The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Falanca AVM'nin yapımı için milyar dolara yakın kredi veren finansal sistem, neden aynı cömertlikle öğrenci kredisi açmıyor?
Üretim yapmak için makinelere ihtiyaç var. Türbinler, tornalar, presler, vinçler... Hepsine birden fiziksel sermaye diyoruz. Yatırım yaptıkça fiziksel sermaye miktarı artıyor. Bu nedenle yatırım düzeyinin zaman içinde nasıl hareket ettiği ile yakından ilgiliyiz. Sadece içinde bulunduğumuz dönemin büyüme oranını belirlemekle kalmıyor yatırım düzeyi; daha önemlisi, gelecek dönemlerdeki üretim düzeyini de şekillendiriyor çünkü.
Ama günlük tartışmalarda genellikle bir şeyi atlıyoruz. Tek sermaye çeşidi fiziksel sermaye değil. Bir de beşeri sermaye var. Üstelik beşeri sermaye olmadan ne fiziksel sermayeyi yaratmak mümkün ne de onu verimli bir biçimde kullanmak. Sıkça “Abi, eğitim şart” diyoruz da eğitimin aynı zamanda bir yatırım olduğunu ve beşeri sermaye düzeyini belirlediğini gözden kaçırabiliyoruz. Üretim için makinelere olan ihtiyaç kadar, çoğu zaman daha da fazla beşeri sermayeye ihtiyaç var.
Finansal sisteme bu açıdan da bakmak gerekiyor. Finansal sistemin iyi çalışması sadece daha çok yatırım yapılması ve fiziksel sermayenin arttırılması için gerekmiyor. Kredi genişlemesi ya da daralması süreçleri çok önemli. Hem yatırımı hem de tüketimi derinden etkiliyorlar çünkü. Kredi dalgalanmalarının eğitim yatırımları için de önemli olması gerekiyor. Bu gözle de bakabilmeliyiz kredi hacmindeki gelişmelere. Oysa şimdiye kadar böyle bir analiz gördüğümü hatırlamıyorum. Ortada böyle bir analiz olmamasının suçlusu fiziksel yatırımlara ve tüketime ilişkin kredi analizini yapanlar değil. Dişe dokunur bir eğitim kredisi sistemi olmayınca, mevcut koşulların eğitim kredisi üzerine etkilerinin analizi de olmuyor elbette.
7-8 Kasım’da Washington’da on dördüncü Jacques Polack konferansı vardı. Konferansın son oturumundaki panelin videosu IMF’nin web sayfasında var. Bir buçuk saatlik videonun hepsini dinlemeseniz de son üç dakikalık kısmında ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke’ye sorulan soruya odaklanabilirsiniz. Soru ‘krizden sonra artan işsizlik nedeniyle öğrenci kredilerinin geri ödenmemesi olasılığı’ üzerine. Bernanke’nin yanıtının bu yazı açısından önemi yok. Önemli olan, eğitim kredisi üzerine ABD Merkez Bankası Başkanı’na soru yöneltilmesi.
Oturup düşünmek gerekmiyor mu? Falanca AVM’nin yapımı için ya da filanca gazete ve televizyon istasyonunun satın alınması için ‘yatırım başına’ milyar dolara yakın kredi veren finansal sistem, neden aynı cömertlikle öğrenci kredisi açmıyor? Şüphesiz krediyi alacak öğrencinin bir ‘kredi geçmişi’ yok; geri ödeme kapasitesi bilinmiyor. Bu bir engel. Peki, finansal sistemin öğrenci kredisi alanında iyi çalışmamasının nedenlerini, sözünü ettiğim tip engelleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapamaz mı devlet? Yoksa, falanca bölünmüş yol ya da filanca futbol stadyumu her seçmenin gözüne batacak bir yatırım ‘abidesi’ iken eğitim yatırımının gözle görünmemesi mi temel sorun?
Bu köşe yazısı 12.11.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
N. Murat Ersavcı
10/12/2024
N. Murat Ersavcı
27/03/2024
N. Murat Ersavcı
07/12/2022
N. Murat Ersavcı
06/03/2022
Güven Sak, PhD
26/01/2022