Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    ABD'ye odaklanan ekonomi Avrupa'yı unuttu

    Hasan Ersel, Dr.03 Mart 2008 - Okunma Sayısı: 1152

     

    ABD kendisini gündemde tutmayı başarıyor. Bu, ülkenin dünyadaki ağırlığının doğal sonucu olarak görülebilir. Ama bir de buna ABD'nin propaganda/reklam alanındaki başarısı da eklenmeli; kendi ulusal gündemlerinin bir maddesini, hatta yerel bir konuyu, küreselleştirmeyi başarıyorlar. Kutlamak gerek. Ancak biz de bu işe fazla kapılıyoruz galiba. ABD ekonomisinde ne olup bittiğini dakikası dakikasına izliyor ya da izliyormuş görünümü veriyoruz. Buna karşılık iktisadi ilişkilerimizin çok daha yoğun olduğu AB gündemimizde o kadar yer tutmuyor. İtiraf etmek gerekir ki, AB'yi izlemek daha zor. Çünkü, AB içinde, iktisadi bütünleşme yolunda atılan bunca adıma rağmen Alman, İspanyol ya da Danimarka ekonomilerinden söz etmek olanaklı ve anlamlı. Oysa ABD'de Wyoming diye bir eyalet ve onun da bir ekonomisinin var olması bu ülkedeki makroekonomik süreci anlamak açısından o kadar önemli değil. Çünkü iktisat politikası ne yönde gidecek denildiğinde gözler Washington D.C.'ye dönüyor. Oysa AB'yi anlamaya çalıştığınızda iş zor. Evet, bir tane merkez bankası var ama çok sayıda hükümet var. Uyum içinde olup olmadıklarını anlamak, bırakın bizim gibi dışarıdan bakanları, kendileri için bile zor.  

    AB'yi izlemek

    Oysa bizim AB'de olup bitenleri izliyor ve anlayabiliyor olmamız gerekiyor. Örneğin şu son krizi düşünelim. ABD'den başladığı açık. ABD-AB iktisadi ilişkilerinin yoğunluğu göz önüne alındığında, bunun AB'yi etkilememesi düşünülemez. Peki bu konuda ne biliyoruz? Önce yanıtlaması kolay bir sorudan başlayalım. "Eşik altı ipotekli krediler" nedeniyle Avrupa bankaları ne kadar zarara uğradı? 29 Şubat 2008'de Avrupa bankalarına ilişkin rakamlar yayımlandı. 79 milyar dolar olmuş. Peki ABD bankalarının aynı tarihte kesinleşen zararları ne kadar? 86 milyar dolar. Epeyce yakın. Peki Avrupa bankalarında başka sorunlar var mı? Herhalde krediler konusunda hata yapma tekeli ABD bankalarında değildir. Yakında görürüz.  

    Avrupa'da büyüme

    Peki Avrupa ekonomisinin görünümü nasıl? 21 Şubat 2008'de Avrupa Komisyonu ara öngörülerini yayımladı (European Commission Directorate-General for Economic and Financial Affairs: February 2008 Interim Report, Press Conference of 21 February 2008). Bu rapor, daha önce kasım ayında yayımlanan rapora oranla hem AB ekonomisinin ve hem de "Euro Bölgesi"nin büyüme hızlarının 0,4 puan daha düşük olacağını öngörüyor. Bu yeni rapora göre 2008 yılında AB'nin yüzde 2, Euro Bölgesi'nin ise yüzde 1,8 büyümesi bekleniyor. Ancak bu öngörülerin ne anlama geldiğini anlayabilmek için varsayımlarına bakmak gerek. Raporda şu ana noktalar üzerinde duruluyor:   i) Avrupa Komisyonu'nun Kasım 2007 raporunda mali piyasalardaki dalgalanmanın kısa dönemde durulacağı varsayılmıştı. Oysa bu raporda, bu olayın bir süre daha dünya ekonomisini olumsuz yönde etkilemeye devam edeceğinin anlaşıldığının altı çiziliyor.  ii) ABD ekonomisinden başlayan hareketin dünya ekonomisinin büyüme hızını yüzde 4'ün altına çekeceği varsayılıyor. iii) Ancak dünya ekonomisindeki bu yavaşlamanın petrol fiyatlarında düşüşe yol açmayacağı kabul ediliyor. Bunun nedeni petrol üreticisi ülkelerde yedek kapasitenin çok sınırlı olması ve bu ülkeleri etkileyen siyasal gerilimlerin yoğunluğu. Bu nedenle bu raporda 2008 için ham petrol fiyatı varil başına 90 dolar kabul edilmiş. (Bu, kasım ayında yapılan projeksiyonda kullanılan rakamdan yüzde 15 daha yüksek.) iv) Avrupa Komisyonu 2007 yılı için büyüme tahminini de AB için % 2,9 ve Euro Bölgesi için ise yüzde 2,7 olarak veriyor.   Görüldüğü gibi bu rapor pek iç açıcı bir manzara çizmiyor. Avrupa'da büyüme hızı bir yıl önceye oranla neredeyse 1 puan daha düşük olacak gibi. Üstelik bu sonucu elde ederken yapılan varsayımlar da aşırı değil. Nitekim Avrupa Komisyonu'nun iktisadi büyümenin yıl içinde seyrine ilişkin bekleyişi, sorunun yılın ilk yarısında olacağı biçiminde. Büyümenin ilk yarıda yavaşlamaya devam edeceği ve ikinci yarıda eğilimin ters döneceği öngörülüyor. Ama bunun nedeni ABD ekonomisine ilişkin olarak alınan önlemlerin işe yarayacağı ve bu ülkede hızlı bir düzelme olacağı varsayımı. Bununla beraber uluslararası mali piyasalarda da normalleşme bekleniyor. Oysa gerek ABD ekonomisine ve gerekse uluslararası mali piyasalara ilişkin olarak daha olumsuz öngörüler de var. Nitekim Avrupa Komisyonu'nun raporunun 8-9'uncu sayfalarında büyümede riskin aşağı yönde olduğunun altı çiziliyor. Rapora göre eğer düşünülen tüm risk etmenleri gerçekleşirse Euro Bölgesi'nde büyümenin 0,8 puan daha da düşük olması söz konusu.  

    Enflasyon bekleyişi

    Avrupa Komisyonu'nun enflasyon konusundaki bekleyişleri de pek iyimser sayılmaz. Avrupa'nın da derdi petrol ve gıda fiyatlarındaki artışlar. Ancak bunların ikincil etkileri de hesaba katılıyor. Bu fiyatlardaki hareketlerin diğer mal ve hizmetlerin fiyatlarının ve doğal olarak ücretlerin artmasına da yol açması bekleniyor. Özellikle yüksek kapasite kullanımı ve emek piyasalarındaki sıkışıklıkla bu süreci besleyici nitelikte görülüyor. Tüketici fiyatlarının (HICP endeksi) 2008 yılında Avrupa Birliği'nde % 2,9, Euro Bölgesi'nde ise % 2,6 artacağı tahmin ediliyor. Yani, Avrupa Komisyonu, kasım ayı öngörülerine oranla her iki ülke grubu için 2008 için enflasyon öngörülerini 0,5 puan yükseltmiş durumda.  

    Öngörüler ve sonuç

    Avrupa Komisyonu raporunda ülkeler itibariyle de öngörülere yer verilmiş. Tablo 1'de Türkiye açısından önem taşıyan bazı ülkelere ilişkin büyüme ve enflasyon öngörüleri yer alıyor. Tabloda yer alan tüm ülkeler için, kasım ayında yayımlanan raporla karşılaştırıldığında 2008 yılı için daha düşük büyüme ve daha yüksek enflasyon öngörülüyor.

    Ülke Yıllık
    Büyüme
    Hızı
    (%)
    Yıllık Enflasyon [HCIP] (%)
    Almanya 1,6 2,3
    Birleşik Krallık 1,7 2,5
    Fransa 1,7 2,4
    İtalya 0,7 2,7
    İspanya 2,7 3,7
    Kaynak: European Commission Directorate-
    General for Economic and Financial Affairs: February 2008 Interim Report, Press Conference of 21 February 2008, s. 16.

    Dünyada bu kadar değişiklik oluyorken Türkiye'de 2008 yılı için yapılan öngörülerin nasıl olup da aynı kaldığını doğrusu pek anlayamıyorum. Türkiye'nin sıkça dışa vurduğumuz düşlerimiz ölçüsünde dünya ekonomisi ile bütünleştiği kanısında değilim. Ama Enver Hoca döneminin Arnavutluk'u gibi dünyadan yalıtılmış bir ülkede de yaşamıyoruz. O zaman bu yeni bilgiler ışığında en azından aşağıdaki soruları sormamız ve bunlara ciddi yanıtlar vermeye çalışmamız gerekmiyor mu? i) Avrupa'ya ihracatımız ne kadar olacak? İlk dönemdeki yavaşlama mı etkili olacak, ikinci yarıda Avrupa'da beklenen hızlanma mı? ii) Turizm gelirlerimiz nasıl etkilenecek? Turizm mevsiminin ağırlıklı olarak yılın ikinci yarısına gelmesi bizim için olumlu bir durum mu? iii) Avrupa'da enflasyonun yükselmesi bizim ithal girdi maliyetlerimizi yükselterek, enflasyonumuzu artırıcı yönde etki yaratabilir mi?

     

    Bu yazı 03.03.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır