logo tobb logo tobbetu

Borç Yönetiminin Kurumsal Yapısı: Nereye Gidiyoruz? Değerlendirme Notu / M. Coşkun Cangöz  
Haber resmi
20/09/2019 - Okunma sayısı: 6884

 

12 Eylül 2019 tarihinde yapılan düzenleme ile borç idaresinin 2002 yılından bu yana süregelen kurumsal yapısında değişiklik yapılmıştır. Buna göre Kamu Finansmanı ve Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğünce yürütülen borçlanma fonksiyonlarının önemli bir kısmı Borçlanma Genel Müdürlüğü adı altında oluşturulan yeni bir genel müdürlüğe aktarılmıştır.

Yapılan düzenleme ile borç yönetiminden sorumlu genel müdürlük sayısı ikiden üçe çıkmıştır. Dolayısıyla önceki yapıda da bulunan parçalı yapının konsolide edilmesi yerine genişletilmesi durumu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, Borçlanma Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla sadece genel müdürlük sayısı artmamış, aynı zamanda yeni genel müdürlüğün İstanbul’da faaliyet gösterecek olması nedeniyle fiziksel bir parçalanma da söz konusu olmuştur.

Hazine borçlanma programının oluşturulması ve hayata geçirilmesinde bir makinenin dişlileri gibi birlikte faaliyet gösteren üçlü ofis yapısının farklı şehirlerde konumlandırılması operasyonel risk yaratması ve önemli koordinasyon sorunlarına neden olması gibi nedenlerle dünyadaki başarılı uygulamalara zıtlık göstermektedir. Kararname ile yapılan düzenlemenin yasal gerekçesi bilinmemekle birlikte, Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda finans piyasalarına yakınlık gerekçesi öne çıkartılmaktadır. Ancak, 2002-2013 döneminde borçlanma maliyet ve risk göstergelerindeki istikrarlı iyileşme ve buna paralel olarak artan yabancı yatırımcı payı,  etkin ve başarılı borç yönetimi için finansal piyasalara yakınlık argümanının geçerli olmadığını ve önceki yapıda borç yönetiminin başarıyla yürütüldüğünü göstermektedir. Öte yandan, borç ofisinin ön ofis fonksiyonlarının orta ve arka ofis fonksiyonlarından ayrıştırılarak farklı bir şehirde faaliyet göstermesinin dünyada bilinen bir örneği bulunmamaktadır.

Borç maliyet ve risk göstergelerinde 2013 yılına kadar süren iyileşme süreci bu tarihten sonra yerini kötüleşmeye bırakmıştır. Göstergelerdeki bozulma yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle 2018 yılından itibaren hızlanmıştır. Nitekim borçlanmanın maliyeti artarken vadesi kısalmıştır. Yurtiçinde döviz cinsinden borçlanma yeniden başlamış, dış borçlanma önceki dönemlere kıyasla önemli ölçüde artmıştır. Bu durum borç stokunun döviz kuruna olan duyarlılığının yükselerek 2001 krizi sonrası dönemlerdeki seviyeye gelmesine neden olmuştur.

Bütçe faiz dışı dengesinde tedbir alınmadığı ya da özelleştirme gelirleri, Merkez Bankası karının/ihtiyat rezervinin Hazineye aktarılması gibi bir defalık yeni kaynakların yaratılamaması durumunda artan borç geri ödemeleri nedeniyle önceki yıllara göre daha fazla borçlanmaya gidilmesi kaçınılmaz görülmektedir. Bu durumda bozulmakta olan maliyet ve risk göstergelerinin daha da fazla bozulması beklenen bir sonuç olacaktır. Borçlanma koşullarının ve genel olarak borç yönetiminin iyileştirilmesi ise kurumsal yapının güçlendirilmesi ve etkin bir şekilde işletilmesi ile mümkündür.

Borçlanma politikalarının etkinliği ve kurumsal yapının yeterliliği kamu maliyesinin sürdürülebilirliği ve finansal istikrar açısından son derece önemlidir. 2001 yılından sonra Hazine bünyesinde oluşturulan borç yönetimi kapasitesi diğer ülkelere örnek oluşturan bir model haline gelmiştir. Ancak kurumsal yapının ahengini olumsuz yönde etkileyecek düzenlemeler sistemin etkinliğini bozacak ve operasyonel risklere açık hale getirecektir.  Ayrıca, borç yönetimindeki parçalı yapı yüksek geri ödeme ve artan borçlanma ihtiyacı konjonktüründe borçlanma maliyet ve risklerinin de olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilecektir.

 

Değerlendirme notuna erişmek için tıklayınız.

Etiketler: Borç yönetimi,

Yazdır

« Tüm Haberler