Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Her veri bilgi midir

    Hasan Ersel, Dr.04 Ocak 2008 - Okunma Sayısı: 1207

     

    Dışa açılma deneyimimiz başladıktan sonra dünyada neler olup bittiği ile biraz daha fazla ilgilenmeye başladık. Başka ülke ekonomilerinde olup bitenlerin bizler üzerindeki etkilerini hesaba katmamız gerektiğini, bazen yüksek fiyat ödeyerek öğrenmeye başladık. Bu yönde yeterince yol aldık mı, emin değilim. Ama giderek başka ülkelerdeki iktisadi verilerin eskiye oranla çok daha ilgi çektiği açık. Hele son birkaç yılda ABD ekonomisine ilişkin verileri neredeyse Türkiye'ninkilerden daha fazla duyar hale geldik. Televizyon kanallarında sık sık "ABD'nin filan verisi falan gün yayımlanacak" türü haberler veriliyor. Amerikalılar da sözlerinin eri oldukları için o gün bu veriler yayımlanıyor. Bu defa televizyonlar ve gazeteler bu verileri bizlere duyuruyor. Peki biz bunları duyunca bilgilenmiş oluyor muyuz? Emin değilim. Örneğin "ABD'nin perakende satışlar verisinin beklenenden çok ya da az çıkması" ne demek? Bu soruya doğru dürüst yanıt verebilmek için herhalde ABD'de perakende satışların hangi bağlamda ve ne ölçüde önemli olduğunu bilmek gerekiyor. Tabii "beklenenden az ya da çok olmanın" ne demek olduğunu da. Demek ki dünyanın bu en büyük, en karmaşık ekonomisini modelleyecek ya da hiç olmazsa bu konuda yapılmış modelleri anlayacak kadar ABD ekonomisi üzerinde düşünmüş olmamız gerekiyor. Türkiye'de muhakkak bunu yapabilecek insanlar vardır. Ama çok sayıda olduğunu sanmıyorum. Peki o zaman benim gibi, ABD ekonomisinin nasıl çalıştığını anlayamayan birisi için bu veriden haberdar olmak bilgi edinmek midir? Bana "değildir" gibi geliyor. Ama olay bir de şöyle düşünülebilir: Türkiye'de ABD ekonomisine ilişkin verileri takip edenlerin niyeti, Ben Bernanke'nin yerine geçmek değil ki! Bu verilerle ilgilenenlerin amacı, piyasalardaki hareketleri izleyebilmek. Bu veriler, büyük (uluslararası) piyasa oyuncuları için "bilgi" niteliğinde. Onlar bunları hesaba katarak davranışlarını oluşturuyor. Aynı piyasalarda oynayan bizlerin de bu verilerden haberdar olması, onların davranışlarını anlayabilmek için önemli. Dolayısıyla söz konusu veriler yayımlandığında, piyasadaki büyük oyuncuların nasıl hareket edeceklerini kestirebilmek yeter. Bunun için de ABD ekonomisini bilmek gerekmez. Onların davranışları ile bu veriler arasındaki bağıntıyı çıkarmak yeterli olur. Ama galiba olmuyor. Fatih Özatay (TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi), Erdal Özmen (ODTÜ) ve Gülbin Şahinbeyoğlu (TCMB) tarafından yapılan yeni bir çalışma ["Emerging Market Sovereign Spreads, Global Financial Conditions and U.S. Macroeconomic News", 28-30 Aralık 2007 tarihleri arasında Kahire'de yapılan ERF XIV. Yıllık Konferansı'na sunulan tebliğ], bir yan ürün olarak, bu konuya da ışık tutuyor. Yazarlar 18 gelişmekte olan ülkenin devlet tahvillerinin getirilerinin gelişmiş ülkelerinkilerden olan farklarını hangi değişkenlerin açıkladığına bakıyorlar. Bir bulguları şu: Gerçekten de piyasa oyuncuları ABD'den gelen makroekonomik haberleri hesaba katıyor. Ama bu haberleri kullanma biçimleri, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu duruma göre değişiyor. Aynı haber enflasyonist baskı olduğunda "kötü"yken, bu baskının olmadığı durumda "iyi" olarak yorumlanıyor. Demek ki, bu oyuncuların davranışlarını kestirebilmek için bile ABD ekonomisi hakkında bir şeyler bilmek gerekiyor. 2008'de ABD ekonomisinin yine gündemde olacağı aklıma geldi de.

     

    Bu yazı 04.01.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır