TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV’ın Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) desteği ile hazırladığı “Deprem Bölgesinde Sürdürülebilir İş Gücü Saha Araştırması: İhtiyaçlar ve Fırsatlar” başlıklı iş gücü değerlendirmesine göre bölgede en çok ihtiyaç duyulan unsurlar istihdam, iş gücü ve işyeri desteği olarak öne çıktı. Çalışma bulgularının insan sermayesinin geliştirilmesi ve korunması anlamında da faydalı olacağı öngörülüyor.
Türkiye'nin güneydoğusunda 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerin ardından afet bölgesindeki beşeri sermaye ihtiyacına ışık tutmak için TEPAV tarafından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) desteği ile hazırlanan ve deprem bölgesindeki işletmelerin devamlılığı ile belediyeler tarafından sunulan hizmetlerin sürekliliği için talep edilen iş ve becerileri ele alarak ulusal ortaklar ile uluslararası toplum tarafından iş gücü iyileştirme politikaları, stratejileri ve planlarının oluşturulması konusunda bilgi altyapısı sağlamayı amaçlayan “Deprem Bölgesinde Sürdürülebilir İş Gücü İyileşmesi: İhtiyaçlar ve Fırsatlar” başlıklı hızlı iş gücü değerlendirmesi tanıtım etkinliği 19 Temmuz 2023 Çarşamba günü TEPAV’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR, UNDP, UNICEF, ILO, KOSGEB, Gıda ve Tarım Örgütü, TOBB, Türkiye Belediyeler Birliği, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, AB delegasyonu yetkilileri ile akademisyenlerin geniş katılım gösterdiği toplantının açılış konuşmaları EBRD Başkan Yardımcısı Mark Bowman ve TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak tarafından yapıldı.
Toplantı, TEPAV Sürdürülebilirlik Çalışmaları Program Direktörü Sibel Güven’in EBRD-TEPAV Saha Araştırması ve Sonuç Raporu sunumunun ardından soru cevap bölümü ile sona erdi.
Odak noktamız depremin iş gücü üzerindeki etkisiydi
Şubat ayında meydana gelen ve hem Türkiye hem de Suriye için büyük bir felaket olan depremin ardından nisan ayında anket çalışmasını gerçekleştirdiklerini söyleyen TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, “Bu anket çalışmasını tamamlamak kolay olmadı. Bu çalışmada odak noktamız depremin iş gücü üzerindeki etkisiydi. Deprem gerçekleştiğinde TEPAV’da ilk olarak bir hasar tespit çalışması gerçekleştirdik fakat bu çalışma iyileşme veya depremden etkilenen bölgelerde hızlı bir şekilde yeniden hayata başlamak için yeterli değildi. Bu nedenle depremden etkilenen bölgelerde ekonomiye hızlı bir başlangıç yaptırabilmek için gerekli olan iş gücü ihtiyacına yönelik bu iş gücü değerlendirmesinde bize destek olan EBRD’ye teşekkür ederiz” dedi.
Depremin olumsuz etkileri senelerce devam edecek
Türkiye’nin tarihinde eşi benzeri olmayan deprem felaketinin altyapı üzerinde yarattığı yıkımın, geçim kaynakları üzerindeki tahribatın ve can kayıpları üzerindeki etkisinin herkes tarafından bilindiğine dikkat çeken EBRD Başkan Yardımcısı Mark Bowman, “Depremin bölgedeki geçim kaynakları ve insan sermayesi üzerindeki etkisi senelerce devam edecek. Türkiye’nin Güney Doğusu zaten insan sermayesi, finansal kaynaklara kısıtlı erişim, kısıtlı belediye hizmetleri gibi birçok zorlukla karşı karşıyaydı. EBRD olarak hızlı şekilde harekete geçerek felaketlere cevap verme paketi bağlamında bölgenin iyileşmesi ve yeniden yapılandırılması için 2023-2024 boyunca 1,5 milyar Euro’ya kadar bir yatırım katkısı sağlamaktan dolayı çok mutluyuz” dedi.
Dört ana alan üzerine odaklandık
Değerlendirmede dört ana alan üzerinde yoğunlaştıklarını söyleyen Bowman, “Depremden doğrudan etkilenen işletmelerin ve bireylerin finans kaynaklarına erişimini temin edebilmek adına felaketin etkilerini saran ve bölgenin yeniden yapılandırılması adına görev alan şirketler dışında partner finansal kuruluşlar ve bankalarla birlikte çalışıyoruz. Depremin gerçekleşmesinden hemen sonra sadece bir ay içerisinde yerel bankalar için 600 milyon euroluk bir kredi onayladık ve bu paranın çok büyük bir kısmı bölgedeki işletme ve bireylere ulaşmış durumda. İkinci odak noktamız altyapı. Hazine ve Maliye Bakanlığıyla belediyelere destek sağlamak için işbirliği içerisindeyiz. Bölgedeki faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için demiryollarıyla çalışmaya devam edeceğiz. Üçüncü nokta, şirketler. Halihazırda var olan hatlar üzerinden çalışmalarına devam edebilmeleri için sermaye ve sermaye giderlerine katkı sağlıyoruz. Kobilerle tavsiye niteliğinde, tedarik zinciri finansmanı ve iş gücüne ulaşımı temin etmek noktasında çalışıyoruz. Dördüncü olarak EBDR iş gücü bağlamında, daha iyi kalkınabilmek adına yetenekleri çekebilme ve beceri geliştirebilme noktasında sektörler arası desteklerde bulunacak” açıklamalarında bulundu.
Çalışma çıktıları desteklerimize yön verecek
TEPAV’la bu değerlendirme raporunun hazırlanmasında birlikte hareket etmekten dolayı son derece mutlu olduklarını ifade eden Bowman, “Bu çalışma bizim bölgedeki iş gücü açığını ve ihtiyaçlarını anlamamızı, analiz etmemizi sağlayacak ve bu çalışmanın çıktıları/bulguları bizim özel sektöre ve belediyelere depremden etkilenen bölgelerde faaliyetlerini sürdürebilmeleri anlamında destek olarak vereceğimiz yatırımlarımıza yön verecek. Aynı zamanda ulusal iyileşme planı kapsamında insan sermayesinin geliştirilmesi ve korunması anlamında yardımcı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Fırsat ve cinsiyet eşitliği yaklaşımlarını çok önemsiyoruz
“Türkiye ülke stratejimizle uyumlu olacak şekilde topluluklar ve işletmeler üzerinde çok kuvvetli bir odak noktamız mevcut” diyen Bowman, sözlerine şöyle devam etti: “Fırsat eşitliği stratejimizle uyumlu şekilde cinsiyet ve kapsayıcılık konularına odaklanmış durumdayız. Sürdürülebilir iyileşmenin önemli noktalarından biri olarak özel sektör önderliğinde fırsat eşitliği, cinsiyet eşitliği, kadınların iş gücüne katılımını destekleme yaklaşımlarını çok önemli buluyoruz. Bunun yanında işletmelerin gelecek şoklara ve krizlere dayanıklı şekilde iş gücüyle geçim kaynaklarını sürdürülebilir ve kapsayıcı bir şekilde yeniden inşa etmelerini çok önemsiyoruz. TEPAV’a depremden hemen sonra başlatılan ve son derece zor şartlarda gerçekleştirilmiş bu değerlendirme çalışması için teşekkür etmek istiyorum. Bu değerlendirme çalışmasının sonuçları sadece yatırımlarımızı yönlendirme için değil bu felakete karşı tutumumuz ve insan sermayesi ihtiyaçlarına karşılığımız açısından son derece kullanışlı olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bölgede ücretli çalışanların sayısı deprem öncesine göre %23,6 azaldı
Toplantıda EBRD-TEPAV Saha Araştırması ve Sonuçlarını paylaşan TEPAV Program Direktörü Sibel Güven, depremin gerçekleştiği dönemde deprem bölgesi olarak belirlenen alanın Türkiye nüfusunun %16,5’ini kapsadığını ve milli gelirin %9,3’ünü oluşturduğunu aktararak “Deprem bölgesindeki yapıların yaklaşık %40’lık kısmı ya çöktü ya da ciddi hasar aldı. Deprem bölgesinde ücretli çalışanların sayısı deprem öncesi döneme göre %23,6 azaldı. Deprem bölgesindeki işletme sayısında toplamda 66 binlik bir düşüş gerçekleşti. Kısa dönem izinden faydalanan sayısı işsizlik ödeneğinden faydalananlarla birlikte bölgedeki iş gücünün %12,3’ünü oluşturuyor. Adana, Hatay, Osmaniye ve Gaziantep’te 11-14 Nisan tarihlerinde 288 işletmeyle gerçekleştirilen anketler neticesinde iş gücü piyasasındaki daralma %28 olarak gerçekleşmiş durumda. Hatay, %61 ile toplamda en çok daralmanın olduğu bölge olarak öne çıkıyor. Bunu %22 ile Adana ve %14 ile Osmaniye takip ediyor. Gaziantep %3 ile daralmanın dört il arasında en az gerçekleştiği il. İmalat, tekstil ve tarım sektörleri en çok etkilenen sektörler olarak ön plana çıkıyor. Hatay iş gücü daralmasından en çok etkilenen il olmakla birlikte EYT iş gücü kaybı anlamında diğer üç il için önemli bir risk oluşturuyor” açıklamalarında bulundu.
İş gücü talebinin en yüksek olduğu il Hatay
Ankete göre, iş ihtiyacının yarısının imalat, tarım ve satış-pazarlama sektörleri ve/veya departmanlarındaki teknik personel için gerekli göründüğünü aktaran Güven, “İl dağılımlarına göre, tüm pozisyonlar için iş gücü talebinin en yüksek olduğu ilin Hatay olduğunu görülmektedir “dedi.
En çok istihdam, iş gücü ve işyeri desteğine ihtiyaç var
Güven, ankette depremin işyerlerine ağır zarar vermesinin ticari faaliyetleri sınırlayan en bağlayıcı kısıt olarak belirtildiğini kaydederek “İstihdam, iş gücü ve iş yeri desteği en çok ihtiyaç duyulan destek alanlarıdır. Çukurova Kalkınma Ajansıyla yapılan görüşmeye göre Adana'da iş gücü kaybı yok, ancak bölgedeki tedarik zincirinin bozulması nedeniyle işletmeler ekonomik olarak etkilendi. DOĞAKA’dan alınan bilgiye göre, Hatay'da yoğun nüfus hareketliliği nedeniyle iş gücü ihtiyacı değerlendirmesi tamamlanamadı. İpekyolu Kalkınma Ajansı’ndan elde edilen verilere göre ise Nurdağı ve Islahiye bölgesi depremden en çok etkilenen bölgeler olarak tespit edildi” şeklinde konuştu.
İş gücü kaybı farklı iş açıklarına yol açıyor
Bölgedeki önemli iş gücü kaybının çeşitli sektörlerde farklı iş açıklarına yol açtığına dikkat çeken Güven, “Atıkların geri dönüşümü ve inşaat faaliyetleri yoğunlaştı. Gaziantep'te ayakkabıcılık ve tekstil, Hatay'da ise dericilik emek yoğun sektörlerin başında geliyor. İş gücü açığını hafifletmeye ve beceri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik projeler geliştirilebilir ve desteklenebilir. Hatay'da kurulacak yeni deri sanayi sitesinde yer alacak atölyeler uygun faiz oranlarıyla kredi veya hibe ile desteklenebilir. İş gücü açığı olan sektörlerde çalışmak üzere mesleki eğitim almaya gönüllü olanlara sertifika vererek iş garantisi sağlayan projeler geliştirilebilir. Kadın istihdamını desteklemek için kadın kooperatifleri ile işbirliği yapılabilir. EYT kaynaklı emekliler, çalışmaya hazır deneyimli iş gücü potansiyeline sahiptir. Depremden etkilenen ve işini kaybetmiş kişiler için uygulanacak psikososyal güçlendirme destek programları oluşturulabilir. Bölgesel Kalkınma Ajansları, yerel istihdam kuruluşları, oda ve borsalar veya diğer ortaklarla işbirliği yapılabilir” dedi.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Raporun İngilizce versiyonuna buradan ulaşabilirsiniz.