Arşiv

  • Mayıs 2024 (6)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Ertelenen bütçe harcamaları

    Hasan Ersel, Dr.22 Şubat 2008 - Okunma Sayısı: 1045

    TEPAV İstikrar Enstitüsü'nün 2007 Aralık Ayı Sonuçları ve Bütçeden Harcama Kaçırma Yöntemleri alt başlıklı Mali İzleme Raporu 14 Şubat 2008'de kamuoyuna açıklandı. İlgimi, doğal olarak, altbaşlık çekti. Baştan okuru bir noktada aydınlatmalıyım: Raporla hiçbir ilgim yok ama TEPAV'ın mütevelli heyeti üyesiyim. Raporda 2007 yılı bütçe sonuçları değerlendiriliyor. Bütçe yine açık veriyor fakat faiz harcamaları dışarıda bırakıldığında fazla var. Faiz dışı fazla ise hedeflenmesi gereken miktarın altında. Bu noktalarda, rakamlar dışında bilinmeyen bir şey yok. Ama yine de iki bilinenin altını çizeyim. Birincisi, bütçe açık veriyorsa, iç talebi artırıcı etki yapıyordur. Faiz dışı fazla veriliyor olması bu durumu değiştirmez. İkincisi ise faiz kazanabilecek durumda olanlar genellikle görece daha yüksek gelirlilerdir. Bütçe açığı ile faiz dışı bütçe fazlası arasındaki fark, yüksek gelirlilere transferdir. Gelir dağılımını bozucu etki yapar. Şimdi gelelim, Mali İzleme Raporu'nun altbaşlığındaki konuya. Sorun şu: Bütçede bazen bir harcama için ya ödenek ayrılmamış oluyor ya da bütçedeki ödenek taahhüdü karşılayacak düzeyde olmuyor. Ama söz konusu işin de yapılması gerekiyor. Bu durumda 2006'da kabul edilen tahakkuk esaslı muhasebe sisteminin kurallarına göre bu tür işlemlerin ödenek temin edilerek taahhüdün yerine getirilmesine kadar gider kaydedilmesi gerekiyor. Eğer hiç ödenek konulmadıysa bu, 322 sayılı hesapta, ödenek yetmemişse 323 sayılı hesapta muhasebeleştiriliyormuş. Dolayısıyla bu tür kayıtlar bütçe harcamalarını (dolayısıyla açığını) artırıcı etki yapıyor. Bu hesaplar arasında bir fark daha varmış. O da 322 no'lu olanın bir sonraki yıla devredilebilmesine karşılık, 323 no'lu hesabın aynı yıl içinde kapatılmasının gerekiyor olması. Rapora göre sorun 323 no'lu hesapla ilgili. Bu hesap özellikle harcama yetkililerinin harcama talimatı aranmadan otomatik olarak yaptıkları sağlık tedavi giderleri gibi harcamalar için kullanılıyormuş. Raporda bu hesabın kullanılmasına ilişkin olarak şöyle bir eleştiri yöneltiliyor: "Uygulamada önemli tutarlara ulaşan sağlık ve tedavi giderlerininbütçede gider olarak gösterilmeden bir sonraki yıla devrine(mevzuata göre devir bakiyesine izin verilmemesine rağmen) imkân tanımaktadır".... Son birkaç yıldır yapılan bu uygulamanın 2007 bütçesinde de sürdürüldüğü ve yaklaşık 1.2-1.5 milyar YTL civarında bir yükümlülüğün 323 sayılı hesap veya onunla birlikte çalışan 831 sayılı hesap sayesinde gider kaydedilmeden 2008 yılına devredildiği tahmin edilmektedir." [s.13] Ancak sorun sadece bu değilmiş. İkinci bir eleştiri daha var. O da bu türde işlemlerin önemli bir kısmının 323 no'lu hesaba hiç yansıtılmadığı biçiminde: "...Taahhüdü yapılmış, hizmetin gereği yükümlenici tarafından yerine getirilmiş ve teknik olarak harcamanın tahakkuk etme aşamasına gelmiş olduğu birçok harcama türünde de bütçede yeterli ödenek olmama gerekçesi ile işlemler tahakkuk kayıtlarına alınmadan bekletilmekte olup bunların ulaştığı büyüklük ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı'ndan veri temini de mümkün bulunmamaktadır. Bu tür yükümlülükler bir anlamda birikmiş faturalar ve hakedişler olarak harcama birimlerinde tutulmakta ancak harcamaya dönüştürülmemektedir." [s.14] Bütçe açığının büyümesi olumsuz bir gelişmedir ama istenirse kolayca düzeltilebilir. İstatistiklere güven sağlamak ise çok daha zordur. Maliye Bakanlığı'nın bu konuyu açıklığa kavuşturacağını umuyor ve bekliyorum.

    Bu yazı 22.02.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır