Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    2001 krizinin yıldönümü

    Fatih Özatay, Dr.24 Şubat 2021 - Okunma Sayısı: 1618

    Bu yüzyılda üç ekonomik kriz yaşadı Türkiye. Tetikleyen unsurlar dikkate alındığında, 2001 krizi ‘yerli’ yapımdı. Zamanın başbakanının büyük bir siyasi kriz olduğu mealindeki açıklaması tetikleyici unsur oldu. İkinci kriz 2008 sonunda doğru patlak verdi; 2009’da tüm etkisi hissedildi. Küresel bir krizdi. Tetikleyici unsur dolayısıyla 2008 sonbaharında küresel finans piyasalarında yaşanan büyük depremdi. Üçüncü kriz 2018 Ağustos ayında patlak verdi. Tetikleyici faktör Trump’un küstah tweetleri idi. Hafta sonu, 2001 krizinin (patlak verdiği günün) yıldönümüydü.

    Krizlerde tetikleyici unsurların kaynağı o kadar önemli değil. Asıl önemli olan tetikleyici şokun geldiği andaki ekonomik durum. Ekonomi çok kırılgan olmasa, siyasi kriz açıklaması ya da birkaç kendini bilmez tweet bir ekonomiyi krize sokmaz. Küresel bir şoktan kaçmak ise elbette kolay değil. Ancak bu tür büyük ve yaygın bir şoktan etkilenme dereceniz ekonominizin içinde bulunduğu duruma göre farklı olacaktır. Mesela Türkiye ekonomisi 2009’da çok küçüldü. Oysa bizim gibi yüklü bir kriz geçmişi olan Brezilya bizden daha az etkilendi.

    Başka ülkeler bir tarafa bırakılıp, krizlerimizde ekonomimizin etkilenme ölçüsüne odaklanıldığında, 2001 krizi ve küresel kriz sonrası yaşanan ekonomik küçülmenin çok benzer olduklarını söylemek mümkün. Hem kriz öncesindeki GSYH düzeyine dönülmesi için geçen süre hem de GSYH’nin içine düştüğü V şeklindeki çukurun derinliği açısından. ‘Milim’ farkla küresel kriz biraz daha sorunlu oldu. Toparlanma süresi bir çeyrek daha fazlaydı, dip de azıcık daha derin. Son kriz ise bu ikisinin yanında yaşanan küçülme açısından ‘masum’ kaldı. Ancak istihdam kaybı küresel krizden de fazlaydı. Küresel krizin bu kadar etkileyici olmasının bir nedeni de küresel talep düşüşü nedeniyle -diğer krizlerden farklı olarak- ihracatımızın düşmesiydi.

    Yaşadıklarımızdan alınması gereken çok ders var. Bunları yazının kalanına sığdırmam mümkün değil. Temel dersi belirtmekle yetineyim: Ekonomideki kırılganlıkları azaltmak gerekiyor. Bazı alanlarda sağlam olmak yeterli olmuyor. Başka alanlarda bozukluk varsa gelen bir olumsuz şok sizi kötü etkiyebiliyor. En güncel örneği 2018- 2019 krizi. Kriz öncesinde maliye politikasına ve bankalara ilişkin ilişkin göstergeler açısından durum iyi. Ama banka dışı şirketler kesiminin döviz borcu çok yüksek. Bu nedenle, dış kaynak (dış borç) girişinin duracağını ima eden birkaç tweet, kuru sıçratıp ekonomiyi krize sokabildi.

     

    Bu köşe yazısı 23.02.2021 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır