TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu/ Prof. Dr. Hilmi Demir
DEAŞ, 28 Haziran 2014 yılında tüm dünyaya İslam Devletini kurduğunu ve sözde Halife olarak da Ebu Bekir el Bağdadi el Hüseyni el Kureyşi’nin atandığını duyurmuştu. Böylece DEAŞ adını İslam Devleti (İD) olarak değiştiriyordu. 26 Ekim 2019 tarihinde DEAŞ’ın lideri Bağdadi’nin ölümü duyurulunca, güvenlik uzmanları hilafetin devam edip etmeyeceğini sorgulamaya başladılar. Çünkü bu süre içinde DEAŞ Irak ve Suriye’de karasal egemenliği ve Devlet karakterini gösteren sembolik kurumlarını kaybetmişti. Birkaç gün sonra Bağdadi’nin yerine Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi ismiyle birinin seçildiği ilan edildi. Bunun anlamı DEAŞ’in Hilafet söyleminden vazgeçmeyeceğiydi. Peki savunmada zorlansa bile DEAŞ’i Hilafet iddiasından vaz geçirmeyen motivasyon neydi? Sanırım bunun anlaşılması için Hilafetin DEAŞ için ne anlama geldiğine bakmamız gerekecek.
Bu değerlendirme notunda Hilafetin DEAŞ’a iki temel kaynak sunduğunu göstermeye çalışacağım. Bunlardan birincisi iç işleyişle ilgili: Hilafet DEAŞ için, iç mobilizasyonu destekleyen bir öneme sahip; liderlik, cihat ve propagandayı belirliyor. İkincisi ise, dış bağlamsal fırsatlarla ilgili; düşmanlaştırma, eleman temini ve kamusal düzen inşası.
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.
02/10/2024
01/10/2024
27/09/2024
27/09/2024
24/09/2024