TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
ABD Hazinesi geleneği bozmadı. Yine yoğun bir hafta sonu geçirdik. Bu hafta sonu da bir adım atıldı. Bir cuma akşamı toplantısı ile başlayan maraton pazartesi sabahı noktalandı. Amerikan sermaye piyasaları iki büyük kayıp verdi. Lehman Brothers iflas başvurusu yaptı. Merrill Lynch ise Bank of America tarafından satın alındı. Bu arada, Amerikan Merkez Bankası (Fed), likidite sağlama koşullarını bir kez daha yumuşattı ve de genişletti. Fed, zaten, gazoz kapakları ve eski gazeteler karşılığında kısa vadeli fonlama yapabileceğini açıklamıştı. Şimdi bunların yanı sıra, evdeki mandallar karşılığında da kredi verebileceğini duyurdu. Bu gelişmeler neye işaret ediyor? Şimdi ne oldu? Kriz artık çözüm yoluna girdi mi? Yoksa daha yeni mi başlıyoruz? Bize kalırsa hâlâ daha baştayız. Başlangıcın sonunu Amerika'nın yeni başkanı koltuğuna oturmadan da görmeyeceğiz. Merak edenleri aşağıya bekleriz. Öncelikle pazartesi günü olup bitenlerden üç adet sonuç çıkartmak mümkün gibi duruyor. Zaten bu üç sonuca baktığınızda hâlâ "birin karesi" noktasında olduğumuz açıklıkla görülüyor. ABD yönetiminin atması gereken adımları atacak siyasi nefesi olmadığı için ortada top çevirmeye devam ediyoruz. Birincisi, pazartesi günü olup bitenlerle bugüne kadar devam eden "sırada kim var?" dedikodularının haklı olduğu ortaya çıktı. Dedikoduların bir bölümü doğrulandı. Bilanço hasarının varlığı açıklıkla belgelendi. Bu, birinci tespit. İkincisi, şimdi herkes "sırada kim var?" diye daha da çok merak etmeye başladı. Şimdi doğrulanmayan dedikoduları doğrulatmak daha da önem taşıyacak. Düne kadar alınan tedbirlerle ortadaki hasarlı bilançoların onarılmadığı belli olduğuna göre "sırada kim var?" sorusu son derece mantıklı. Öyle ya, ortada bir yeni tedbir filan yok. Daha fazla likidite dökme imkânı dışında, bu hafta sonu bir yapısal müdahale gelmedi krize. Bakın bu da günün ikinci tespiti. Geçen süre içinde, delik kovaya dökülen likiditenin yapısal problemi çözmediği, bu hafta sonuna kadar atılan hiçbir adımın sorunu çözmediği herhalde artık açıklıkla belli oldu. Bu da bizi günün üçüncü ve de en önemli tespitine götürür. Nedir bu? Delik kovanın su tutmayacağı açıklıkla belli oldu. Siz istediğiniz kadar likidite sağlayın, ortada temel bir bilanço hasarı varsa, yapılacak bir şey olmuyor. Akacak kan damarda, batacak şirket sistemde duramıyor. Peki, şimdi krizin neresindeyiz? Vallahi, başlangıçta neredeysek, yine tam oradayız. Hatırlayın; başlangıçta, nasıl, "Aman bir şey olmasın" diye, likidite sağlayıcı tedbir alıyorduysak, yine öyle yapıyoruz. Fark nerede? Fark, zombilerin ikisinin devreden çıkmış olması. Pazartesinin gelişi aslında cuma gününden belliydi. Nasıl mı belliydi? Bakın CNBC'nin internet sitesinde cuma akşamı toplantısı ile ilgili habere. Bir araya gelen aracı kurum yetkilileri, ABD Hazine Bakanı Paulson başkanlığındaki kamu görevlilerine çok basit bir soru sordular: "Peki, Lehman'ı sistemden alalım, bunun için gereken kaynağı koyalım, bundan sonra bir yenisinin olmayacağının garantisi nedir?" İşte bu sorunun cevabı belirsiz olduğu için, soruna piyasa mekanizması içinde çözüm bulabilmek son derece zor görünüyor. Kimsenin diğerinin bilançosuna güvenmediği, krizin başladığı günlerdeki havaya geri dönmüş olduk böylece. İşte "bugün itibariyle, birin karesindeyiz" dediğimiz tam da budur. Birin karesindeyiz, yani, daha birinci aşamadayız. Yalnız cuma akşamı toplantısının bir sonucu oldu. Evet, Lehman için bir çözüm çıkmadı cuma akşamından. Ama aynı toplantıda bulunan Merrill Lynch yetkilileri bir çıkış kapısı bulmaları gerektiğinin farkına vardılar. Merrill Lynch için el sıkıştılar. Bu tutum, "Bundan sonra ne olur?" üzerine düşünürken önemli elbette. Peki, gelelim o sorunun cevabına. "Bundan sonra ne olur?" Kısa vadeli olarak bakıldığında, bu hafta sonu da "şişman kadın şarkısına halen başlamadı." Kamu kaynaklarına dayalı, geniş kapsamlı bir temizlik operasyonu daha başlamadı. Sıradakiler ortaya dökülmedi. Daha bunlar yalnızca aracı kurum mu, yoksa aralarında ticari bankalar da olacak mı bilmiyoruz? Yara kanadıkça göreceğiz. Bakın daha, kamunun ne yapmak istediği belli bile olmadı. Bizim bildiğimiz, şimdiye kadar yapılan açıklamalara bakılırsa, delik kovaya likidite dökmeye devam edileceği. Fed'in yeni kararının manası bu esasında. Kovanın deliğinin nasıl ve kimin tarafından onarılacağı daha açıklanmadı. Bu ilk nokta. İkincisi ise orta vadeli olarak resme bakıldığında, finansal piyasalarda kriz sonrası yapılanmanın nasıl olacağı da daha belli olmadı. Ama bir konu netleşiyor gibi. Banka dışı aracı kurumların bankalar kadar güçlü olduğu bir model olmayacak önümüzdeki dönemde finansal piyasalarda. Bu anlamda Amerikan modelinin sonuna geldiğimiz Lehman Brothers ve Merrill Lynch hadiseleri ile belirginlik kazandı. 1930 buhranı ile gelen bir düzenleme sistemi, 2007-2008 buhranı ile sona ermiş olacak. Bu da ikinci nokta.Türkiye için buradan kısa vadede ne çıkar? Hiçbir şüpheye mahal yoktur ki, bu yüksek faiz daha burada kalır.
Bu yazı 16.09.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
05/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
04/10/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
03/10/2024
Fatih Özatay, Dr.
02/10/2024
Güven Sak, Dr.
01/10/2024