Arşiv

  • Mart 2024 (17)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Enflasyonla mücadele etmeyince

    Fatih Özatay, Dr.28 Aralık 2022 - Okunma Sayısı: 914

    Yılsonu enflasyonunu öğrenmemize az kaldı. 2021’in Aralık ayındaki müthiş enflasyon değeri hesaplamadan çıkacak ve yıllık enflasyon düşecek. Zira yerine normal bir ülke için çok yüksek ama Aralık 2021’deki yüzde 13,6 değerinden çok daha düşük bir enflasyon değeri gelecek. Benzer bir yıllık enflasyon düşüşü Ocak ayında da gözlenecek. Baz etkisi denilen bu mekanik etki bir tarafa bırakılırsa, enflasyonu düşürme yönünde çalışacak bir gelişme daha var. Döviz kuru son aylarda –enflasyonla karşılaştırıldığında, sakin sayılabilecek bir seyir izliyor. Yarısı Euro yarısı ABD Doları’ndan oluşan döviz sepetinin lira karşılığı Ekim ayında yüzde 1,1, Kasım ve Aralık aylarında yüzde 2 yükseldi.

    Bu ikinci etkinin sürdürülemez olduğunu biliyoruz. Ama her sürdürülemez durumun bir süre sürdürülebildiğini de biliyoruz. Ne var ki o sürenin ne olduğunu kestiremiyoruz. Üstelik bir de falan ülkeden şu kadar filancadan bu kadar döviz geliyor haberleri havada uçuşuyor. Buna karşın şundan eminiz. Yoğun bir seçim ekonomisi uygulanması halinde dövize olan talep yükselecektir. Bu durumda, salt enflasyonla mücadele açısından bakılınca ortada herhangi bir mücadele, mücadeleyi geçtik ufacık bir çaba olmadığı açık.

    Peki, bu koşullar altında, Ocak ayından itibaren net 8 bin 506 liraya çıkarılan asgari ücret kazanan bir işçinin alım gücü yılın ilk yarısında nasıl seyredebilir? Haziran 2023’e geldiğimizde asgari ücretlinin alım gücü Ocak 2022’den daha iyi olur mu? Malum hem Ocak-Haziran 2022 hem Temmuz-Aralık 2022 için açıklanan asgari ücret artışlarının ‘cömert’ dolduğu iddia edildi. Aynı sav 2023 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücret için de ileri sürülüyor. Alım gücüne bakarken elbette ücreti enflasyondan arındırarak bakmak gerekiyor. Hesaplama ayrıntılarını okumak istemeyenler için önce doğrudan sonucu veriyorum. Hesap ayrıntıları ise yazının son bölümünde.

    Grafikte asgari ücretlinin bu dönemde alabildiği/alabileceği mal ve hizmet sepeti sayısı aylar itibariyle yer alıyor. Enflasyon asgari ücretliyi fena vuruyor. Neydi? Temmuz 2022’den geçerli olarak güya bayağı cömert bir zam yapılmıştı asgari ücrete. Oysa Ocak 2022’de 100 mal ve hizmet sepeti alabiliyorken Kasım 2022’de alabildiği mal ve hizmet sepeti sayısı 78’e düşmüş asgari ücretlinin. Alım gücünün dörtte biri havaya uçmuş. Peki, 2023? Aylık enflasyonlar, aşağıda ayrıntısını verdiğim tahminlere yakın gerçekleşirse, asgari ücretlinin alım gücü Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yine Ocak 2022’deki düzeyinin altına düşüyor.

     

    Bir de şu nokta var ve oldukça önemli. Asgari ücretlinin hayat standardı hiç mi iyileşmeyecek? Yani her ay bir ay önceki kadar mal ve hizmet sepeti alabilecek ücreti kazanması yeterli mi? Elbette değil. Büyüyen bir ekonomide olmaması gereken bir şey bu. Asgari ücretlinin milli gelirden aldığı payın giderek azalması anlamına gelir. Hani bundan geçtik, hiç olmazsa eski alım gücünü koruyabilse. Koruyamıyor. Zira ekonomimiz, ne yazık ki düşük ücret-değersiz lira ile ayakta kalabiliyor. Temel sorunumuz bu.

    Hesapların ayrıntıları ise şöyle: Asgari ücretli TÜFE’ye giren her mal ve hizmeti satın alamıyor; mesela yeni bir otomobil almasını bekleyemezsiniz. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi, asgari ücretlinin enflasyonunu ölçmek için biçilmiş kaftan. Ocak 2022-Haziran 2023 arasındaki bütün aylık asgari ücret değerlerini bu endeksin ilgili aylardaki değerlerine bölerek reel ücreti bulmak mümkün. Rahat anlaşılabilmesi için Ocak 2022 reel asgari ücret değerini 100 olarak alıyorum. Geriye kalan tüm aylık reel asgari ücretleri de buna uygun olacak şekilde endeks haline getiriyorum. Böylelikle Ocak 2022’de 100 mal ve hizmet sepeti alabilen bir asgari ücretlinin daha sonraki aylarda alabileceği mal ve hizmet sepetini hesaplamak mümkün oluyor.

    Elbette Aralık 2022 – Haziran 2023 enflasyon değerlerini bilmiyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşanan (İTO) enflasyonuna benzer bir dönemi başlangıç noktası alıyorum: Aralık 1997’de yıllık enflasyon %103. Bir yıl sonra yüzde 68,8’e düşüyor. Aralık 2002’ye gelindiğinde yıllık enflasyon yüzde 41,8. Tüm bu dönemin yıllık enflasyonlarının ortalaması ise yüzde 67. Bu dönemin her Aralık aylık enflasyonunun ortalamasını hesaplıyorum. Aynı işlemi Ocak-Haziran için de yapıyorum. Aralık 2022 – Haziran 2023 döneminde bu aylık enflasyonların geçerli olacağını kabul ediyorum.

    Dikkat ederseniz, yıllık yüzde 48’in altında gerçekleşen enflasyon dönemleri yok hesaplamada. Nedeni, yazının başındaki tartışma. İTO enflasyonunu, Haziran 2022’de yüzde 48’in altına düşürecek bir mücadele yok enflasyonla. Ortada sadece baz etkisi ve sınırlı kur etkisi var. Bu da enflasyonun ortalama olarak yüzde 67 olarak gerçekleştiği bir dönemi hesaplamaya esas almayı bile iyimser kılabilir. Çıkan sonucu Grafikte gösteriyorum. Grafikteki yatay çizgi Ocak 2022’deki 100 mal ve hizmet sepetine karşı geliyor.

     

     

    Bu köşe yazısı 27.12.2022 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler: Enflasyon,
    Yazdır