TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Mayıs ayı enflasyonu yüzde 0.04 oldu. Böylelikle, yıllık enflasyon 4,1 puan azalarak yüzde 39,6’ya düştü. Aylık enflasyonu, ondalıktan sonra bir hane olacak şekilde yuvarlarsak (ikinci ondalık hane 5’ten küçük olduğu için) Mayıs enflasyonuna yüzde 0,0 diyebiliriz. Bu durumda, tüketici fiyatları genel düzeyinin Nisan ayına göre değişmeden kaldığı belirtilebilir.
TÜİK’in enflasyon açıklamasından bir gün önce –pazar günü, ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın devir teslim töreni vardı. Yeni Bakan Mehmet Şimşek, söylendiğinden beri üzerinde çok durulan şu sözleri kayda geçirdi: “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönmesi dışında bir seçeneği kalmamıştır”.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre Fransızca kökenli bir sözcük olan rasyonelin Türkçe karşılığı şöyle: “Akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, ussal, hesaplı”. Türkçe karşılığı dikkate alındığında, söylenenin pek de yenilir yutulur olmaması gerek eski Bakan açısından. Zira ‘Türkiye’nin akla uygun bir zemine dönmesi’ gereğinden söz ediliyor. ‘Dönmesi gerektiğine’ göre, eskiden ‘akla uygun’ ya da biraz hafifletirsem, ‘hesaplı’ işler yapılmıyormuş ülkede. ‘İşler’ denilirken kastedilenin ekonomi alanında olduğu belli. Zira Hazine ve Maliye Bakanlığı devir teslim töreninde söyleniyor bu sözler. Haksız mı Mehmet Şimşek? Değil. Çoğu ekonomist uzun bir süredir uygulanan ekonomi politikasının yanlışlığını, dahası sürdürülemez olduğunu, vurguluyordu zaten. Bu köşenin yazarı da o ekonomistler arasında yer alıyor.
Mayıs ayında enflasyonun yüzde 0 çıkmasının nedeni düzgün bir ekonomi politikası değil; arkasında da ne yazık ki ‘hesaplı’ olmayan bir karar var. Sayısız seçim uygulamasından biri de bir aylığına doğalgazın bedava verilmesiydi. Sonucunda mayıs ayı enflasyonu, bu uygulama olmasaydı gerçekleşeceği düzeyin oldukça altında gerçekleşti. Şimdi, “ne var bunda” diyen olur mu bilmem –pek de sanmam, ama yine de çok şey olduğunu belirteyim. En önemlisi de şu: Doğalgazı yoksul da kullanıyor çok zengin de. Bir de doğalgazın hiç ulaşmadığı bölgeler ve oralarda yaşayanlar var. Birincisi, çok zenginle yoksulu ayırt etmiyorsunuz. Hatta çok zengin daha fazla doğal gaz kullandığı için yoksulun aleyhine bir durum yaratıyorsunuz. İkincisi, hiç doğal gaz kullanmayanları ‘öksüz’ bırakıyorsunuz.
Toptancı bir kararla doğalgaz faturasını bir aylığına silmenin bütçeye getirdiği bir yük var öte yandan. Mesela ne yapılabilirdi? Bütçeye gelen yük aynı kalmak üzere, düşük gelirli hanelere doğrudan bütçeden para desteği verilebilirdi. Böylelikle zenginlerin doğalgaz faturasını bütçeden ödemek (herkesin ödemesi) yerine, hiç olmazsa düşük gelir gruplarına yapılacak desteği hepimiz ödemiş olurduk. Çok daha adil olurdu. Elbette çok daha da akılcı. Bitmedi. İşin bir de şu yönü var. Temmuz ayında, önceki altı ayın enflasyonu dikkate alınarak belirlenecek çoğu maaş ve ücret artışı. Bir aylık bedava doğalgazın bir faturası da daha düşük maaş ve ücret alacaklara çıkacak.
Bu köşe yazısı 06.06.2023 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
04/10/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
03/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
02/10/2024
Güven Sak, Dr.
01/10/2024
Burcu Aydın, Dr.
28/09/2024