Arşiv

  • Nisan 2024 (10)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sanayi üretim artışı: Tahminin altında ama aynı zamanda üzerinde!

    Fatih Özatay, Dr.10 Şubat 2016 - Okunma Sayısı: 1528

    Pazartesi günü açıklanan sanayi üretimine ilişkin haberlerde, bir değişkenin ileride alabileceği değerlere için oluşturulan bekleyişler hakkında çalışma yapanları hayrete düşürecek bir ayrıntı vardı. Merak ediyorsanız, lütfen yazının son paragrafına kadar sabredin.

    Evden işe giderken her gün aynı yolu kullandığınızı, yola aynı saatte çıktığınızı ve kendi arabanızı kullandığınızı kabul edelim. Farklı hava şartlarını ve okulların açık olup olmadığı gibi önceden bilebileceğiniz koşulları dikkate alarak ve elbette daha önce o yolu benzer koşullarda kaç dakikada aldığınızı (çok şükür İstanbul’da değil Ankara’da oturuyorum; o nedenle saat değil; dakika) hesaba katarak herhangi bir sabah evden işe gitme sürenizi tahmin edebilirsiniz. Her sabah bu tür bir tahminde (bekleyiş) bulunduğunuzu ve işe vardıktan sonra ev-iş arasında geçen süreyi (gerçekleşmeyi) bir kenara not ettiğinizi düşünelim.

    Şüphesiz tahmininizin birebir gerçekleşmeye eşit olması beklenmez. Ama tahmininiz ile gerçekleşme arasındaki fark (tahmin ya da bekleyiş hatası) hep aynı yönde ise, yani yol süresini her seferinde gerçekleşenden daha az (ya da hep daha fazla) tahmin ediyorsanız bu işte bir gariplik var demektir. ‘Akılcı’ bir bireyseniz tahmininizi düzeltir daha sonraki günler için artık bir daha böyle sistematik bir hata (hep aynı yönde hata) yapmazsınız.

    Elbette yolda kaza olabilir, hiç oradan geçmiyorken bir Türk büyüğü oradan geçmeye karar verdi diye yol bir süreliğine trafiğe kapatılabilir ya da ne bileyim daha önce o mevsimde hiç görülmemiş koyu bir sis yola çöker. Bu koşullarda tahminiz ile gerçekleşme arasında büyük bir hata olacağı açık. Bu tür önceden öngörülemeyecek ‘dışsal şoklar’ nedeniyle yaptığınız hatanın sistematik bir tarafı olmayacağı da açık. Dolayısıyla bu tür hatalardan söz etmiyorum.

    Azıcık ‘kaş göz yararak’ anlattıysam da, sistematik bekleyiş hatası yapılmaması, iktisat yazınında ‘akılcı (rasyonel) bekleyişler’ olarak tanımlanıyor. Dikkat ederseniz, verdiğim yol örneğinde ileriye yönelik bekleyişleri akılcı biçimde oluşturmak kolay. Çünkü elinizde önemli bir bilgi kümesi var: Geçmiş deneyimleriniz ışığında yol koşullarını, arabanızın durumunu, hava şartlarını, daha önce hangi sürede yolu aldığınızı falan hep biliyorsunuz.

    Oysa bir ülke ekonomisini dikkate aldığınızda bir değişkenin ileride alabileceği değerler hakkında bu tür akılcı bekleyişler oluşturulması kolay değil. Yol koşulları, hava koşulları, trafiğin bu koşullara göre durumu, arabanızın hali… Bunları tahmin yaparken kullandığınız model olarak düşünün. Ekonominin işleyiş biçimini doğru yansıtan model var mı? Hangisi? Bir düşünsenize, “faiz artışı enfl asyonu artırır” önermesi de bir ekonomik modelden çıkıyor, “faiz artışı enflasyonu düşürür” önermesi de. İyi de hangisi doğru?

    Kaldı ki psikologlar ve iktisatçılar ortaklaşa deneyler yapıyorlar; davranışsal iktisat olarak adlandırılan bu alanda bireylerin bekleyişleri akılcı biçimde oluşturmadıklarına dair çok sayıda bulgu var. Seyrettiyseniz, Oscar adayı ‘Big Short’ filminin sonuna doğru bir kumarhane sahnesi vardı. Bir oyuncunun rulet oyununda üç kez üste üste kazanması, bir sonraki oyunda yine kazanacağı üzerine çok kişinin bahse girmesini tetikliyordu. Bunun ne kadar saçma bir bekleyiş olduğunu bize ‘yeryüzü’ diliyle anlatma işini yönetmen, tanınmış güzel bir hanım şarkıcının yardımıyla çok ünlü bir davranışsal iktisatçıya, R. Thaler’e bırakmıştı. O sahnede insanların bekleyişleri hiç de akılcı biçimde oluşturulmuyor, hava her zaman güneşli olacak inancı sürü psikolojisi halinde herkese sirayet ediyordu. Önemli bir ekonomi kanalı sanayi üretimine ilişkin bekleyiş anketi yapıyor. Bu ankette hem aylık artışın hem de yıllık artışın ne olacağı soruluyor. Aralık ayında sanayi üretiminin Kasım ayına göre yüzde 1,2 oranında artacağı bekleniyormuş. Gerçekleşme yüzde 0,8 artış oldu. Olabilir. Şimdi sıkı durun: Sanayi üretiminin Aralık ayında bir önceki aralık ayına kıyasla yüzde 3.6 yükseleceği bekleniyormuş. Oysa gerçekleşme yüzde 4.5 oldu. Yani, aralık ayındaki üretim artışı beklentimin altında kalıyor ama aynı zamanda üzerinde gerçekleşiyor!

    Bu köşe yazısı 10.02.2016 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler: Sanayi, Üretim, Ekonomi,
    Yazdır