İbrahim Anlaşmaları, Ağustos–Eylül 2020 döneminde ABD'nin arabuluculuğunda Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile yapılan anlaşmalarla başlayan, daha sonra Fas ve Sudan gibi ülkelerin katılımıyla genişleyen; İran’a karşı ortak güvenlik kaygıları, ekonomik entegrasyon ve teknolojik iş birliği temelinde, İsrail ile Arap dünyası arasında diplomatik normalleşmeyi hedefleyen bölgesel bir mutabakattır. Bu anlaşma henüz bölgedeki tüm aktörler tarafından imzalanmamıştır. Ancak 2025’in ikinci yarısında ABD-İsrail ittifakı, hem Gazze’deki 60 günlük geçici ateşkese dayanarak hem de haziran ayında yaşanan ABD–İsrail–İran gerilimini diplomatik bir fırsata dönüştürme amacıyla, Suudi Arabistan, Suriye ve Lübnan’ın da sürece dâhil edilmesini hedefleyen girişimlerini hızlandırmıştır. Batı Şeria’da bazı şeyhler tarafından ortaya atılan “Hebron Emirliği” önerisi ise anlaşmanın kapsamını yeni bir boyuta taşımıştır. Bununla birlikte, Gazze’de süren çatışmalar, İsrail’in İran’a yönelik operasyonları ve Filistin meselesi etrafında devam eden tartışmalar nedeniyle genişleme süreci hâlâ kırılgan bir yapıdadır; kamuoyu desteği ise sınırlı kalmaktadır. Yıllara dayanan ABD–İsrail ittifakının İbrahim Anlaşmaları bağlamında gerçekleşmesi hâlinde Orta Doğu’yu nasıl yeniden şekillendireceğini ve bölgenin ekopolitik yapısını nasıl etkileyeceğini ortaya koymak için, bu ittifakın teopolitik yönünün ve mevcut durumunun analiz edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.