The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / Dr. Hilmi Demir, Hüseyin Raşit Yılmaz
Yılbaşında İstanbul’da yaşanan terör saldırısı, bir süredir sadece güvenlik bürokrasisinin ve bir avuç akademisyenin vakıf olduğu bazı realitelerle toplumsal olarak sert bir şekilde yüzleşmemize neden oldu. Saldırının büyüklüğünün ve yarattığı sarsıntının yanı sıra saldırganın kimliği de büyük bir sorunu gözler önüne serdi.
Henüz resmi kaynaklarca açıklanmasa da saldırganın kimliğine dair iddialar medyada yer alıyor. Kuvvetle muhtemel Orta Asyalı, Türk kökenli bir IŞİD’liydi. Kendisiyle ortak özellikleri taşıyan, son yıllarda radikalleşmiş binlerce teröristten biriydi.
Son 10 yılda Asya’da dini radikaller tarafından gerçekleştirildiği düşünülen 47 saldırı oldu. Bu saldırılarda 377 kişi öldü, 865 kişi ise yaralandı. Saldırıların 34’ü silah, el yapımı patlayıcı, bombalı araç yahut canlı bomba ile yapıldı. 13’ünde ise bıçak kullanıldı. Profesyonel terörist saldırı şeklinde gerçekleşen 34 olayın faillerinin bölgedeki radikal örgüt mensupları olduğuna şüphe yok. Çin, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tayland’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılan bu saldırılar problemin çapını gösteriyor.
Orta Asya yüzyıllar boyunca İslam değerlerini Türk kültürü ile buluşturan, bilim, felsefe ve tasavvufu dini ilimler ile harmanlayan bir İslam anlayışının beşiği olmuştu. İslam’ın özgün, rasyonel ve farklılıklara izin veren yorumu olarak kabul edilen Hanefi Matüridiliğin doğduğu topraklarda artan radikalizm, gelinen noktada küresel bir tehdit olarak algılanmaya başladı.
Suriye’ye gelen yabancı savaşçılar içinde de Orta Asya kökenliler dikkat çekiyor. IŞİD militanları arasında Orta Asya kökenlilere özel birlikler oluşturuluyor. Bunların neredeyse tamamının Türk kökenli (Uygur, Özbek, Kazak, Kırgız vb.) olduğu malum. En vahşi katliamları yapanlar, çocuk savaşçılar maalesef bu birliklerden oluşuyor.
Peki Orta Asya’da ne oldu da bölge dini radikalizmin mayalandığı bir ana rahmi haline geldi?
Değerlendirme notunun devamı için tıklayınız.
Bu değerlendirme notu 9 Ocak 2017 tarihinde Al Jazeera Turk’te yayımlandı.
23/11/2024
22/11/2024
22/11/2024
25/10/2024
13/10/2024