logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Fatih Özatay, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Ekonomi büyürken protesto edilen senet tutarı neden artıyor? 28/01/2007 - Okunma sayısı: 3286

 

Uzun zamandır grafiklere yer vermiyordum yazılarımda. Uzun, göreli bir kavram şüphesiz. Söz konusu uzunluk, açık ki 'bana göre'. 'Mümtaz' grafiklerimden sizleri 'mahrum' edişimin temel nedeni iki okurumdan aldığım ortak eleştiriydi. Ne istiyorlarsa grafiklerimden... Eleştirenlerden biri babam, diğeri de arkadaşım Rana. Babam emekli subay, Rana ise nöroloji profesörü. Her daim askerlerin (özellikle son yıllarda emekli askerlerin) ve tıp doktorlarının (bilhassa nörologların) sözlerine dikkat etmek gerekir.

Neyse, daha fazla sürçü-lisan etmeyip, grafiklerimle baş başa bırakayım sizleri. Efendim, ilk grafiğimiz 2002 yılın ilk çeyreği ile 2006 yılının üçüncü çeyreği arasındaki dönemi kapsıyor. Protesto edilen senetlerin reel değerindeki yüzde artış ile yıllık büyüme hızımızı birlikte gösteriyor. İkinci grafikte ise aynı değişkenlerin bu sefer 1992 yılının ilk çeyreği ile 2001 yılının son çeyreği arasındaki dönemdeki dalgalanmaları var. Soldaki eksen senetler için, sağdaki ise büyüme hızımıza ait.

İki dönemde iki farklı ilişki

Bir farklılık var mı? Grafiklerden hoşlanmayanlar için yardımcı olmaya çalışayım: Evet, var. Şüphesiz salt grafiklere bakarak söylemiyorum bunları. Bu değişkenler arasındaki istatistiki ilişkileri her iki dönem için ayrı ayrı hesaplayarak da söylüyorum.

1992-2001 döneminde her iki değişkenin hareketi ters yönde. Aradaki ilişki çok belirgin değil, ama bulanık da değil. İlişki eş zamanlı. Diğer bir ifadeyle, birinde şimdi oluşan hareket diğerini mesela iki çeyrek sonra derinden etkilemiyor. Biri şimdi artarken diğeri şimdi azalıyor.

2002-2006 döneminde ise ters yönlü ilişki ortadan kalkıyor. Biri artarken diğeri de artıyor. Gerçi bu ilişki istatistiki anlamda çok belirgin değil; ama ilk dönemde olduğu gibi ters yönlü de değil. Bir diğer vurgulanması gereken nokta ise, son zamanlarda protesto edilen reel senet tutarındaki hızlı artış.

Bazı sorular

Ekonomi hızla büyürken protesto edilen senet tutarının azalması mı gerekir? Genellikle böyle olduğu düşünülüyor. Öyle ya, işler yolunda gidiyorken neden bazı insanlar borçlarını ödeme güçlüğüne düşsünler? Ekonominin büyümesi, özellikle de hızlı büyümesi işlerin yolunda gittiğinin bir göstergesiyse, protesto edilen senet tutarının da azalması gerekmez mi?

Eğer böyleyse, 2002 başından bu yana bu iki değişkenin beklendiği gibi hareket etmemesini nasıl açıklayacağız? Kolaya kaçılmak isteniyorsa ilk söylenecek şu: "Canım, büyüme bu kadar hızlıysa, neden protesto edilen senet tutarı artsın ki? Demek ki söylendiği kadar hızlı büyümüyoruz. Milli gelir rakamlarında yanlışlık olmalı."

Rakamlarda yanlışlığa getirince sözü işin içinden çıkmak mümkün değil. Senetlere ilişkin rakamlar neden kabul ediliyor? Ya da 1991-2001 arasındaki büyüme rakamları yanlışsa? Saçma soruların sonu yok. Geçelim.

Olası bir neden

Büyüme hızı ile protesto edilen senet tutarı arasındaki ilişkinin ters yönlü olduğunu her koşulda belirtmek o kadar kolay değil. Şu 'uç' örneği düşünürsek daha kolay anlaşılır ne demek istediğim. Hiç ekonomik faaliyet olmasın. Bu durumda senet alış verişi de olmayacak. Protesto edilen senetler de. Siz sağ, ben selamet.

Demek ki ekonomik faaliyetin hızla artması ile protesto edilen senet miktarının artması olasılığı da var. Kriz dönemlerinde ise tam tersini beklemek gerekir. Ekonomi hızla daralıyorken, şirketler ardı sıra batıyorken, şüphesiz protesto edilen senet miktarı da hızla artmalı. Zaten ikinci grafikte bu çok açık biçimde gözüküyor.

O zaman iki değişken arasındaki ilişkilere bakıp hemencecik yorum yapmak o kadar kolay değil. Hele hele büyük sonuçlara 'uçmak' hiç kolay değil. İlişki göründüğünden çok daha karmaşık (teknik deyimiyle doğrusal değil). Farklı dönemler için farklı bir çözümleme gerektiriyor bu karmaşıklık.

Karmaşıklık düzeyini artıran başka temel bir iktisadi neden de var. Normal koşullar altında ekonomi tarihsel ortalama büyüme hızı ile büyürken, o hıza uygun olarak yeni şirketlerin açılması bazılarının da kapanması beklenir. Yine ortada protesto edilen senetler vardır, ama çok fazla değildir. Bu ekonomide büyüme önemli ölçüde yavaşlıyor ise protesto edilen senet sayısında artış olabilir. Sonuçta büyüme hızı ile protesto edilen senet tutarı arasında o 'beklenen' ters ilişki oluşur.

Başka bir neden

Şimdi şunu düşünelim: Kendi doğal mecrasında büyüyen bu ekonominin işleyişine 'çomak' sokuyorsunuz. Yani, kapsamlı bir reform hamlesi başlatıyorsunuz. Ekonomi doğal mecrasının dışına taşıyor; çok daha hızlı büyümeye başlıyor. Çünkü peşi sıra yapılan reformlar sürdürülebilir (potansiyel) büyüme hızını artırıyor. Ama reformlar aynı zamanda kaybedenler ve kazananlar yaratıyor: Belli bir anda, ekonominin doğal mecrasında akması halinde ortaya çıkacak kazanan ve kaybeden sayısından çok daha fazla.

Mesela, bu reformlar nedeniyle lojistik firmaları kazanıyor, kamyoncular kaybediyor. Ya da hipermarketler kazanıyor, bakkallar kaybediyor. Bazı sektörler tümden olumsuz etkileniyor. Buna karşın diğer sektörler hızla büyüdüğü için ekonomi de hızla büyüyor. Ne beklenir bu durumda? Protesto edilen senet tutarının artmasını beklemez misiniz? 2002'den sonra iki değişken arasında belirginleşen farklı davranış biçimine biraz da bu çerçeveden bakmak gerekir.

Büyüme hızla artıyorken protesto edilen senet tutarının artabileceği doğrultusunda tüm bu ileri sürdüklerim araştırmaya muhtaç bir takım olasılıklar. Ama yabana atılacak gibi de değiller. Araştırmak gerekiyor. Daha önemlisi şu: Bu tür çözümlemelere hiç girişmeden, kolaycı sonuçlara ulaşmamak gerekiyor. Bu sonuçlardan yola çıkarak uygulanmakta olan programa 'atıp tutmak' ise bir garip oluyor. Önce bilimsel çözümleme, sonra 'atıp tutma'.

fatih1

Grafik 1: Protesto edilen senetlerin reel değerinde yıllık büyüme (düz çizgi) ve reel gayri safi yurtiçi hasıla büyüme hızı (kesikli çizgi): 2002.1 2006.3

Grafik 2: Protesto edilen senetlerin reel değerinde yıllık büyüme (düz çizgi) ve reel gayri safi yurtiçi hasıla büyüme hızı (kesikli çizgi): 1992.1 2001.4

 

Bu yazı 28.01.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

 

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları