logo tobb logo tobbetu

KÖİ Sözleşmelerine İlişkin Model ve Yeniden Müzakere İçin Strateji Önerisi “Türkiye’de Kamu-Özel İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik Bir Model Önerisi” başlıklı e-kitabın tanıtım toplantısı 31 Ocak Pazartesi günü çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Haber resmi
02/02/2022 - Okunma sayısı: 3476

 

 

 

TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü M. Coşkun Cangöz, Hukukçu ve KÖİ Uzmanı Nurhan Uyduranoğlu Karaca ve Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Kamu-Özel İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik Bir Model Önerisi” başlıklı e-kitabın tanıtım toplantısı 31 Ocak 2022, Pazartesi günü çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Toplantıya ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, kamu kurumlarının temsilcileri ve akademisyenler katıldı.

“Türkiye’de Kamu-Özel-İşbirliği Uygulaması: Etkin Risk Paylaşımına Yönelik Bir Model Önerisi” başlıklı çalışma ile Haziran 2021 itibariyle sözleşme büyüklüğü bakımından Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 22’sini oluşturan Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine ilişkin olarak sosyal mutabakata dayanan ve etkin bir risk paylaşımını öngören bir model geliştirildi.

Toplantı TEPAV Bölge Çalışmaları Programı Direktörü Güven Sak’ın açılış konuşması ile başladı. Sak, yeşil mutabakatın kamu harcamalarının ağırlıklı olarak gerçekleşeceği bir sürece yol açacağının altını çizerek, kamu harcamaları odaklı bir toparlanma sürecinde KÖİ’lerin orta uzun vadeli yükümlülüklerinin harcama kapasitelerini kısıtlayıcı bir rol alacağını vurguladı. Türkiye’nin CDS risk priminin düşürülmesinde de bütçede daha fazla şeffaflığa ihtiyaç olduğunu belirten Sak, önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak tartışma ortamına katkı yapabilmekten yaşadığı mutluluğu paylaşarak konuşmasını tamamladı.

Çalışmanın sunumunda ilk olarak, M. Coşkun Cangöz, raporun hazırlanmasındaki motivasyonu uzun yıllardır gündemde olan KÖİ sözleşmelerinin hukuki ve mali yönlerden risklerinin değerlendirilmesi ve bir model önerisi oluşturulması olarak belirtti. Cangöz sunumunda, Türkiye’de ve dünyada KÖİ uygulamalarını değerlendirerek, Türkiye’de KÖİ projelerinin yüksek maliyetli mega projelerde kullanıldığını, çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan KÖİ piyasa gelişmişlik analizlerine atıfta bulunarak, Türkiye’nin KÖİ modelini yoğun olarak kullandığını ancak gelişmişlik bakımından aynı seviyede seviyede olmadığını belirtti.

Nurhan Uyduranoğlu Karaca KÖİ modelinin genel çerçevesinden bahsetti. Türkiye’de KÖİ’ye ilişkin hukuki çerçevenin geniş bir perspektiften yoksun, günlük sorunların çözümü için sürekli değiştirilen, takip edilmesi artık mümkün olmayan dağınık bir yapıda olduğunun altını çizen Karaca, kurumsal yapılanmada da benzer sorunlar olduğundan bahsetti. Karaca ayrıca KÖİ modeliyle devletin üstlendiği yükümlülükler, projeler kapsamında ortaya çıkan hukuki ve idari riskler konusunda tespit ve değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Uğur Emek, öncelikle Dünya Bankası tarafından 140 ülkeyi kapsayan bir anket çalışması üzerinden Türkiye’de KÖİ uygulamasının diğer ülkelerle karşılaştırmasını içeren boşluk analizini paylaşmış, takiben Dünya Bankası ve IMF tarafından geliştirilen Mali Risk Değerlendirme Modeli (PFRAM) kullanılarak havalimanı, otoyollar ve sağlık projelerine ilişkin mali riskler konusunda bilgi verdi. Ayrıca KÖİ kapsamında kamu idareleri tarafında verilen gelir garantilerinin farklı senaryolar altında değerlendirilmesi sonucunda oluşan asgari gelir garantisinin GSYH içindeki payının gelişimi üzerinde tespitlerde bulundu.

Bu değerlendirmeler çerçevesinde yazarlar tarafından geliştirilen model hakkında bilgi veren Cangöz, KÖİ sözleşmelerinin uluslararası uygulamalara paralel olduğunun fakat uygulamada uluslararası iyi örneklerden önemli sapmalar olduğu vurguladı. Bu bağlamda Cangöz, raporun tespit ve önerilerini: üst düzey bir politika çerçevesi ve sosyal mutabakat oluşmasının gerekliliği, mevcut KÖİ projelerinin politika çerçevesine uyum bakımından değerlendirilip yeniden müzakere veya feshedilmesi, yeni sözleşmelerin önerilen model çerçevesinde hesap verilebilir bir yapıda hayata geçirilmesi ve ticari sır gerekçesi olmadan tüm sözleşmelerin kamuoyuyla paylaşılması olarak sıraladı.  Bu kapsamda Karaca politika çerçevesi ile uyumlu olmayan projelerin müzakere edilmesine ilişkin stratejinin çerçevesi ve örnek olarak değerlendirilebilecek Portekiz deneyimi konusunda bilgi verdi.

Cangöz son olarak, KÖİ modelinin bir tedarik yönteminden öte bir finansman yöntemi olarak kullanıldığını belirterek şeffaf olmayan bir yapıda orta uzun vadede riskleri değerlendirmedeki zorlukların altını çizdi. Ayrıca Cangöz, KÖİ projelerinin belirlenen çerçevede bütçeye yük olmayacak ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlayacak şekilde yapılmasının daha faydalı olacağını vurgulayarak sözlerini sonlandırdı.

Raporun sunumunun ardından SPM Direktörü Prof. Dr. Serdar Sayan’ın yazarlara değerlendirmelerini ve sorularını yönelttiği tartışma bölümüne geçildi. Sayan, bu raporun ortaya koyduğu kapsamlı çerçevenin ardından sektör spesifik ve proje spesifik çalışmalar yapılması gerekliliğine dikkat çekti. Oldukça dağınık mevzuata tabi çeşitli projelerin farklı raporlarla ele alınmasında fayda olduğunu belirten Sayan, bu alanla ilgili uzmanlara çağrıda bulunarak, konunun sadece düşünce kuruluşlarına bırakılamaması gerektiğini belirtti.

Tanıtım yazarların katılımcılardan gelen soruları yanıtlamasının ardından sonlandı.

 

 

M. Coşkun Cangöz, Nurhan Uyduranoğlu Karaca ve Prof. Dr. Uğur Emek'in sunumu için tıklayınız.


Etkinliği izlemek için tıklayınız.

Yazdır

« Tüm Haberler