Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Faiz indirimi istekleri ve faiz indirimi

    Hasan Ersel, Dr.19 Ekim 2007 - Okunma Sayısı: 1187

     

    İlginç bir haftaydı. Önce TİM, TİSK, TÜRK-İŞ, TUSKON, HAK-İŞ, İSİDEF, TÜM-MER, TURSAB faizlerin düşürülmesini istedi. Gerekçe de "Yeter artık indirin. Üretim ve istihdam ölmesin" başlığında özetlendi. Herhalde bu çağrı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) yapılıyordu. TCMB faizi indirdi indirmesine ama daha önce yaptığı açıklamalar doğrultusunda indirim yapmanın ötesine geçmedi. Yani TCMB'nin faizleri indirmesi bu ilan nedeniyle değil, belki de bu ilana rağmen oldu.

    Yüksek reel faizin şikâyet konusu olması doğal. Ancak anlayamadığım bir şey var. TCMB yönetimi, hatta biraz daha genelleyeyim tüm merkez bankacılar, toplumun kalanına acı çektirmek için mi ortalıktalar? Niçin herkesin tersine yüksek reel faiz hayranı bu insanlar? Merkez bankalarının başkanları (ve çalışanları) bir kerecik dahi olsa, toplum tarafından alkışlanmasalar bile, hafif takdir eden bir gülümsemeyle karşılanmayı istemezler mi? Herhalde hoşlarına giderdi diye düşünüyorum. Peki, o halde, niçin direniyorlar da indirmiyorlar hangi faizi indireceklerse?

    TCMB enflasyondaki gelişmeleri incelediğinde vardığı sonuç, faiz indirimi için piyasa oyuncularının düşlediği kadar olmasa bile bir miktar olanak olduğu yönünde. Bunun ötesinde faiz indirimine gitmenin enflasyonist baskıların artmasına yol açabileceğinden endişe ediyor. Bu görüşlerini de yaptığı çeşitli analitik çalışmalara ve piyasa gözlemlerine dayandırıyor. TCMB bu tutumunu çeşitli ortamlarda tutarlı bir biçimde açıkladı. Peki TCMB'nin faiz politikasını beğenmeyip, faizlerin daha çok indirilmesi için ilan verenler ne söylüyor olabilirler? Akla iki olasılık geliyor. İlki, bu görüş sahiplerinin enflasyonu düşürmeye TCMB kadar önem vermemesi. Belki şöyle düşünüyorlardır: ABD ile Avrupa Birliği'nde (AB) enflasyon düşük ve bu dünyada Çin var oldukça, bu dış ekonomik ilişkiler rejimi içinde, Türkiye'de enflasyon bir daha yüzde 80'lere çıkmaz. Bence de çıkmaz! Ama yüzde 20'lere tırmanabileceğine ilişkin örnekler var. Enflasyonda başta işçiler olmak üzere sabit gelirlilerin kayba uğradığını ise yakın tarihimizden biliyoruz. Herhalde işçi sendikaları bunu istemiyorlardır.

    Akla gelen ikinci olasılık, bu ilanı veren kuruluşların TCMB'nin belirlediği faiz düzeyinin yüksek, yani yanlış, olduğu kanısında birleşmiş olmalarıdır. Olabilir. Ancak daha düşük bir faiz oranının, enflasyonu indirmeyi sağlayacağının gösterilmesi, başka bir deyişle TCMB'nin nerede yanıldığının açıklığa kavuşturulması gerekir. Ben böyle bir çalışma anımsamıyorum. Oysa, iktisat kuramı bu tür çalışmaların yapılabilmesine olanak sağlayan pek çok araç geliştirmiş durumda. Doğrusu böyle bir çalışma olmayınca, bu tür bir eleştiri pek de inandırıcı olmuyor.

    Bir de anlayamadığım (konuştuğum arkadaşlarımla birlikte anlayamadığımız) nokta var. İşçi sendikaları faizin düşürülmesi için ortaya çıkıyorlar. Gerekçeleri de istihdam! Ama kimin istihdamı? Soruna şu anda çalışan, dolayısıyla sendikaların sorumluluk duyduğu, işçiler açısından bakarsak, firmaların finansman maliyetleri düştüğü için rekabet şansları artar, bu da istihdamı düşürücü karar alma olasılıklarını azaltır. Bunu anladım. Ancak işin bir de başka yönü var. Faiz düşünce, sermaye ucuzlar ve emek görece daha pahalı hale gelir. Neoklasik iktisat kuramına göre bu durumda firmalar daha sermaye yoğun teknikler kullanır, yani daha az işçi istihdam ederler. Faiz düştüğünde tasarruflar artacak (!) denmiyorsa, işgücü piyasasına yeni gireceklerin iş bulma olasılığı düşer. Onları da hesaba katmak gerekmez mi?


    Bu köşe yazısı 19.10.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır