TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bu hafta Türkiye ekonomisinin gündeminde ekonomi yönetiminin yabancı yatırımcılarla yaptığı görüşmeler yer aldı. Kamuoyuna, görüşmelerin yapıldığı uluslararası fonların büyüklüğünün $50 milyar ila $4 trilyon arasında olduğu haberleri yansıdı. Yaz döneminde de hatırlayacak olursak Birleşik Arap Emirlikleri ile $51 milyar değerinde anlaşma yapıldığı açıklanmış, Dünya Bankası tarafından da ek $18 milyarlık finansman sağlanmasına ilişkin haberler almıştık.
Peki, dış finansman neden bu kadar önemli?
Dış finansmanın en kritik olduğu kalem, cari açık ve dolayısıyla büyümenin finansmanı olarak karşımıza çıkıyor. Ağustos ayı itibarıyla, turizm sektöründeki yüksek hacme rağmen, 12 aylık cari açık $57 milyar oldu. İhracat verileri dış konjonktüre bağlı yavaşlamaya işaret ederken, kış aylarında azalan turizm gelirleriyle artan enerji faturası ise ithalatın finansmanında dış kaynakların önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Hatırlayacak olursak bu yılın ilk 5 ayında cari açığın finansmanında resmi rezervler yaklaşık $38 milyar azalmıştı. Seçim sonrasında rezervler artmakla beraber bu artışta net hata ve noksan kaleminin, yani kaynağı belli olmayan paranın oldukça etkili olduğunu unutmamak gerekir. Bu da demek oluyor ki kış aylarında ithalatın finansmanı ve dış borç ödemeleri için dış finansman önemli bir rol oynayacaktır.
Dış finansman Hükümetin Orta Vadeli Programda açıklamamış olduğu büyüme hedeflerini yakalamak için de önemli. Reel faiz oranlarının artmasının beklendiği bir politika setinde ekonomik büyümenin korunabilmesi için yurt dışı kaynakların kritik bir önemde olduğunu belirtmekte fayda var.
Son olarak yabancı kaynaklar, dezenflasyon ve makrofinansal istikrarı iyileştirmeye de katkı sağlayacaktır. Yurt dışından yurt içine yüksek bir sermaye girişi kur üzerindeki baskıları azaltarak Merkez Bankasının enflasyonla olan mücadelesini destekleyecektir. Ayrıca yurt dışından gelecek yüksek fon girişi, yurt içindeki yüksek dolarizasyon oranını azaltmak ve finansal istikrarı iyileştirmek adına da etkili olabilecektir.
Peki, yabancıların Türkiye’ye bakış açısı nasıl?
Türkiye’de genel seçimler sonrasında uygulanan ekonomi politikasına ilişkin bakış açıları olumlu. Hatırlayacak olursak IMF ve Dünya Bankası yaptıkları basın açıklamalarında hükümetin uyguladığı yeni ekonomi politikalarını takdir ettiklerini açıklamıştı. Benzer şekilde Fitch ve S&P de Türkiye ekonomisi değerlendirmelerinde daha geleneksel ve tutarlı bir politikaya dönüldüğü için Türkiye’nin ekonomik görünümünü negatiften durağana çevirmişti. Son dönemde uluslararası yatırım bankalarından da pozitif değerlendirmeler geliyor.
Ancak bu olumlu algı henüz kayda değer bir eyleme dönüşmedi. Kredi derecelendirme kuruluşlarından başlayacak olursak, ekonomik görünümün durağana çevrilmesi maalesef not artışı anlamına gelmiyor. Durağan görünüm, ekonomi yönetiminde veya uluslararası makro-finansal konjonktürde önemli bir değişim olmaması halinde kredi notunun aynı kalacağı anlamına geliyor. Türkiye’nin mevcut uluslararası kredi notu da “son derece spekülatif” olarak adlandırılan kategoride. Bir başka ifadeyle mali taahhütler yerine getirilmekte; ancak ödemeye devam etme kapasitesi iş ve ekonomik ortamdaki bozulmaya karşı hassas demek. Benzer şekilde uluslararası yatırım fonlarından da seçim sonrası dönemde yurt içine kayda değer bir portföy girişi olmadı. Aynı husus uluslararası doğrudan yatırımlar için de geçerli.
Yabancıların, 2024 yerel seçimine kadar vitrin gezisinde olması olası görünüyor. Uluslararası kurum ve kuruluşların yapmış oldukları açıklamalarda işaret ettikleri konular şu şekilde:
Vitrin gezmesinde olan yabancıları dükkana çekmek için somut ekonomik çıktıların sunulması gerekiyor. Para politikasında kademeli artışın yapıldığı, maliye politikasında yeni müjdelerin verildiği bir dönemde bu çıktıların elde edilmesi uzun bir süre alabilir.
Bu köşe yazısı 13.10.2023 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
05/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
04/10/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
03/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
02/10/2024
Güven Sak, Dr.
01/10/2024