Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Ucuzlayan otomobil, artan işsizlik

    Fatih Özatay, Dr.17 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 882

    Geçen sonbahardan beri üzerinde duruyorum. Sadece ben değil, başkaları da: İşsizlik yardımından yararlanmanın kolaylaştırılması, yararlanma süresinin artırılması, işsizlik yardım miktarının gözden geçirilmesi, işsizlerden özellikle vasıfsız olanlara yönelik beceri artırma eğitimlerine ağırlık verilmesi üzerinde.

    Bu geçen sürede ki yaklaşık dokuz ay (eylül-mayıs), bunlardan bazılarının ele alınacağı hakkında yetkili ağızlardan aralıklarla demeçler dinledik. Ama hâlâ ortada dişe dokunur bir karar yok. İşgücü piyasasına yönelik atılan en önemli adım (başka adım atılmayınca atılan tek adım 'en önemli adım' oluyor elbette) "işten çıkarmayın bir süre ücretlerini biz ödeyelim" şeklinde tercüme edebileceğim esnek çalıştırmaya izin verilmesi oldu. Son rakamları bilmiyorum, ama başlarda yararlanan sayısı çok azdı. Zira yararlanma koşulları çok zorluydu; çıta epeyce yüksekti.

    Elbette tüm ülkelerin bütçeleri şu sıralarda bozuluyor: Küresel krizde azalan milli gelirlerin düşürdüğü harcamalar nedeniyle vergi gelirleri azalıyor. Ama bizde bir de seçim nedeniyle boşa attığımız cephane yüzünden bozuldu bütçe. Sadece bu da değil, İtalya ya da ne bileyim Fransa'nın Türkiye'ye daha fazla otomobil satmasına yol açan mart ortasında alınan vergi indirimi kararı nedeniyle de kıt cephanemizi harcadık.

    Seçim öncesi yerel yönetimlere normalin çok üzerinde aktarılan kaynakların ve vergi indirimi sırasında feragat edilen vergi gelirlerinin bir kısmı ile ilk paragrafta sayılan önlemler rahatlıkla alınabilirdi. Üstelik gösterdik ki bu yolla doğrudan yurtiçinde üretilen mallara yapılan harcamaları tetiklemek mümkün. Ne önemi var bunun?

    Şu: Ekonominizin küçülme hızını yavaşlatmayı olanaklı kılıyor. İkincisi, vergi gelirlerinizdeki erozyonun bir kısmına set çekiyor.Bunlar kısa vadeli kazanımlar. Orta vade açısından baktığınızda ise özellikle nitelik artırıcı eğitimler işgücünüzün kalitesini yükseltiyor. Teknik deyimle beşeri sermayeniz artıyor. Bu, potansiyel üretim düzeyinizin yükselmesi anlamına geliyor.Bütün bu makroekonomik nedenler bir tarafa işin bir de sosyal boyutu var: Zaten otomobil alma gücünde olan bir kişinin daha ucuza otomobil alması mı önemli, yoksa işsiz birisinin evine yiyecek bir şeyler götürebilmesi, yarına biraz daha umutla bakabilmesi mi?

    Üstelik işsizlik yardımları daha cömert hale getiriliyorken bir takım seçenekler üzerinde de durulabilirdi. Okuma çağında çocuğu olanlara çocuklarını okula gönderme koşuluyla daha fazla yardım yapılabilirdi mesela. Bunun ne önemi var? Çok...

    Bakın Kanada için yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları ne gösteriyor: "İyi tasarlanmış gelir transferleri (bizim örneğimizdeki işsizlik yardımı ve beceri artırıcı eğitimler gibi) ailelerin sadece tekrar iş bulmalarına yardımcı olmuyor, aynı zamanda bir sonraki neslin akıl sağlını, eğitim düzeyini ve davranış biçimini geliştiriyor. Bu tür yardım alan ailelerin çocukları ile almayanların çocukları arasında sayılan özellikler ilk grup lehine oldukça farklı". Bu farklılıkları bazı bilimsel ölçümler sonucunda ortaya koyan çalışmanın kısa bir özeti için VOX web sayfasına bakılabilir (Yazarlar: Milligan ve Stabile, 15 Mayıs 2009; http://www.voxeu.org/.).

    Hiç olmazsa bundan sonra içsel tutarlılığı olan, hem kısa hem de orta vadeyi gözeten, işin sosyal boyutunu da hiç akıldan çıkarmayan bir ekonomik program üzerinde çalışılması umuduyla...

    Bu yazı 17.05.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır