TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan ve Türkiye'nin enflasyonla mücadele süreci ile para politikasının geleceğine dair kapsamlı analizlerin yer aldığı Para Politikası Değerlendirme Notu'nun 13’üncü sayısında, enflasyon hedeflerinin sık sık değiştirilmesinin, para politikasının itibarını zedelediği ve beklentilerin iyileştirilmesini zorlaştırdığı belirtildi.
TEPAV Makroekonomi Çalışma Grubu'nun hazırladığı Para Politikası Değerlendirme Notu’nun on üçüncüsü yayımlandı. Notta, Türkiye'nin para politikası ve ekonomik durumu hakkında önemli analiz ve değerlendirmeler yer alıyor.
Eylül 2024 Para Politikası Değerlendirme Notu’ndan öne çıkan başlıklar şöyle…
Türkiye’nin enflasyon oranı yüksek seyrediyor
Notta, Ağustos 2024’te Türkiye’nin aylık tüketici enflasyonunun %2,47 olarak kaydedildiği ve G20 ülkeleriyle kıyaslandığında bu oranın oldukça yüksek olduğu ifade edildi. Bununla birlikte, Türkiye'nin risk priminin son haftalarda 270 baz puan civarında seyretmesine rağmen, daha düşük seviyelere inmesi gerektiği belirtildi.
Enflasyonda azalma eğilimi bekleniyor
Makroekonomik istikrarı sağlamayı amaçlayan mevcut programdan vazgeçilmediği sürece, önümüzdeki aylarda enflasyonun azalma yönünde olacağı öngörülen notta bu süreçte bazı risklerin mevcudiyetine de dikkat çekildi.
Kredi faizleri yüksek seyrediyor
Kredi piyasasına getirilen makro ihtiyati kısıtlamalar nedeniyle kredi faizlerinin, enflasyonla mücadele açısından gereken seviyenin üzerinde kaldığı belirtilen değerlendirme notunda, bu düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanırken dolar cinsinden kredi arzını kısıtlayıcı önlemler alınmasına rağmen, bu sürecin finansal istikrar açısından dikkatle izlenmesi gerektiği de ifade edildi.
Yüksek bütçe açığı hala bir risk unsuru
Notta, 2024 yılında yüksek düzeyde seyreden bütçe açığının, 2025 yılı Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine ulaşmak için ilave tedbirlerle kontrol altına alınması gerektiği belirtildi. Bu konuda alınan önlemlerin yetersiz kalabileceği uyarısı da yapıldı.
Enflasyon hedeflerindeki sık değişim para politikasının itibarını zedeliyor
Notta, enflasyon hedeflerinin sık sık değiştirilmesinin, para politikasının itibarını zedelediği ve beklentilerin iyileştirilmesini zorlaştırdığı kaydedildi. Merkez Bankası Enflasyon raporu ve Orta Vadeli Program'daki enflasyon tahminlerinin uyumsuzluğu ise buna örnek gösterildi. Buna göre, 8 Ağustos tarihinde yayımlanan Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası’nın 2024 ve 2025 yılsonu tahminleri (hedefleri) yüzde 38 ve 14 iken yaklaşık bir ay sonra -5 Eylül’de- yayımlanan Orta Vadeli Program’da yüzde 41,5 ve 17,5 olarak açıklandı.
Yapısal reformlara ihtiyaç var
Enflasyonla mücadelede yalnızca para ve maliye politikalarına odaklanılmasının yeterli olmayacağının altı çizilen notta, bunun yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiği belirtilerek vergi reformu, bütçe açığını azaltıcı önlemler ve kurumların bağımsızlığını güçlendirici adımların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. “Bundan böyle para politikası açısından 2025 sonu için OVP’de hedeflenen yüzde 17,5 (ya da Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporunda hedeflenen yüzde 14) yıllık enflasyon düzeyine odaklanmak gerekmektedir” denilen raporda, “enflasyonun bu düzeye sadece para ve maliye politikası ile yaklaştırılmaya çalışılması”nın toplumsal maliyet açısından istenilir bir seçenek olmayacağının altı bir kez daha çizildi. “Programın mutlaka yeni bir kalkınma stratejisine dayalı yapısal tedbirlerle güçlendirilmesi gerekmektedir” vurgusu yapıldı.
Türk lirasına erişim zorlaşıyor
Türk lirası cinsinden finansmana erişimi zorlaştıran miktar yasaklarının olumsuz etkilerinin dikkatle izlenmesi gerektiği ifade edilen notta, Türk lirası cinsinden ticari kredi kısıtlarının kademeli şekilde kaldırılması gerektiği belirtildi.
Ekrem Cunedioğlu, Ali Çufadar, Fatih Özatay ve Burcu Aydın Özüdoğru’nun hazırladığı notun tamamına buradan erişebilirsiniz.
01/11/2024
30/10/2024
25/10/2024
25/10/2024
25/10/2024