Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bankalara kızmak yerine...

    Fatih Özatay, Dr.24 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 965

    Bankalara karşı yetkililer ne tür suçlamalar yapıyorlarsa yapsınlar bizler için sanırım işin özü açık: Kredi piyasası farklı bir piyasa; çanak çömlek piyasası gibi çalışmıyor. Borç isteyene para bugün veriliyor, karşılığında sadece ileri bir tarihte ödeme sözü alınıyor. Ya bu söz tutulmazsa? Bu nedenle normal koşullar altında bile kılı kırk yarıyor bankalar kredi açarken.

    Bugünkü gibi anormal koşulların varlığında ise, şirketlerin üretimleri baş aşağı gittiği için, verdikleri borçların geri dönme olasılığının azaldığını düşünüyor bankalar. Onun için de tedirginleşiyorlar, kılı kırk yarmakla yetinmiyorlar, kredi musluklarını kısıyorlar, bazı kredileri geri çağırıyorlar, ek teminat istiyorlar.Krizi ciddiye alan ciddi bir ekonomik program uygulayıp algılanan riski azaltmak gerekiyor ki bankaların tedirginliği azalsın. Bu koşullar altında, bankaları kredi açmıyorlar diye eleştirmek anlamlı değil. Aynı ortamda kredi faizi de düşmüyor: Birincisi, gerçekleşen riskler, yani geri dönmeyen kredilerdeki artış maliyetleri yükseltiyor. İkincisi, bu maliyetlerin ileride daha fazla artması olasılığı bankalarca dikkate alınıyor. Açayım...

    Şu sıralarda OECD'de çalışan okurum Hakan Atasoy sık sık ilginç hesaplamalar içeren yazılar yolluyor bana. Bunlardan sonuncusu tam da şu faiz meselesi ile ilgili. Özü şu: Evet, mevduat faizleri düşerken kredi faizleri pek oynamıyor. Dolayısıyla, kredi faizleri ile mevduat faizleri arasındaki fark açılıyor gibi bir izlenim doğuyor. Bu da bankalar aleyhine kampanyayı körüklüyor. Oysa geri dönmeyen krediler (takipteki alacaklar) için yasal nedenlerle bankalar karşılık ayırmak zorundalar. Bu karşılıkları ayırmak zorunda olmasalar, o para ile kredi açabilir, ya da Hazine tahvili alıp para kazançlarını artırabilecekler. Dolayısıyla takipteki alacaklar artarken, ayırdıkları karşılıkların da artması nedeniyle, önemli miktarda faiz gelirinden mahrum kalıyorlar.

    Bu durumda, kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki farka, bu maliyeti de dikkate alıp bakmak gerekiyor. Öyle yapınca da, aradaki farkın şikâyet edildiği gibi artmak yerine azaldığını saptamak mümkün oluyor. Dahası, kredi faizlerin düşmemesinin arkasındaki temel nedenlerden birisi ayan beyan ortaya çıkıyor.

    Okuyucumun gönderdiği hesaplamaların özetini Tablo 1'de veriyorum. Hesaplamalara temel oluşturan veriler BDDK'nın mayıs ayı bülteninden alınma. Tüm banka gruplarını kapsıyor. Mevduat, kredi ve takipteki alacak değerleri için dönem başı (aralık) ile dönem sonunun (mart) ortalamaları kullanılıyor. Bültendeki gelir tablosundaki kredi faiz gelirleri kredi miktarına, mevduat faiz giderleri mevduat miktarına, ayrılan karşılık miktarı da kredi miktarına bölünerek ilgili gelir ve gider oranları (faizler) hesaplanılıyor. Hesaplamalar lira ve döviz cinsinden krediler ile bir de toplam krediler için yapılıyor.

    Salt kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki farka bakınca, sanki bu fark son bir yılda önemli ölçüde artmış gibi görünüyor. Fark, mesela toplam krediler için, yüzde 4.8'den yüzde 6.8'e çıkıyor. Oysa karşılık maliyetlerini de dikkate alınca, birincisi, bu fark artmak bir tarafa bir yıl öncesine göre düşüyor. İkincisi her iki yılda da daha 'insaflı' bir düzeye iniyor.

    Ama asıl önemlisi şu: Kredi faizlerinin düşmemesinde artan riskin önemli bir rolü var. Artan riskten kasıt, artan geri dönmeyen kredi oranı. Bir de bankaların bu oranın ileride daha da yükselebileceğini hesapladıklarını düşünün. Bu durumda yine aynı noktaya geliyoruz: Kredi faizlerinin düşmesini istiyorsanız, lütfen risk algılamasını azaltacak önlemleri alın. Bu önlemlerin arasında bankalara kızmanın olmadığını bilmem hatırlatmam gerekiyor mu?

    Bu yazı 24.05.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır