Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Nedir bu bankalardan çektiğimiz?

    Fatih Özatay, Dr.21 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 936

    Dünyanın hiçbir yerinde kriz yokken, büyük bir marifet göstererek çıkardığımız 1994 krizini hatırlıyor musunuz? Kriz öncesindeki takıntı Hazine'nin borçlanma faizinin yüksekliği üzerindeydi. Suçlanan da Hazine'ye 'para satan' bankalardı. Gerçekten de 1993 yılının son dört ayında borçlanma faizleri yüzde 80-92 aralığında seyrediyorlardı ve yüzde 66 düzeyinde olan enflasyonun çok üzerindeydiler.

    Yüksek reel faizden yakınanın ne yapmasını beklersiniz? Yakınanın, istenmeyen sonuca yol açan temel nedenleri ortadan kaldırması gerekmez mi? Çok yüksek olan faiz, Hazine'nin borçlanma faizi olduğuna göre, faizi düşürmenin yolu Hazine'nin borçlanma gereksinimini azaltmaktan geçmez mi?

    Elbette bugünden yarına Hazine'nin borçlanma ihtiyacı hemen ortadan kalkmaz. Ama öyle inandırıcı bir ekonomik program ortaya koyarsınız ki zamanla bütçe açığının çarpıcı biçimde düşeceğini kanıtlarsınız. Bu durumda faizler de inişe geçer.
    Ama o dönemi yaşayanlar hatırlayacaktır: Bunun yerine yapılan, Hazine'nin borçlanma ihtiyacının Merkez Bankası'na (MB) para bastırılarak karşılanması oldu. Bu nedenle, 1993'ün Ağustos ayında yasal değişiklikler yapıldı. Hazine'nin MB'ye birikmiş borcu silindi ki, Hazine MB'den daha fazla kredi kullanabilsin.

    Dahası, o zamanlar haftada bir yapılan borçlanma ihalelerinde bankalardan gelen tekliflerde ortaya çıkan faizler yüksek diye (en yükseği yüzde 92 idi), finansman ihtiyacına karşın, ihaleler iptal edildi. Ya da gelen tekliflerin çok az bir kısmı kadar bono sattı Hazine.

    Sonuçta olanlar çok ilginç: 1993'ün sonlarından itibaren gerginlik arttı. Bir ara bankalar arası piyasada faiz yüzde 700'ü gördü. MB döviz rezervi 3 milyar dolara düştü. 5 Nisan'da istikrar programı açıklandı. Ama 6 Nisan tarihinde kur yine sıçradı: Böylelikle yılbaşına göre dolar kuru yüzde 175 oranında artmış oldu.

    İşin komik tarafı şuydu: Hazine ocak ayının başından itibaren borçlanamamaya başladı. Oysa borçlanma ihtiyacı vardı. MB'den kredi kullanma imkânını neredeyse sonuna kadar kullanmıştı ve bu nedenle kur ile faiz göğe sıçramıştı. Borçlanma piyasası, Hazine'nin, 31 Mayıs tarihinde yüzde 365 faize, hem de 1 ay vade ile razı olmasıyla tekrar çalışmaya başladı. Birkaç gün sonra bu sefer yüzde 400 faizle (üç ay vadeli) borçlandı Hazine. Çok değil 6 ay önce beğenmediği faiz yüzde 90 düzeyindeydi!

    Şimdi soru şu: On beş yıl önceki olaylar neden aklıma geldi? Birincisi, krizler üzerine bir kitap yazıyorum. Valla ben eğleniyorum; sizinle paylaşmamak olmazdı. İkincisi ve daha önemlisi 1994'te olan bitene tekrar bakarken şöyle bir demeç gördüm: "Tokyo'dan bir bavul dolusu parayla dönüyorum. Söyleyin o bankalara ayaklarını denk alsınlar". Demeç ihale iptallerinin olduğu ve bankaların hizaya getirilmeye çalışıldığı 1993'ün ikinci yarısında veriliyor. Mekân: Moskova semaları; demek ki Tokyo'dan Avrupa'ya giden uçakların rotası o dönemde oradan geçiyormuş.

    Bu haberi hatırlamak önce gülümsetti beni elbette, ama sonra da tedirginleştim. Birkaç haftadır ne okuyoruz gazetelerde, ne dinliyoruz haberlerde? İşbaşındaki yönetimin en yetkili ağızlarından bankalarımızı şikâyet eden sözler dökülmüyor mu? Hayırdır inşallah...
    Devam edeceğim. Ama ne yazacağımın ipucunu vereyim: Birincisi, güven sağlanmadan bankaların 'sermayeyi kediye yüklemesini' bekleyemezsiniz. Bu güveni sağlayacak da sizlersiniz. Şikâyet etmek yerine güveni artırıcı adımlar atınız lütfen. İkincisi, şu çalışmayan piyasada bile faizler çok yüksek: Geçen hafta bir yakınım bir yıl vadeli konut kredisi aldı: Diğer kredi türlerine göre vergi avantajına karşın bu kredinin maliyeti (faizi) yüzde 22'ye ulaşıyor neredeyse. Neden acaba faizler bu kadar yüksek? Cumartesiye..

    Bu yazı 21.05.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır