Arşiv

  • Nisan 2024 (5)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Palet, tuval ve tablo

    Hasan Ersel, Dr.17 Mayıs 2007 - Okunma Sayısı: 1763

     

    İhracatımız artıyor hem de hızlı bir biçimde. Ama rekabetçilik endeksi sıralamasında aşağıya düşüyoruz. Ekonomimiz büyüyor, geçmiş yıllara oranla daha iyi durumda olduğumuzu söylüyoruz ama diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda değişen bir şey yok. Gelişmekte olan ekonomilerin ortalama büyüme hızını tutturmuşuz, o kadar. Enflasyonumuzu düşürdük ama geldiğimiz düzey, karşılaştırıldığımız gelişmekte olan ekonomiler grubunun düzeyinin iki katı! Kamu açığımızı düşürdük, borç stokumuzu azalttık. Doğru ama bu ülkeler de aynı şeyleri yaptılar, hatta bu yönde daha da başarılı oldular. Gelir dağılımımızda düzelme var ama harcama dağılımında eşitsizlik artıyor. Yatırımlarımız artıyor ama sanayide kâr oranları düşüyor. Kamu kesiminin tasarruf açığını düzeltme yönünde olumlu adımlar atıyoruz; özel kesimin tasarruf eğilimi, toplamı da aşağıya çekecek biçimde düşüyor. Giderek dışarıya daha çok el açıyoruz. Bunun teknik dilde karşılığı da cari açığımızın büyümekte olması. Cari açığımızın finansmanında daha çok yabancı doğrudan yatırım çekmeye başladığımızı görüyoruz. Ama bu rakamın arasında yeni projeleri başlatmak için gelen çok az.

    Bunlar yabancı olmadığımız ifadeler. Ama bunlar ressamın tuvalinde görünenden çok, onun paletinin görünümüne benziyor. Bir köşesinde çok hoşunuza giden bir renk varken, öte köşesinde sevimiz bir renk karmaşası. Bütün bunlara bakıp farklı şeyler söylemek olanaklı. Örneğin ressamın paletinde sadece hoşunuza giden rengin olduğu kısma bakıp, onu anlatabilirsiniz. Tabii, ressamı sevmiyorsanız, sevimsiz bulamacın olduğu kısma vurgulama yapmayı da yeğleyebilirsiniz. Aslında bakılması gereken ressamın yapmakta olduğu tablodur. Ressamın amacının paletteki renk karmaşasını, güzel bir tablo ortaya çıkarıp, sona erdirmek olduğunu düşünmek gerekir. O zaman da soru, işlerin o yönde gidip gitmediğidir. Ressam paletinde bir yığın boyayı bir birine karıştırmış, bazısı hoş, bazısı berbat renk bileşimleri elde etmiş, bundan sonra ne yapacağını bilemez halde tuvalin önünde mi duruyor, yoksa tuvalde ortaya çıkmaya başlayan tablo çok kimsenin beğeneceği hatta hayran olacağı yönde mi gelişiyor?

    Birilerinin tuvale bakıp, onu bu gözle eleştirmesi çok işe yarayabilir. Bu, ressama yardımcı olur; aksadığı yönleri düzeltir, hatta belki yeni fikirler edinir. Ressama bu tabloyu ısmarlayana da yardımcı olur. Eğer bu eleştiriler sonunda, ressamın bunu beceremeyeceği sonucuna varırsa, yaptığı anlaşmayı iptal eder, yeni bir ressamla anlaşır, tabloyu ona bitirtir.

    Ekonominin durumu, iktidar ve seçmen arasındaki ilişki de böyle. İktisat politikasını yürütmekten sorumlu olan iktidar (ressam), ekonomiye (tablo) belli bir şekil vermek istemektedir. Tuval üzerinde bir şeyler ortaya çıkmaktadır. Bunların yorumlanması ve toplumun istediği yöne gidip gitmediğinin açıklığa kavuşması gerekir. Bu o kadar kolay bir iş değildir. Uzmanlık gerektirir. Öte yandan bu alanda farklı görüşlerin olması da doğaldır. Bu nedenle seçmenlerin olup biteni daha iyi anlayabilmesi konuların enine boyuna tartışılmasını gerektirir. Sonra da seçmen "ressamı" değiştirip değiştirmeyeceğine karar verir.

    Etrafta ressam adayları bol. Aynı bolluk, ressamın paleti hakkında fikir beyan edenler için de geçerli. Ressam dahil herkes paletten söz ediyor. Tuvale gelince neredeyse unutulmuş gibi. Peki biz tablonun şimdiki durumunu ve nasıl bitirilmesinin daha uygun olacağı konusunda kimin hangi öneriyle geldiğini ne zaman öğreneceğiz? Seçimden sonra mı?

     

    Bu köşe yazısı 17.05.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır