alındığında, Japonya'ya gelen yabancı doğrudan yatırımlar, bu ülkenin yaptıklarının 1/5'inden az! Hani "yabancıları sokmuyorlar" diyeceğim ama dilim varmıyor!

    Ya yabancı doğrudan yatırımlara kucak açan ülkeler? Çin ve Türkiye'ye bakalım. Çin'de yabancı doğrudan yatırım olarak gelen toplam sermayenin 2005'te ulaştığı  büyüklük 317,9 milyar dolar. Türkiye'de ise bu rakam 42,2 milyar dolar. (Bu rakamlar net; yani ülkeden ayrılan bu tür sermaye düşüldükten sonra kalan rakam). Tablo 2'den görüleceği üzere Çin 2000-2005 döneminde Türkiye'nin 5 katı yabancı doğrudan yatırım çekmiş. Söz konusu dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen yabancı doğrudan sermayenin yüzde 23,7'si bu ülkeye gitmiş. Türkiye'nin çekebildiği miktar ise bu büyüklüğün sadece yüzde 4,2'si. Her iki ülkenin de yurt dışında doğrudan yatırımları, ülkeye gelen yanında devede kulak. Ama Türkiye'nin yurt dışındaki yabancı yatırımlarının ülkeye gelen yabancı doğrudan yatırımlara oranı Çin'in iki katından fazla.
    Son birkaç yılda ülkemiz geçmişe oranla çok daha fazla yabancı doğrudan
    yatırım çekmeye başladı. Acaba sevinsek mi dövünsek mi? Düşünmeye
    değer...

     

    Bu köşe yazısı 23.04.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır