Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Mısır'da iktisadi gelişmeler ve iktisat politikası

    Hasan Ersel, Dr.16 Mayıs 2008 - Okunma Sayısı: 1120

     

    Son bir ay içinde Mısır'a ilişkin haberlerden en önemlileri gıda mallarının fiyatlarındaki artışın doğurduğu huzursuzluk, tütün, benzine yapılan zamlar ve nihayet Mısır Merkez Bankası'nın faiz oranını şubatta 0,25, martta 0,5 ve nihayet 9 Mayıs 2008'de de 0,5 puan yükseltmesiydi. Mısır'ın görünürdeki temel iktisadi sorunu enflasyonun yükselmesi. Nisan ayında enflasyon bir önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 16,4 düzeyine ulaştı. Bu, 2004 Aralık ayından (yüzde 17,4) bu yana gözlenen en yüksek enflasyon düzeyi. Enflasyonun artış nedenini teke indirgemek olanaklı değil. Ancak iktisat politikası kararlarının, bilerek ya da mecburen bu sürece katkısı olduğu görülüyor. Bir tarafta 2006 Ağustos ayından bu yana belirginleşen gıda fiyatlarının yükselmesi olgusu var. Öte yanda ise hükümetin petrol ürünlerine verdiği sübvansiyonları kesmesi sonucunda bu ürünlerin fiyatlarında ciddi artışlar olması. 2006 Temmuz ayında bu yönde alınan kararlar petrol ürünlerinin fiyatlarında yüzde 25-yüzde 90 arasında sıçramaya yol açmıştı. 5 Mayıs 2007'de Mısır parlamentosunca kabul edilen yeni kararla benzin (ve motorin) fiyatı yüzde 46 artırıldı. Bu kararın alınmasının arkasındaki önemli neden kamu açıkları. Mısır ekonomisi hızlı büyüyor, cari açığı yok ya da bu yıl olduğu üzere, küçük ve dış borcunun GSYH'sine oranı yüzde 28 (2006/7) dolaylarında. Ancak kamu açıkları çok ciddi düzeylerde. Kamu açıklarının GSYH'ye oranının geçen üç yıldaki ortalaması yüzde 8,4. Kamu kesimi toplam borcunun GSYH'ye oranı 2007 Haziran ayı itibariyle yüzde 107'ye ulaşmıştı. Kamu kesiminin iç borcunun GSYH'ye oranı ise yüzde 80.6. Hangi ölçüyle bakılırsa bakılsın, sadece yüksek değil, korkutucu rakamlar. Enflasyondaki bu yükselme kamu kesimi çalışanlarının reel gelirlerinde sürekli aşınmaya yol açtı. Bunun da 6 milyon kişiye varan bu kitlede ciddi memnuniyetsizlik yaratmış olacağını kestirmek zor değil. Bunun üzerine, geçen ay, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek kamu kesiminde maaşlara yüzde 30 zam yapılacağını açıkladı. Tabii bu açıklama kamu açığını yüzde 7'ye indirmek için çabalayan hükümeti son derece zor bir durumda bıraktı. Bu yükün getireceği maliyeti karşılamak için mecburen, petrole verilen sübvansiyonları daha da azaltmak ve sigaradan alınan vergiyi yükseltmek zorunda kaldı. Bu kararların ilk etkisinin enflasyonist olacağı açık. Uzmanlar enflasyonun yüzde 20'ler dolayına tırmanmasını bekliyorlar. Merkez Bankası da bunun üzerine faiz oranını 0,5 puan yükseltti. Mısır hükümeti bir yandan sübvansiyonları azaltmak öte yandan da vergi tabanını genişletmek zorunda. Ancak, alacağı kararların toplumda hiç hoş karşılanmayacağının da farkında. Gözlemciler, bakanlar düzeyinde bu konunun anlaşılmış olması ve reform niyetinin devam etmesine karşılık, üst düzey bürokraside "reform yorgunluğunun" görüldüğünü ifade ediyorlar. Bu durumda toplumsal gerginlik ciddi boyutlara ulaşır mı? Hükümetin "en fakirleri" kolladığı, bu nedenle böyle bir olasılığın düşük olduğu görüşü dile getiriliyor. Geçen ay, sanayi bölgesi Mahalle El-Kobra'da üç kişinin ölümüne yol açan ve 1977'deki gıda fiyatlarındaki artışa gelen şiddetli tepkilerden bu yana Mısır'ın karşılaştığı en büyük gösterilere katılanlar en fakirler değildi. Rawls'ın adalet ölçütüne dayanan bir iktisat politikası (en kötü durumda olanın durumunu iyileştirmek) 76.5 milyon insanın yüzde 20'sinin, günde 2 dolar olarak tanımlanan sefalet sınırının altında yaşadığı bir ülkede gerekli olabilir ama yeterli olacağı kuşkulu.

     

    Bu yazı 16.05.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır