Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Stok değişiminin büyümeye olumlu katkısı üzerine bazı gözlemler

    Fatih Özatay, Dr.04 Eylül 2020 - Okunma Sayısı: 935

    Pazartesi günü açıklanan yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH verilerinde ilgimi en çok çekenin stok değişimi olduğunu belirtmiştim. Ekonomimiz bir yıl öncesine kıyasla %9,9 oranında küçülürken, ekonomideki mal stok düzeyi önemli ölçüde artmış ve GSYH büyümesine 6,4 puan katkı vermişti. Farklı bir ifadeyle stok artışı olmasaydı ve stoklar aynı düzeyde kalsaydı küçülme oranımız %16,3 olacaktı. 2000’nin başından bu yana stok değişimlerinin GSYH büyümesine verdiği katkının gelişimi ilk grafikte yer alıyor.

    Gelin stok değişimine biraz daha yakından bakalım. 1980’nin ilk çeyreği ile 2020’nin ikinci çeyreği arasındaki dönemini ele alıyorum. 82 çeyrek var. Tüm bu dönemlerdeki stok katkılarını topladığınızda, dönemin toplam GSYH büyümesini 14,1 puan düşürdüğünü buluyorsunuz. Dolayısıyla, 82 çeyreğin ortalaması, yani çeyrek başına stok değişimi -0,17 puan olmuş. Bu kadar uzun dönemde hem stok artışı hem de stok azalması olacağına göre ve stok azalmasının ya da artışının sürekli olmayacağı dikkate alınırsa (şirketler ‘makul’ bir stok düzeyi ile çalışmak isteyeceklerine göre) 20 yıllık ortalamanın sıfıra yakın çıkması zaten beklenirdi. Öyle de çıkıyor. Bu ilk saptama.

    İkincisi, son dört çeyrekte hep stok artışı var. Toplam GSYH büyümesini 24,1 puan yükseltmiş. Çeyrek başına stok katkısı 4,8 puan olmuş. Bu dönemden önceki beş çeyrekte ise hep stok azalması var ve büyümeden 24,9 puan çalmış bu azalma. Çeyrek başına 5 puanlık bir azalmaya denk geliyor. Dolayısıyla, 9 çeyreklik bir dönemde stok değişimin katkısı yine sıfıra yakın. Böyle olmasaydı, son dört çeyrekte GSYH büyümesini artırıcı 4,8 puanlık katkı için herkesin “kaşının kalkması” gerekirdi. Ama öyle değil; kaşınızı kaldırma zahmetine girmenize gerek yok. Şimdi analizde bir değişiklik yapalım. Sadece ekonomimizin küçüldüğü dönemleri dikkate alalım ve o dönemlerde stok değişiminin büyümeye katkısını inceleyelim (ikinci grafik). Ekonomimizin (bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla küçüldüğü dönemler şunlar): 2001Ç1-2002Ç1 dönemi (4 çeyrek); 2008 Ç4-2009 Ç3 dönemi (4 çeyrek); 2016Ç3 (1 çeyrek); 2018Ç4-2019Ç2 (3 çeyrek) ve 2020 Ç2 (1 çeyrek). Tüm bu dönemde, yani toplam 13 çeyrekte stokların arttığı, yani stok değişiminin büyümeye olumlu katkı verdiği sadece iki dönem var: 2002Ç1 ve 2020Ç2. İlkinde stok birikimin katkısı 3,8 puan, ikincisinin katkısı ise 6,4 puan. Ayrıca, ilk dönemdeki stok artışı ondan hemen önceki üç dönemdeki stok azalmasından sonra geliyor. Oysa son dönemdeki artışı, kendinden önceki üç dönemde gerçekleşen stok artışından sonra gerçekleşiyor. Dolayısıyla, bu pencereden bakıldığında son dönemdeki stok artışı dikkat çekici hale geliyor. Bu da üçüncü saptama olsun.

    Dördüncüsü, stok değişimlerinin büyümeye olumlu katkısı ya da olumsuz etkisi, 2018 sonundan bu yana çok yüksek. Stok değişiminde keskin hareketler var. Bunu her iki grafikten de saptamak mümkün. Mesela, küçülme dönemlerinde stok değişiminin büyümeye toplam etkisi eksi 24,4 puan olmuş. Yani, stok değişimi büyümeden çeyrek başına 1,9 puan çalmış. En fazla olumsuz etki 2018Ç4-2019Ç2 döneminde: Çeyrek başına eksi 6 puan. Oysa küresel krizde stokların olumsuz etkide bulunduğu üç çeyreğin ortalaması eksi 3,8 puan.

    TÜİK’in, son dönemlerde büyümeye hem fazla olumlu katkı veren hem de ondan çok çalan bu aşırı stok oynamalarına daha yakından bakması yararlı olacaktır.

    Not: Büyümeye katkılara, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla büyümeye katkı olarak baktım. Bir önceki çeyreğe kıyasla büyümeye katkıya da bakmak gerekir. Onu da bir başka ‘meraklıya’ bırakayım.

     

    Bu köşe yazısı 03.09.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır