Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Şu vergi meselesi

    Fatih Özatay, Dr.31 Mayıs 2009 - Okunma Sayısı: 851

    İç talebi artırmayı amaçlıyorsunuz diyelim. Nedir elinizdeki araçlar? Vergi oranlarında indirimler, bazı kesimlere bütçe gelirlerinin bir kısmını aktarmak (transfer harcamalarını artırmak) ve kamu harcamalarını yükseltmek. Vergi oranlarında indirim yoluyla iç talebin artırılacağı açık. Dolayısıyla tartışma konusu bu değil. Kimse vergi oranlarında indirim yoluyla harcamaları artıramazsınız demiyor.

    Mesele şu: Birincisi, kamu bütçesini etkileyecek bir karar alıyorsanız bunun etkilerini de hesaplamanız gerekiyor. Bu hesaplamayı ciddi biçimde yapıyorsanız o zaman şu soruyu sormak mümkün oluyor çünkü. Mademki amacım iç talebi artırmak, hangi aracı (vergi, transfer, harcama) kullanırsam bu amacıma daha çok yaklaşırım (iç talebi daha çok artırırım)?

    Dolayısıyla, bir sıralama yapmak mümkün. Bütçe açığını 100 birim artıracak tüm politika seçenekleri arasından iç talebi en çok artıracaktan en az artıracağa doğru bir liste yapabilirsiniz. Ama bu da yetmez. İç talebi artırırsınız da, artan talep ithalata yönelik olur. Yani, yurtiçinde üretilen mal ve hizmet miktarını fazla etkilemez; büyüme hızını ve istihdamı artırmaz. Bu durumda, bu seçenekler arasındaki sırlamayı yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlere olan talebi en çok artıracak seçeneklerden en az artıracaklara doğru yapmak gerekir. Bu liste bir kez elinizde oldu mu, o zaman ikinci önemli aşamaya geliyorsunuz. Tamam, yurtiçinde üretilen mallara talebi artırmak açısından 'd' seçeneği en uygunu görünüyor; ama bu toplumun hangi kesimlerini etkiliyor?  Bu durumda, seçenekleri, farklı gelir gruplarını etkileme dereceleri açısından yeniden bir sıralamaya tabii tutmak gerekiyor. Kısacası, hem en düşük gelir grubunda olan kesimlere daha çok yaramalı alacağınız önlem, hem de iç talebi en çok uyaracak seçenekler arasından olmalı.

    Şüphesiz herkes böyle düşünmek, ya da her hükümet böyle bir politika uygulamak durumunda değil. Sonuçlarına katlanmaya razıysa gelir dağılımı ile ilgilenmeyebilir mesela.
    Ama iktisatçılar böyle tartışmalı; iç talep açısından etkisi şu, gelir dağılımı açısından etkisi bu diye. Sonra isteyen istediğini seçer.

    Bu çerçevede bakınca bana otomotiv sektörüne yönelik vergi indirimi anlamlı gelmiyor: Birincisi, yurtiçinde üretilen mallara olan talebi en çok artıracak seçenek değil. Daha çok ithalata yarıyor. İkincisi düşük gelir gruplarına etkisi çok az.

    Şöyle bir amacımız da olmalı: Kriz bir dolu işsiz yarattı. Alacağım önlemlerin en çok işsizlere yaraması gerekiyor; onların çocuklarının da geleceklerini karartmamalıyım.
    Talebi artıracak politikalara ilişkin çok önemli bir başka nokta daha var. Deniliyor ki, vergi indirimi yaptık ama bakın vergi gelirleri arttı. İlk bakışta doğru gibi. Ama durun ve düşünün. Diyelim ki tüm yıl boyunca yüz otomobil ve yüz TV satılacak Türkiye'de. Bunların satışı da yıla eşit dağılsın; her yarıda ellişer. Vergi indirimi geçici; ilk yarı için geçerli olsun.

     

    İkinci yarıda vergi oranları eski düzeyine dönecek. Bu durumda ikinci yarıda araba ve TV almayı planlayanlar, imkânlarını zorlayarak bu planlarını öne çekecekler; ilk yarıda almaya çalışacaklar.Yani, yıl boyunca satılacak araba ve TV miktarı değişmeyecek. İlk yarı itibarıyla bakınca vergi geliri, TV ve araba satışı artmış gibi olacak, ama yılın toplamı açısından değişen bir şey olmayacak.

    Tabii ki meramım iyice anlaşılsın diye uç örnek veriyorum. Yaratılan geçici ucuzluk nedeniyle hiç planlarım arasında yokken mesela yeni bir TV alabilirim, TV satışları 103'e çıkabilir. Bu ayrıntılar bir tarafa, analizin özü önemli. Bu 'öz'de anlaşıyorsak, o zaman şu önemli noktaya geliriz: Geçici vergi indirimi ekonominin çarklarını döndüren ilk hareketi verir. Yaratılan devinimin (talep artışının) devam etmesi gerekir. Bu durumda devamını getirecek ekonomik programı da hemen devreye sokmalısınız.
    Yoksa attığınız adım boşa gider.

    Bu yazı 31.05.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır