Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Vasatistan ve YÖK

    Fatih Özatay, Dr.04 Haziran 2009 - Okunma Sayısı: 1008

     

    Çocuklarımızı 'iyi bir eğitim' alsınlar diye o dershaneden bu dershaneye koşturuyoruz. Üstelik bu işi altıncı sınıfa kadar indirdik. Lafın gelişi 'iyi bir eğitim'. Asıl amaç, önce üniversiteyi daha rahat kazanmalarını sağlayacak bir liseye girmelerini sağlamak, sonra da iyi bir üniversiteye kapağı atmalarını garantiye almak.

    Peki, bunca para ve zaman harcayan, sınav öncesi uzunca bir süre çocuklarıyla birlikte sınav gerginliği yaşayan velilerin Türkiye'deki üniversiteler hakkında yeterli bilgileri var mı? İyi eğitim açısından bir sıralama onlara sunuluyor mu? Ne bileyim, en iyi elektrik mühendisliği, ya da iktisat bölümleri sıralaması var mı mesela? Bu kadar para harcadıktan sonra, çocuğum da yeterli puanı tutturmuşsa neye göre karar vereceğim hangi üniversiteye gireceğine? Tamam, üniversitelerin bulunduğu şehir bir kriter, ama mesela İstanbul'da ya da Ankara'da okumasını istiyorum, hangi elektrik mühendisliğini yazmalı çocuğum sıralama listesinin başına?

    Daha vahimi şu: Bazı vakıf üniversiteleri çok kaliteli. Bazı bölümleri en iyi devlet üniversitelerinin aynı bölümlerinden daha kaliteli eğitim veriyorlar. Girin YÖK'ün internet sayfasına. Son üniversite sınavında alınan puanlara dayanarak ilgilendiğiniz bölümlere girebilmek için gereken taban puanlar açısından üniversiteleri sıralayın. Sıralamaya vakıf üniversitelerinin burslu programlarının taban puanlarını dahil etmeyin; parasız devlet üniversiteleri ile vakıf üniversitelerinin paralı bölümleri arasında yapın sıralamayı.

    Ben bunu iktisat ve işletme bölümleri açısından yaptım. Diğer bölümler için de hemen hemen aynı durum geçerli. Şu: Türkiye'nin en iyi üniversiteleri arasında bulunan birkaç vakıf üniversitesi dahil tüm vakıf üniversiteleri sıralamada devlet üniversitelerinden sonra geliyor. Yani, listenin en altındaki devlet üniversitesinin iktisat bölümüne girecek puanınız varsa, istediğiniz vakıf üniversitesinin aynı bölümünde rahatlıkla okuyabilirdiniz. Üstelik sıralamada en altta yer alan devlet üniversitesi ile ondan sonra gelen vakıf üniversitesi arasında bayağı bir puan farkı var.

    Bunda ne gariplik var? En iyi üniversite-en iyi bölüm sıralamamız yok, ama böyle bir sıralama yapsaydık dikkate alacağımız ölçütlerden bir tanesi şu olacaktı: O üniversitenin o bölümündeki öğretim üyelerinin yayın kaliteleri ne? Bu soruya kabaca bir yanıt vermek mümkün: Üniversitelerin bölümlerini, o bölümlerde yer alan öğretim üyesi başına uluslararası atıf endekslerinde yer alan makale sayıları açısından sıralayabilirsiniz.

    Böyle bir sıralama tekil bölümler için değil ama tüm üniversiteler için YÖK'ün internet sayfasında var. Mesela 2007'de bu sıralamada TOBB-ETÜ birinci, Başkent Üniversitesi üçüncü, Koç Üniversitesi beşinci, Bilkent sekizinci. Yani, ilk sekizde dört tane vakıf üniversitesi var. Oysa az önce belirttiğim gibi, bu üniversitelerden çok daha sonra gelen, hatta listenin sonlarında yer alan bazı devlet üniversiteleri daha çok tercih ediliyor. Dahası, en alttaki devlet üniversitesi ile ondan sonra gelen vakıf üniversitesi arasındaki puan farkı gösteriyor ki, devlet üniversitesine giremeyen bazı öğrencilerimiz parasızlık nedeniyle vakıf üniversitelerine de gitmiyorlar. Yani hiç okumuyorlar!

    Bu adil bir sitem değil. Üstelik Türkiye'nin geleceği açısından da oldukça düşündürücü Ailelerinin maddi olanaklarının yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan bu sorunun oysa çözümü var: Sıralamada sonlarda yer alan bir üniversitede okumayı istemeyen, ya da tüm vakıf üniversitelerine girmeye yetecek kadar puanı olmasına karşın bu okullara kayıt yaptıramayan ve devlet üniversitesine de puanı yetmeyen öğrencilere kredi vermek. Bu krediyi de mezun olduktan sonra makul bir süre geçtikten sonra uzun taksitlerle ödemesini sağlamak.

    YÖK, Sabancı Üniversitesi'nin denediği ve iyi de çalıştığı anlaşılan 'bölümsüz üniversite' sistemi ile uğraşmaktansa bu sistem üzerine kafa yorsa kötü mü olur? Mecburi hizmetle yurtdışında doktora yapmış ve YÖK'ün kısıtlamaları sonucu ortaya çıkan kadrosuzluk nedeniyle devlet üniversitelerinde beş altı yıldır yardımcı doçent olamayan hayata küsmüş öğretim görevlileri yaratmak yoksa daha mı cazip? Böyle eşitlikçi sistemleri tasarlamak, onlara kafa yormak yoksa Vasatistan normlarına uymuyor mu?

    Bu yazı 04.06.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır