TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
“Amanın da koşun arkadaşlar TÜİK verilerine göre sıfır otomobil fiyatları değişmemiş; hemen yeni bir otomobil alalım” demeyeceklerine göre asgari ücret kazananların net aylık gelirlerini enflasyondan arındırırken TÜFE’yi kullanmama gerek yok. Onları ağırlıklı olarak gıda enflasyonu ilgilendiriyor.
Grafikte Ocak 2018-Ekim 2021 döneminde 16 yaşını dolduranlar için açıklanan asgari ücretten işçinin eline geçen net ücretin gıda enflasyonundan arındırılmış hali var. Yatay eksenlerdeki rakamlar ayları ifade ediyorlar. Her yılı ayrı çiziyorum ki başlıktaki ‘kaşıkla verdiğini kepçe ile geri almak’ daha iyi görülsün. ‘Kepçe’den kasıt elbette enflasyon (burada gıda enflasyonu). Mesela 2018 yılına bakın: Yılın sonlarına doğru asgari ücretli bir işçinin alım gücü felaket düşmüş. Benzeri bir durum 2020 ve 2021 için de geçerli. Yüksek enflasyonlu yıllar bunlar.
İşin bir diğer çarpıcı tarafı da şu: Ekonomi reel olarak büyürken çalışanların ücretlerinin de bu büyümeden pay alacak şekilde artması gerekir ki gelir dağılımı hiç olmazsa bu nedenle bozulmasın. Yani, sadece enflasyona karşı korumak yetmez onları. Öyle ya gelirleri sadece enflasyon kadar artsa hep yerinde patinaj yapan bir araç gibi olurlardı; satın alma güçleri yerinde sayar, bir milim öteye gitmezdi. Bu açıdan 2021’e bakın mesela. Yılbaşında reel asgari ücret sadece evet sadece yüzde 2,9 artmış. Oysa bu yıl beklenen reel büyüme yüzde 10 civarında. Yani, asgari ücretlinin semtine pek uğramamış bu büyüme. Daha da ilginci şu: Yıl içinde TÜİK’in açıkladığı enflasyon öyle artmış ki asgari ücretlinin alım gücü Haziran-Temmuz gibi 2019 ve 2020’deki seviyesinin altına düşmüş. Yüzde 10 büyümekle övündüğümüz bir yılda!
Kıssadan hisse şu: Cari işlemler hesabını düzeltmek elbette her ülke için olumlu bir gelişmedir. Bir şartla: Bir dengesizliği giderirken başka önemli dengesizlikler yaratmayacaksınız ekonomide. Hele asgari ücretlinin alım gücünü bu denli düşürmeyeceksiniz.
Bu köşe yazısı 09.11.2021 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.