TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
TEPAV, “Asya’dan Avrupa’ya Küresel Finans Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Konferansı”yla dünyadaki finansal dönüşümü ülke örnekleriyle tartışmaya açtı.
İSTANBUL - TEPAV, 19 Ekim 2011 Çarşamba günü İstanbul’da Dünya Bankası ile birlikte “Asya’dan Avrupa’ya Küresel Finans Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferansta, Avrupa ekonomisindeki durum bağlamında finansal yeniden yapılanma süreci ve Asya’daki gelişmeler çerçevesinde de KOBİ’lerle girişimcilerin finansmanı konusu konuşmacıların aktardığı ülke deneyimleriyle birlikte tartışıldı.
Açılışta konuşan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau ise, şu üç başlıkta Türkiye’nin ihtiyaçlarını sıraladı:
- Yatırım ortamının iyileştirilmesi için altyapı yatırımlarının arttırılması,
- Verimliliği arttırmak için inovasyonun geliştirilmesi,
- Uzun vadeli bir yatırım olarak eğitim ve öğretimin geliştirilmesi ile çalışan becerilerinin arttırılması.
TEPAV Finans Enstitüsü Direktörü Fatih Özatay ise, Türkiye ekonomisinin 2001 ve 2009 yıllarında hemen hemen aynı ölçüde daralıp toparlandığını belirtirken, “Ama her ikisinde uygulanması gereken politikalar farklı oldu. İlkinde ekonomik istikrar olmadığı için maliye politikasında genişletmeye gidilemezken, 2009’da istikrar olduğu için bir miktar mali genişlemeye gidilebildi” şeklinde konuştu.
“Yabancı sermaye girişine dikkat”
Türkiye’deki son 50 yıllık performansa bakıldığında kişi başına gelirde AB ülkelerine bir yakınsama sağlanamadığına dikkat çeken Özatay, “Oysa AB içinde fakirler zenginlere yakınsadı” dedi. Özatay, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde gerekli reformları hayata geçirmemesi ve istikrarsızlık halinde yabancı sermaye girişi konusunda sorun yaşayabileceğini ifade etti.
İlk oturumda Polonya Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Andrzej Raczko da ülkesinin özellikle AB üyeliğiyle birlikte ekonomide yaşadığı gelişmeleri dile getirdi.
“Avrupa ve Finansal Yeniden Yapılandırma” başlıklı ilk oturumda konuşan Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Baş Ekonomisti Juan Zalduendo, uluslararası sermaye akımlarının ülkelerdeki büyümeyi artırabilmesi için istikrarın “gerekli ancak yetersiz” olduğunu dile getirdi. Zalduendo, kurumsal altyapının da kaliteli olması ihtiyacına vurgu yaptı. Bu çerçevede AB’ye üye ülkelerin çeşitli reformlarla doğrudan uzun vadeli kaliteli yabancı sermayeyi çekmek suretiyle yatırımlarını artırdığını söyleyen Zalduendo, bu ülkelerin büyüme konusunda bu süreçten olumlu etkilendiğini belirtti. Zalduendo, bu etkinin sermaye girişi olsa da reformları gerçekleştirmemiş olması nedeniyle Latin Amerika ile diğer ülkelerde gözlenmediğine ve sermaye hareketlerinin risklerin kontrol altında tutulabilmesi için iyi yönetilmesi gerektiğine işaret etti.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da konferans kapsamında kısa bir konuşma yaptı. Hisarcıklıoğlu, dünyada finans sektörünün özel sektörü desteklemesine özellikle krizle birlikte artan ihtiyaca ve İstanbul’un Finans Merkezi olması konusunda süren çalışmalara yönelik duyduğu memnuniyete değindi.
“Özel sektör kredileri çok düşük”
“Asya ve Girişimcilik Finansmanındaki Yenilikler” başlıklı ikinci oturumda konuşan TEPAV Direktörü Güven Sak ise, Türkiye’de bankacılık sisteminin yeteri kadar gelişmediğini söyledi. Sak, Türkiye’deki bankaların özel sektöre verdikleri kredilerin milli gelir içerisindeki payının sadece yüzde 36.5 iken, bu oranın Orta Doğu ile Kuzey Afrika ülkelerinde ortalama yüzde 51 ve AB’de yüzde 141 olduğuna dikkat çekti. Toplam krediler içinde KOBİ’lerin payının ise yüzde 36’lar civarında olmasının şirketlerin büyümesinin önünde önemli bir engel teşkil ettiğini vurgulayan Sak, finansal yapıdaki bir diğer önemli eksikliğin risk ve girişim sermayesi imkânlarının kısıtlılığı olduğunu belirtti.
KOBİ’leri güçlü Çin’de, kredilendirme yüksek
Konferansta deneyimlerini paylaşan Çin Bankacılık Düzenleme Komisyonu Politika ve Araştırmalar Genel Direktörü Liu Chunhang, Çin ekonomisinde KOBİ’lerin önemine işaret ederken, KOBİ’lerin işletmelerin yüzde 99’ını ve milli gelirin yüzde 60’ını oluştururken; bu işletmelerin yeni patentlerin yüzde 66’sı ve yeni geliştirilen ürünlerin yüzde 82’sine de sahip olduğunu kaydetti.
Komisyon olarak bankalardan küçük işletmelere toplam kredi oranında ya da ondan daha fazla oranda küçük işletmelere kredi vermesini istediklerini belirten Chunhang, Çin hükümetinin KOBİ’lere örneğin belli kriterler doğrultusunda gelir vergisi indirimi sağladığını söyledi. Chunhang, kredilendirmede bankaların yanı sıra çeşitli aktörlerin de işletmelere destek verdiğini anlattı.
G. Kore, melek yatırımını geliştirme peşinde
Kore Sermaye Piyasası Enstitüsü Politika ve Düzenleme Departmanı Başkanı Yong Rin Park da, Güney Kore’nin başta erken dönem yatırımlar olmak üzere işletmelere girişim ve risk sermayesi konusunda önemli destekler verdiğini ancak ülkede danışmanlık açısından önem taşıyan aktörler olan melek yatırımcıların öne çıkmadığını kaydetti. Park, halen bu alandaki fon kaynaklarının büyük ölçüde hükümet kaynaklarına dayandığını da söyledi.
Toplantıda yapılan sunumlara İngilizce haber üzerinden ulaşmak için tıklayınız.
02/10/2024
01/10/2024
27/09/2024
27/09/2024
24/09/2024