Arşiv

  • Mart 2024 (10)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Göçmen akını Avrupa'yı neden bu kadar rahatsız ediyor?

    Güven Sak, Dr.01 Ocak 2016 - Okunma Sayısı: 1601

    2015 yılında Avrupa’ya ulaşan göçmen sayısı 1 milyonu buldu. Geçenlerde Uluslararası Göçmen Enstitüsü (International Institute for Migrants), 2015 yılında yasa dışı yollarla Avrupa’ya ulaşanların sayısının milyona vurduğunu açıkladı. Yasa dışı gelenlerin sayısı milyona vurdu ama gelenlerden durumu yasallaştırılanların sayısı sadece 190. Bu rakamda aynı örgütün web sitesinden alınma. Nedir? Ortada bir dengesizlik vardır.

    Bu arada, bu problemin bu kadar akut olmadığı 2014 yılında, durumu yasallaştırılan yasa dışı göçmen sayısının 6500 civarında olduğunu da söyleyeyim. Bunların yarısını da İsveç ve Finlandiya almış. O zamanlar yasa dışı göçmen sayısı 100 bin civarında dolanıyordu. Böyle milyona filan vurmuyordu.

    Bir rakam daha vereyim, müsaadenizle. 2015 yılında yasa dışı yollardan Avrupa’ya ulaşan göçmenlerin 821 bini Yunanistan’da. Yunanistan’a ulaşan yasa dışı göçmenlerin yüzde 99,5’i Yunanistan’a deniz yolu ile ulaşmışlar. Neden? Ege denizi rotası, orta Akdeniz rotasına göre 40 kat daha güvenli de ondan. Bu nedenle, 2015 yılında Avrupa’ya yasa dışı yollarla ulaşan göçmenlerin yüzde 82’si Türkiye tarikini ve Ege rotasını tercih etmişler. Türkiye’nin Avrupa’da popülaritesini artıran işte bu rotanın artan kullanımı oldu zaten.

    Peki, Türkiye’de durum nedir? Türkiye’de 2,5 milyon civarında Suriyeli göçmen var. Bunların neredeyse yüzde 90’ı kampların dışında yaşıyorlar. Genellikle yasa dışı yollardan Türkiye’ye gelen göçmenlerin yalnızca 6 bini bugüne kadar çalışma izni alabilmiş. Bir nevi ülke içindeki varlıkları yasallaştırılmış. 2,5 milyon ile 6 bin arasında epey bir fark var. Geçici statü belgesi alan Suriyelilere çalışma izni konusu için hala bekleniyor. Halbuki o olmadan yasal statü tamamlanamıyor.

    İki rakam arasında hem Avrupa’da hem de Türkiye’de bir uçurum var. Ama Avrupa’nın problemi daha bir ciddi. Yasa dışı göçmen sayısı 100 binden 1 milyona ulaşınca, bir nevi, Avrupa’nın konu ile ilgili mekanizmaları çalışamaz hale gelmiş sanki. Öyle görünüyor. Ben, 2008 krizinin halen devam eden etkileri olmasa Avrupa’nın yasa dışı göçmenlere yaklaşımının daha farklı olabileceğini düşünüyorum doğrusu. Bunun için size bir başka rakam daha vermek isterim.

    Birleşmiş Milletler’e bağlı UNICEF, geçenlerde “Resesyon çocukları” başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, 2008-2012 döneminde 41 ülkede çocuk yoksulluğunu kıyaslıyor. Çocuk yoksulluğu, yoksul ailelerde büyümek zorunda kalan çocukların, toplam çocuk nüfusu içindeki payını ülke ülke ortaya koyuyor. Eskiden bu alanda OECD şampiyonu ya Türkiye ya da İsrail olurdu. Her yılın  listesinde Türkiye ile İsrail başa güreşirdi. Ama artık öyle değil.

    2012 yılı çocuk yoksulluğu listesinde Türkiye ancak 9’uncu sırada kendisine yer bulabiliyor. Ne oluyor? Türkiye, birdenbire çocuk yoksulluğunu ortadan mı kaldırıyor? Hayır.

    2008’den 2012’ye, Türkiye çocuk yoksulluğu yüzde 30 ve üzerinde olan 11 ülke arasında kalmayı başarıyor. 2008’de çocuk yoksulluğu oranı yüzde 30 ve üzerinde olan ülke sayısı yalnızca 5 iken, 2012’de bu sayı 11’e çıkıyor. Ne oluyor? Avrupa ülkelerinde çocuk yoksulluğu oranı 2008 küresel krizi ile birlikte ciddi bir biçimde artıyor. Türkiye’de bu oran 2008’den 2012’ye çok az azalmakla birlikte yüzde 30’un üzerinde kalıyor ama yüzde 30’un üzerindeki ülke sayısı arttığı için Türkiye sıralamada 9’unculuğa geriliyor. Çocuk yoksulluğu şampiyonluğunda 2008’de 2’nciyiz, 2012’de 9’uncu oluyoruz. Neden? Avrupa’da artan yoksulluk sayesinde elbette.

    Yunanistan’da çocuk yoksulluğu oranı yüzde 23’ten yüzde 41’e yükseliyor. İspanya’da yüzde 28’den yüzde 36’ya çıkıyor. İzlanda’da yüzde 11’den yüzde 32’ye fırlıyor. Türkiye pek bir çaba harcamadan çocuk yoksulluğu şampiyonluğundan 9’uncu sıraya gerileyiveriyor. İsterseniz UNICEF’in “Resesyon Çocukları” çalışmasına bir bakın.

    İşte Avrupa’nın artan yasa dışı göçmen akımı karşısındaki hareketsizliğine bu çerçevede bakmak gerekiyor diyorum ben. Birincisi, yasa dışı göçmen sayısı 2015 yılında rakam olarak 10 katına çıktı. İkincisi, 2008 krizi Avrupa’da yoksulluğu artırdı. Neden Avrupa, siyasi elitinden memnun değil? İşte bundan.

    2016 yılının, çocuklar için 2015 yılından daha umutlu bir yıl olmasını dilerim.

    Bu köşe yazısı 01.01.2016 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Yazdır