Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Yeşil ve dijital dönüşüme münasebetsiz bir vakitte yakalandık

    Güven Sak, Dr.23 Kasım 2021 - Okunma Sayısı: 733

    Dünya hâli işte böyle… Kimse “Aman bu yeşil ve dijital dönüşüm sürecini Türkler için kolaylaştıralım, gariplere zor gelmesin.”, diye özel olarak düşünmüyor. Nasıl intibak edeceğimizi önce bizim düşünmemiz lazım. Ama Türkiye lay lay lom... Yeşil ve dijital dönüşüm sürecine pek münasebetsiz bir zamanda yakalandık. İşimiz artık katmerli zor.

    İşimiz zor diye düşünürken, aklımda önce Türkiye’nin dünyadan bihaber olması ve derin hazırlıksızlığı vardı doğrusu. Bir idarenin yaptığını ötekinin bilmediği bir keşmekeş içinde kapsamlı bir dönüşüm programı yürütmek zaten zordu. Ankara daha hadisenin farkına varacak, intibak patikası tasarlayacak, finansmanı ayarlayacak ve harekete geçecek diyordum. Ölme eşeğim ölme, bahar gelecek, çayır çimen ortalığı kaplayacak, ben seni çayıra salacağım, bak o vakit nasıl doyacaksın. Şunun şurasında kaldı bir altı ay sık dişini gibi bir nevi. Şimdi hadise artık iyice kontrolden çıktı.

    Türk lirası son üç ayda Afgan lirasına karşı yüzde 18 değer kaybetti

    Geçen hafta ekonomi politikası açısından “Akıldışının Bayram Haftası”ydı ve dönüşüm sürecine ilişkin zorluğumuz katmerlendi. Kutlamalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti Grup Toplantısı konuşması ile başladı. Derken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) manasız bir biçimde faizi yüz baz puan indirdi. Hadise o kadar manasızdı ki; bankanın faiz indirim açıklamasını okuyanların hiçbiri ne istendiğini anlamadı. Akıldışının bayram haftasında saçmanın şahikasıydı. Kutlama süreci açısından bakarsanız başarılı buldum doğrusu.

    Benim en çok dikkatimi çeken, Afgan lirası Afgani’nin Türk lirasına karşı değer kazanması oldu doğrusu. Hâlbuki 15 Ağustos’tan bu yana Afganistan bir siyasi kaosun içinde. Afganistan’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Amerikan askerleri ile birlikte ülkeyi terk etti. Ordu dağıldı. Ülkede Taliban geçici hükümeti kuruldu. Ancak kimse Taliban’la doğrudan işbirliği içinde olmak istemiyor. Yaptırımlar devrede. Ülkenin nereye doğru gideceği hâlen tam belli değil.

    İşte bütün bu şerait içinde, 17 Ağustos’ta 100 lira ile yaklaşık 1018 Afgani alabiliyordunuz. Şimdi 100 lira verdiğinizde 831 Afgani alabiliyorsunuz yalnızca. Nedir? Türk lirası Afgan lirası Afgani’ye karşı yüzde 18 değer kaybetti. Aynı dönemde Türk lirası Amerikan doları karşısında yüzde 33 değer kaybetti zaten. 17 Ağustos’ta 1 Amerikan doları almak için 8,43 Türk lirası veriyorduk. Şimdi 1 Amerikan doları almak için 11,23 Türk lirası ödemek gerekiyor. Ne diyeyim? Yalnızca üç ay içinde… Yok artık!

    Sermaye yoğun iktisadi transformasyon kolay olmayacak

    Yeşil ve dijital dönüşüm sermaye yoğun bir iktisadi transformasyon demek. Yoğun sabit sermaye yatırımları gerektiren bir dönüşüm sürecini iyi yönetmemiz gerekiyor. Türkiye gibi tasarruf açığı olan bir ülkenin bu dönüşümü gerçekleştirebilmek için yoğun yabancı sermaye yatırımına ihtiyacı var.

    Ama aynı 2001 yılındaki gibi, şu anda Türkiye’ye net yabancı sermaye girişleri negatif. Mevcut yabancı doğrudan sermaye yatırımlarından yabancıların Türkiye’de gayrimenkul alımlarını ve Türklerin yurtdışına doğrudan yatırımlarını çıkartın, 2002’den beri ilk kez yine negatif bir rakama ulaşıyorsunuz.

    Neden böyle? Dan Ariely, bize “akıldışı ama öngörülebilir” olanı anlatmıştı. İnsan davranışlarını yorumlayarak, insani olanı nasıl kavramamız gerektiğini, nasıl bir iletişim stratejisinin doğru olabileceğini anlamamızı sağlamış ve davranışsal iktisadın ne olduğunu bize öğretmişti. Türkiye’de olup biten ise “akıldışı ve öngörülemez”. Öyle işte. O nedenle de kimse risk almak istemiyor. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar.

    Hadiseye iyi tarafından bakarsanız, Türk sermayesi küreselleşiyor. Kötü olan ise ortada. Türkiye’nin yeşil mutabakata intibakı uzun sürecek. Uzun süreceği için de Türkler için değişim ani ve sancılı olacak. Hazırlıksız yakalanacağız Atlantik’in iki yakasında şekillenmekte olan yeni dünya düzenine. Kötü işte.

    Ne demişler? Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, sonra bir baktık ki bir arpa boyu yol gitmiş ve başladığımız yere dönmüşüz.

     

    Bu köşe yazısı 22.11.2021 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Yazdır