TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bugünlerde dünyayı sarsan finansal patlamaların kaynağında aslında onlar var. 1980'lerde dünyayı onlar değiştirdi. Finansal piyasaların serbestleşmesi, küresel finansal piyasaların oluşumu hep onlar sayesinde oldu. Bebek patlaması kuşağından (baby boom generation) söz ediyoruz. Dün çalışmaya başlayınca dünyanın çehresini değiştiren, yarın emekli olunca yine dengemizi bozma potansiyeline sahip olan kuşaktan. İsterseniz bugün kısaca nelere yol açtıklarını bir özetleyelim. Onlara çok şey borçlu olduğumuzu bilelim. Herkes onları nasıl anacağına yazının sonunda karar versin, lütfen.
Genellikle dünyayı değiştirmek deyince, "1968 Kuşağı"ndan bahsedilir. Finansal piyasalarda ise söz konusu olan, daha geniş bir aralıktır: 1946-1964 arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) doğanların kuşağı. Batı uygarlığının ikinci büyük savaşının hemen ardından, askerler eve döner ve bir nüfus patlaması yaşanır. Bebek doğumları hızla artar. İşte kuşağımız bu bebek doğumlarında artışın yaşandığı, refahın arttığı dönemde doğmuş olanları kapsar. Refaha doğanlar, hep refahı garantilemek için çalışmışlardır. Rahat yaşamayı severler. Rahata alışmışlardır. İşte geçen yüzyılın son çeyreğinden başlayarak dünyayı değiştiren kuşak tam da bu Amerikan kuşağıdır. Finansal serbestleşme çağını onlara borçluyuz. Küreselleşmeyi derinleştirenler onlardır.
Herşey 1970'lerde başladı
Üstelik bu değişimi gerçekleştirmek için silah atmadılar, gösteri yapmadılar, slogan kullanmadılar. Yalnızca çalışmaya başladılar. Çalışmaya başlayınca, emeklilik günleri için para biriktirmeleri gerektiğini fark ettiler. Emeklilik fonları oldu. Sermayenin küreselleşmesine katkıda bulundular. Bugünlerde etrafta dolaşan likiditenin oluşumunda derin katkıları var. Eğer onlar çalıştıkça, emeklilik günleri için para biriktirmeselerdi, global likiditeyi olduğundan daha çok hale getiren, yapılandırılmış ürünler (structured products) piyasası böyle gelişmezdi. Bugünkü finansal patlamalar da olmazdı.
2008 yılı geldiğinde, bebek patlaması kuşağının başlangıcında doğanlar 62 yaşına gelmiş olacak. Halbuki her şey 1970'lerin ortası ile 1980'lerin ortası arasında onlar çalışmaya başlayınca değişmeye başladı. Onlar çalışmaya başladıklarında, ABD'de faiz oranları üzerinde devlet kontrolü vardı. Sürpriz, yalnızca Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde, eskiden mevduat faiz oranları devlet kontrolü altındaydı. 1970'lerin ilk yarısı Batı'da petrol krizi ve enflasyonlu durgunluk yılları oldu. Bu arada, bebek patlaması kuşağı yavaş yavaş çalışmaya başlıyordu. Onlar çalışmaya başlayınca, negatif reel faiz oranları ile tasarruf edemeyeceklerini, para biriktiremeyeceklerini fark ettiler. İhtiyaç, üç finansal yenilik yarattı. Zaten ihtiyaç, buluşun annesi değil midir?
Birincisi, mevduat bankaları ile rekabete giren Amerikan yatırım bankaları veya bizim bildiğimiz adıyla aracı kurumlar, çek yazılabilen yatırım fonlarını icat ettiler. Yatırım fonu hesabı giderek mevduat hesabına benzedi. Ama bu hesabın gerisinde sermaye piyasası araçları vardı. Dolayısıyla getirisi kontrol altında olamazdı. Getiri, yatırım fonunun portföyünde bulunan menkul kıymetlere bağlı olacaktı. Nitekim öyle oldu. İşte kurumsal yatırımcılar böyle güçlenmeye başladı. Sermaye piyasaları böyle şekillendi. Bugünkü yapılandırılmış ürünlerin temeli ta o zamanlar atıldı.
Fonlar ve derinleşen kriz
İkincisi, mevduat bankalarının yurtdışındaki şubelerinde açılmış olan mevduat hesaplarıydı. Bu hesaplar üzerinde faiz oranı kontrolü yoktu. Birdenbire Amerikan bankalarının Avrupa'daki şubelerinde ABD Doları cinsinden hesaplar açılmaya başlandı. Euro-dolar piyasasının doğumuna bebek patlaması kuşağı da katkıda bulundu. Finansal piyasalarda küresel işlemler işte o zaman başladı.
Bu değişimin manasını zihninizde canlandırın lütfen. O vakte kadar uluslararası fon akımları ülkeden ülkeye fon akımları biçimindeydi. Bu akımlar, ağırlıkla, devletten devlete olurdu. 1970'lerin sonunda artık uluslararası fon akımları özelleşmeye başladı. Bunu da onlara borçluyuz. Euro-dolar piyasası olmasaydı, olmazdı. Fon akımlarının artan bir miktarı, bu sayede, özel piyasalarda el değiştirmeye başladı. Bizim gibi cari işlemler açığı veren ülkeler için yeni bir ortam böylece doğdu. İkinci sürpriz, Türkiye'nin hep cari işlemler açığı vardı. 1975 yılından beri, derin kriz ortamları hariç, normal zamanlarda, cari işlemler fazlası vermedik. Bizim gibi ülkeler 1980'lerin başında, özel fon akımlarının akabileceği kanalları açmak için finansal serbestleşmeye yönelik adımlar atmaya başladılar. Finansal liberalizasyonda da bebek patlaması kuşağının izi vardır.
Üçüncüsü, tarihi akış içinde daha sonra biçimlenmeye başladı. Emeklilik fonları zaten büyümeye başlamıştı. Ama emeklilik fonlarının uluslararası ölçekte yatırım yapmaya başlamasına, ancak 1990'lı yıllarda izin verildi. Kim mi izin verdi? ABD otoriteleri elbette. ABD Sermaye Piyasası Kurulu olanak tanımasaydı, bu küreselleşme süreci bu kadar derinleşebilir miydi? Derinleşemezdi.
Bebek patlaması kuşağı olmasaydı
Dolayısıyla 1970'li yıllarda küresel fon akımlarının başlaması ya da uluslararası fon akımlarının özelleşmesinde, 1980'lerde gelişmekte olan ülkelerdeki finansal serbestleşmede, 1990'larda emeklilik fonlarının küresel portföy çeşitlendirmesinin kolaylaştırılması ile fon akımlarının kurumsallaşmasında ve en son 2000'li yıllarda fon akımlarının demokratikleşmesinde hep onların katkısı oldu. Onlar olmasaydı, dünyamız bugünkü gibi olmazdı. Şimdi bebek patlaması kuşağı emekli olacak. Bakalım bu kez neyi değiştirecekler. "Ölüm bono"larının bu sayede yaygınlaşacağı geçenlerde Wall Street Journal ve Business Week'te tartışılıyordu. Bebek patlaması kuşağının son yeniliğinin hayat sigortacılığında olacağı söyleniyor. Unutmayalım ve yakında onu da anlatalım.
Bugünlerde frekansı artan finansal patlamaları izlerken bütün bunların bir Amerikan kuşağının çalışmaya başlaması ile birlikte olduğunu sakın unutmayın. Darısı bizim memleketteki kuşakların küresel etki yaratmaya başlamasına...
Bu köşe yazısı 18.08.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
05/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
04/10/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
03/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
02/10/2024
Güven Sak, Dr.
01/10/2024