Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Piyasa sisteminin son kurtarıcısı

    Hasan Ersel, Dr.04 Şubat 2008 - Okunma Sayısı: 1030

     

    Hyman Minsky, devletin küçültülmesi girişimlerine karşıydı. Bunun istikrarı tehlikeye attığı kanısındaydı. Bugün piyasalarda koşuşturanlar için böyle bir tehlike (!) yok. Ben Bernanke Cumhuriyetçi!

    Zamanı dönüşü olmayan ve nereye doğru aktığı belli olmayan bir akarsu gibi düşünebiliriz. Dönüşü olmadığı için bugünden yarına 24 saat var, bugünden düne ise sonsuz! Geçmişte bir hata yapmışsak "geçmiş olsun"... Dönüp düzeltemeyiz. Yarın için ise bir şeyler yapabilecek zamanımız var. Ama yarın ne olacağını bilmiyoruz! Şimdi bir öykü anlatayım: Bir ekonomi düşünelim. Bu ekonomide, bir süre önce, borçlardan kaynaklanan bir durgunluk (recession) yaşanmış olsun. (Örneğin ABD'de 2001 yılındaki dot.com krizi gibi...) Firmalar ve bankalar borç/öz kaynak oranları konusunda tutucu bir tutum takınıp fazla borçlanmaktan (borç vermekten) kaçınıyor olsun. Bu tutum varlıkların fiyatlandırılmasına da yansımış olsun. Sadece mali açıdan çok finansman biçimi açısından muhafazakâr projeler finanse ediliyor olsun. Bu muhafazakâr projelerin başarılı olduğunu, ekonominin canlanmaya başladığını düşünelim. Bu durumda herkese biraz cesaret gelmeye başlasın. Firmalar ve bankalar risk primlerini gözden geçirsinler. Risk konusunda daha hoş görülü olsunlar. Muhafazakârlık, giderek yerini atılımcılığa bırakmaya başlasın. Bu durumda giderek borç/öz kaynak oranları yükselmeye başlayacak. Varlıkların fiyatları yükselecek. Riskten kaçınma azaldıkça yatırım artacak. Ekonominin büyüme hızı yükselecek. İşsizlik azalacak. Siyasal iktidarın keyfi yerinde olacak! (Başkan Bush gülümsüyor...) Varlık fiyatları yükseldikçe bunlar üzerinden spekülasyon yapmak giderek daha kârlı hale gelecek. Borç verme isteği de kabaracak. Yani para arzı artacak. (İçsel para diyorlar buna iktisat kuramcıları). Riskli yatırımlar varlık spekülasyonu yapanları daha da cesaretlendirecek. Bu ortamda yeni yatırımlardan gelen para aslında borç servisini (taksit+faiz) karşılamıyor bile olabilir. Ama varlıkların değeri artıyor ya... Yükselen piyasada varlık satarak kâr ediliyor. Merkez Bankası (Greenspan'ın başkanlığında diyelim) faizleri artırıp bu manzarayı bozmaktan çekiniyor. Çünkü dot.com krizinden ekonomiyi kurtarmak için çok uğraşmış. Ya oraya dönülürse? Faizlerde hiç mi oynama olmuyor? Oluyor tabii. Ama finansmana olan talebin faiz esnekliği sıfır... Faiz ne olursa olsun fon talebi etkilenmiyor, düzeyini koruyor, hatta ekonomideki büyümeye koşut olarak artıyor bile!  

    Manzara değişiyor

    Faiz artışları devam ederken, bir noktadan sonra yavaşça manzara değişmeye başlıyor. Bir zamanlar "muhafazâkar" olarak kabul edilen bazı yatırım projeleri (ipotekli kredi ile ev almak) giderek "spekülatif" nitelik kazanıyor. Bu yatırımcıların bazıları borç faizlerini ve taksitlerini ödeyebilmek için varlıklarını elden çıkarma yoluna gidiyorlar. Fakat o da ne? Bu tür yatırımcılar arttıkça, varlık fiyatları düşmeye başlıyor. (ABD'de konut fiyatlarının düşmesi). Artık varlık satışı yoluyla kâr etme dönemi sona eriyor. Üstelik borç maliyeti de yükselmeye başlıyor. Varlık fiyatları düştükçe borç/öz kaynak oranları da yükseliyor... Para arzındaki içsel artış süreci ters dönüyor. Yatırımlar tökezliyor. İktisadi büyüme yavaşlıyor hatta daralma tehlikesi bile beliriyor, (2008 Ocak ayının ABD'si). Ekonomi borçtan kaynaklanan bir durgunluğa doğru yuvarlanıyor. Tabii, siyasi iktidar dahil herkes, ağlamaklı bir biçimde, bir kurtarıcı arıyor. Yasalarda ne yazarsa yazsın, bu durumda Merkez Bankası, bu görevi üstlenmek zorunda. Bilinmeyen bir kutsal kitap bunu böyle yazmış herhalde. Her defasında böyle oluyor çünkü. Bu olayımızda merkez bankasının (Federal Reserve) başkanı (Ben Bernanke) da ilahi bir kurtarıcıya benziyor doğrusu. Sakalıyla, duruşuyla bilge bir kurtarıcı izlenimi vermiyor mu? O kurtaracak diye bekliyor herkes... İyi de ne yapacak bu kurtarıcı? Faizleri düşürüp, sistemin çökmesini, hiç olmazsa, geciktirmeye mi çalışsın? Bu yolla enflasyonun yükselmesini sağladığını düşünelim. Artan enflasyonda borçlular avantajlı duruma geçer, borçlarını ödeyebilirler. Ama bir risk var: O da enflasyonun azıp büyümenin canlanmaması. Olur mu olur! 2001 sonrasının şanslı dünya ortamı pek yok galiba. O zaman durgunluk içinde enflasyon (stagflation) olgusuyla karşılaşılabilir. Tam bir bela. Üstelik, borçlar azalınca da, tüm bu anlatılan çevrim tekrardan başlayabilir. Kişiler kurtarılmış olmalarını bir dahaki sefere de kurtarılacaklarının belirtisi olarak kabul ederler. İktisatta, ahlâk çözüntüsü [moral hazard] diyorlar buna. Kurtarıcımız bunu yapmamayı, enflasyonu düşük tutmayı tercih etti diyelim. Başka bir değişle, ya faizleri indirmeyecek ya da yapmış olduğu faiz indirimlerini ilk fırsatta geri alacak. (Federal Reserve yönetim kurulu üyelerinden Frederic Mishkin'in dile getirdiği ve Ben Bernanke'nin de benimsediği düşünülen görüş). O zaman da borçlar ödenemeyebilir! Bu, spekülasyonla ilişkisi olmayan iş dünyasında bile bir dizi iflasa yol açabilir. İktisadi duraklama kötüleşerek sürebilir. Ekonomi bunalıma girebilir...

    Çıkış yolu var mı

    Bu öykü kabaca 2001'den bu yana ABD'de olanlara benziyor. Zaten onun için anlattım. Ama öykü benim değil. Bu olaylar olmadan epeyce önce, 1996'da, vefat eden Hyman Minsky'nin kuramsal çerçevesinin, ona haksızlık etmeyi göz önüne alarak, günlük dile indirgenmiş biçimi. "Minsky bu kadarını çıkarabildiğine göre bir çözüm de bulmuştur herhalde..." diyeceksiniz. Evet onun bir önerisi var. O da "büyük devlet". Devlet, yeterince büyük olması durumunda, vergi ve harcama politikasını uygun bir biçimde kullanarak borçların ödenmesini sağlar ve bir daha da bunun olmayacağı bir düzene geçişi sağlar. Onun için Hyman Minsky, devletin küçültülmesi girişimlerine karşıydı. Bu politikaların sistemin istikrarını tehlikeye attığı kanısındaydı. Devlet tekrar büyüyebilir mi? Minsky sol eğilimli bir Keynes'ciydi. Olabileceğini düşünüyordu. Bugün piyasalarda koşuşturanlar için böyle bir tehlike (!) yok. Ben Bernanke Cumhuriyetçi! O piyasa sisteminin son koruyucusu konumunu sürdürecek, herhalde. Ama bu açıdan önünde zorlu bir sınav daha var: O da enflasyon. Piyasa mekanizması ABD'de 2001'de bu yana iki defa ciddi kriz çıkararak kaynak dağıtımını pek de iyi beceremediğini gözler önüne sermişken ya bir de bunun üstüne enflasyon eklenirse! Malum, enflasyon sonuçta göreli fiyat yapısını bozup, belirsizliği artırarak piyasa mekanizmasının kaynak dağıtma işlevini toplumsal açıdan tatmin edici bir biçimde yerine getirmesini engelliyor. İşte, Federal Reserve'in faiz indiriminden tedirgin olanların bazılarının kaygısı da bundan kaynaklanıyor. Ya Federal Reserve "mali sisteme biraz nefes aldırayım" derken piyasa mekanizmasına olan güveni daha da sarsacak bir gelişmeyi, enflasyonu, engellemeyi başaramazsa? Zor bir durum. "Keşke, geçmişte..." diye başlayan cümlelerle avunma yolu da kapalı: İlk paragraf...

     

    Bu yazı 04.02.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır