TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Diyelim ki şiir alanında yetkin olduğunu herkesin kabul ettiği bir edebiyatçı var. Bu insan Nâzım Hikmet'e hayran. Özellikle de Kuvayi Milliye adlı yapıtını çok seviyor. Ancak, şiir tekniği açısından zayıf olduğunu düşünüyor. Bunu düzeltmek üzere bu yapıtı yeniden kaleme alıyor. Üstelik bunu akademik bir nedenle ya da edebiyat fakültesi öğrencilerine verilen derslerde kullanmak için de yapmıyor. Okurlar Nâzım Hikmet'in tadına daha iyi varsınlar diye yapıyor. Yadırgamaz mısınız? Kendi hesabıma bana garip gelirdi. Nâzım Hikmet'i kendi yazdığı biçimiyle okumayı tercih ederdim.
46 yıl önce lise örencisiyken klasik batı müziği de neyin nesiymiş diye merak edip İlhan Mimaroğlu'nun Musiki Tarihi (İstanbul; Varlık Yayınevi, 1961) adlı kitabını okuduğumda bir pasaj ilgimi çekmişti. Şöyle diyordu Mimaroğlu: "Mahler'in orkestra çalgılarının gerek tını ve gerek 'anlatımcı' özelliklerini musikinin soyut yapısıyla birleştirme amacı onu, Beethoven'in dokuzuncu senfonisini yeniden orkestralamaya bile götürmüştür. Dokuzuncu senfoninin Mahler orkestralaması arada bir çalınsa, bir yandan Beethoven'in bu açıdan acemiliğini ve kayıtsızlığını, öte yandan Mahler'in ustalığını belirtmek için herhalde yararlı olur" (s. 159). Çok şaşırmıştım. Çevremdeki herkes, okuduğum kitaplar, Beethoven'i yere göğe sığdıramıyordu. 9. senfoninin Beethoven'in başyapıtı olduğu kanısı da aynı ölçüde yaygındı. Mahler'den söz edildiğini ise pek anımsamıyorum. Yıllar boyu Mimaroğlu'nun yazdıkları aklımdan çıkmadı. Mahler'in yeniden orkestraladığı biçimini de epeyce sonra bulup dinleyebildim. Görebildiğim kadarıyla Mimaroğlu'nun dileği de gerçekleşmekte. Mahler'in yeniden orkestraladığı biçimiyle Beethoven'in 9. senfonisinin iki ayrı kaydı var. Son yıllarda, özellikle ABD'de, pek çok önemli orkestra bu yapıtı programlarına almış.
Mahler neden yeniden orkestralamış
Tabii Mahler'in neden bu işe kalkıştığını da hep merak ettim. Mahler'in çok titiz bir orkestra yöneticisi olduğu, orkestralama konusunda da bir dâhi olduğu hep söylenir. Sanki, sevdiği bir sanatçının yapıtlarında "orkestralama sorunları" görünce dayanamamış yeniden orkestralamış. Hani anneler çocuklarından bir şey istemeyi düşünürler; sonra doğru dürüst yapamayacaklarını düşünüp kalkıp kendileri yaparlar ya... Mahler, sadece bu yapıtı yeniden orkestralamış değil. Beethoven'in başka yapıtları dışında Schumann'ın dört senfonisini ve Bruckner'in 4. senfonisini de yeniden orkestralamış. Beethoven'in 9. senfonisi bütün bunlar arasında en ilginç konumda. Çünkü hem Beethoven gibi neredeyse erişilmez olarak kabul edilen bir bestecinin, bestelenmesinden 200 yıla yakın bir süre sonra Avrupa Birliği'nin "marşı" seçilecek kadar çok saygı duyulan başyapıtı. Mahler'in yeniden orkestralamada neler yaptığı ne ölçüde başarılı olduğu beni çok aşan konular. Benim ilgimi çeken asıl soru ise Mahler'in bu işe kalkışmaya nasıl olup da cesaret edebildiği.
Wagner'in düşüncelerinin önemi
Beethoven'in ölümünden hemen sonra Avrupa'da, sanatçının son dönem yapıtları üzerinde bir tartışma başlamış. Bazı yazarlar, Beethoven'in son dönem yapıtlarındaki varolduğunu ileri sürdükleri sorunları onun sağlığındaki bozulmaya bağlamışlar. Bu bağlamda bestecinin duyma yeteneğini tümüyle kaybetmesi ön plana çıkmış. Kimileri Beethoven'in son dönem yapıtlarının tümüyle bir tarafa bırakılmasına kadar işi götürmüş, kimileri ise tartışmaya Beethoven'in ruhsal durumundaki bozulmayı da eklemiş. Bir Beethoven hayranı olan, onu selefi, rakibi ve gerçek bir dâhi olarak gören Wagner de bestecinin son dönem yapıtlarında sorun olduğunu düşünüyor. Ancak Wagner, 1870'te yayımladığı Beethoven adlı yazısında, Schopenhauer'in "müziğin iradenin kendisi olduğu, başka bir nesnelliğe gerek olmadan var olabileceği" görüşünden hareket ederek Beethoven'in sağır olması/dünya ile ilişkisini kesmesinin "sanatçıya iradesine daha iyi ulaşmasını sağlayacak bir iç bakış sağladığını" ileri sürüyor ve bu durumu besteci için bir kazanç olarak nitelendiriyor.
Wagner 1873'te yayımlanan 9. senfoni üzerine yazdığı yazısında ise görüşlerini tümüyle değiştiriyor. Hem Beethoven'in sağırlığını ve hem de onun zamanındaki orkestraların (ve çalgıların) yetersizliğini gerekçe göstererek kendisinin bu yapıt üzerinde yaptığı değişiklikleri açıklıyor ve "Beethoven'in fikirlerini, onun istediği doğrultuda, daha iyi yansıttığını" ileri sürüyor. Hem Wagner hem de onu izleyen bazı orkestra yöneticileri yapıtı bu düzeltilmiş biçimiyle seslendiriyorlar. İşte Wagner'in bu çıkışı Mahler'i yüreklendirmişe benziyor.
Mahler kendisine bir orkestralamacı olarak güveniyordu. Beethoven'e de hayrandı. Ama Wagner'e de... Yeniden orkestraladığı Beethoven'in 9. senfonisinin Viyana'daki seslendirilmesinden sonra karşılaştığı şiddetli eleştirilere verdiği yanıtta vurguladığı da "Beethoven'in partisyonuna ve Wagner'in düzeltme önerilerine duyduğu saygı" olmuştu.
Bu yazı 05.04.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.