Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    GAP Eylem Planı'nın anımsattıkları

    Hasan Ersel, Dr.30 Mayıs 2008 - Okunma Sayısı: 1304

     

    GAP bölgesine 5 yıllık bir dönemde 26.7 milyar YTL tutarında harcama yapmayı gerektiren eylem planı açıklandı. Sorunun öncelikle finansman boyutu ele alınmış. Gazete haberlerine göre toplam finansman gereğinin 7.3 milyar YTL kısmı için kaynak temin edilmiş olduğu, geri kalan miktarın 14.6 milyar YTL'lik kısmının bütçeye konulacak yeni kaynaklarla 4.8 milyar YTL'lik kısmının ise bütçe dışı kaynaklardan sağlanacağı belirtilmiş. Bu eylem planının sonuçta yaklaşık 3.8 milyon yeni iş yaratacağı vurgulanıyor. Eylem planında verilen rakamlara göre harcamaların yaklaşık 20 milyar YTL tutan bölümü altyapıya yöneliyor. Bunu 5.1 milyar YTL ile toplumsal gelişme (eğitim, sağlık, toplumsal hizmetler, kültür vs) ve 1.3 milyar YTL iktisadi kalkınma (KOBİ'lerin desteklenmesi, teknoparklar vs) izliyor.

    Bu yaklaşımda mali kaynakların büyük çoğunluğunun altyapıda atılım sağlamak için kullanılacağı görülüyor. Bu kaynakla karşılaştırılabilir büyüklükte başka kamu yatırımı öngörülmediğine göre söz konusu altyapı yatırımlarından yararlanmak üzere yeni yatırım yapılması özel kesime bırakılıyor. Bu yaklaşımı kalkınma modelleri çerçevesinde gerekçelendirmek olanaklı. Altyapı olanaklarında "fazla kapasite" yaratılıyor ve böylelikle bu olanaktan yararlanmayı düşünenler yatırım yapmaya özendirilmiş oluyor. Uygun altyapı projeleri bunu sağlayabilir. Ancak bu fazla kapasite yaratmanın o bölgede özel kesimin yatırım yapması için yeterli olması anlamına gelmiyor. Yatırım ortamının elverişli olmaması durumunda, özel yatırımlar yine de canlanmayabilir.

    Hükümetin önem verdiği bir başka temel konunun da istihdam olduğu açık. Bu eylem planının uygulanmasının istihdam üzerinde epeyce büyük bir etki (3.8 milyon yeni iş!) yaratmasının beklendiği anlaşılıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var: GAP, Türkiye içerisindeki bölgelerden sadece birisi. Türkiye'de başka bölgeler de var. Aynen ülkelerarası ticarette olduğu gibi, bir ülke içinde de bölgelerarası ticaret söz konusudur. Herhangi bir yerde bir yatırım projesinin gerçekleşmesi, başka bölgelerde üretilen malların satın alınmasını da gerektirecektir. Bu durumda da bir bölgenin kalkınmasına yönelik bir uygulamanın yaratacağı istihdam artışının bir kısmının o bölge dışında olması doğaldır. Burada akla gelebilecek bir soru, bu programın uygulanacağı 5 yıl içinde GAP bölgesinde ne kadar istihdam artışı sağlayacağıdır. Örneğin bu altyapı yatırımları için gerekli üretimin büyük bir kısmı Marmara Bölgesi'nde yapılıyor ve sonra bu bölgeye naklediliyorsa bu durumda söz konusu projenin uygulanmasının doğrudan ve dolaylı istihdam etkileri Marmara Bölgesi'nde daha çok görülebilir. Bu durumda GAP bölgesinde, doğal olarak, düş kırıklığı doğabilir.

    Toplumsal gelişme için önemlice bir kaynak ayrılması, sanırım kısa ve hatta orta dönemde ortaya çıkabilecek olan sorunların etkisini gidermek ya da hiç olmazsa azaltmak için, bölge içinde harcanma olasılığı daha yüksek bir programı yürürlüğe sokma isteğini yansıtmaktadır. Bu tür harcamaların önemli sorunu ise sonucun açık görülememesi, dolayısıyla da verimliliklerinin kolayca ölçülememesidir. Bu da "keyfi para dağıtıldığı" izleniminin doğmasına ve programın saygınlığının zedelenmesine yol açabilir. Çözüm bundan vazgeçmek değildir. Yapılması gereken, genel kabul görmüş kurallar çerçevesinde ve saydamlığa azami dikkat ederek bu tür tüm kamu harcamalarında etkinliğin ölçülmesi ve denetimin (özellikle kamuoyunun denetiminin) güçlendirilmesidir. Bu yöndeki başarı, bu tür şikâyetleri ve rahatsızlıkları ortadan kaldırmasa bile toplumun hakkaniyet duygularının zedelenmesini engeller.

    GAP Eylem Planı, ne dünyada ne de Türkiye'de ilk bölgesel kalkınma planıdır. Bölgesel kalkınma planları ise başarısızlık oranlarının görece yüksekliği ile tanınırlar. Bu noktalara dikkat edilmezse başarısızlık listesine bir bölgesel kalkınma planı daha eklenir. Ve yazık olur.

     

    Bu yazı 30.05.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır